Bizimle iletişime geçin

Makale

Küçük Burjuva İdeolojisinin Anatomisi- 1

Günümüzde zenginleşme ve sınıf atlama hayali kuran işçilerin azımsanmayacak varlığı bizlere toplumun çoğunluğu üzerinde küçük burjuva kültür ve ideolojisinin ne kadar etkin olduğunu bildirmektedir. Haliyle bu sorunsallık devrimci örgüt sosyolojisini esasta ideolojik, siyasal ve kültürel olarak şekillendiren bir faktördür.

Gelişen kapitalizm küçük burjuvaziyi tamamen yok edemedi ama bağımsız bir sınıf olma olasılığına tarihsel anlamda kesin bir sınırlama getirdi. Kapitalizm küçük burjuvaziyi bir yandan yok ederken başka bir kulvarda yeniden üretmektedir. İşte bu durum onun bağımsız bir sınıf olarak varlığını engellemektedir. Sermaye yeniden üretim süreçlerinde eskiden oluşmuş küçük burjuvaziyi kitleler halinde yıkıma sürüklerken yeni istihdama bağlı olarak onu yeniden üretmek durumunda kalıyor. Bu durum küçük burjuvaziyi, kapitalist sistemin tamamlayıcı bir bileşeni rolüne koşullanmaktadır. Öte yandan küçük burjuvazi, burjuvazinin embriyonları olma özelliğini tarihsel anlamda yitirmiştir. Bu durum onların kapitalist sistem ile olan çelişkisinin niteliğini belirlemektedir. Küçük burjuva sınıfının güvenilir bir geleceğinin olmayışı devrim ile karşı devrim arasındaki siyasal yalpalayışının nedenleri arasında sayılmaktadır. Yani bu sınıf hem kapitalist toplumun bir yönüyle tamamlayıcısıdır hem de diğer bir yönüyle de ona karşı güvensiz ve çekişmeli bir haldedir. Aşırı uçlarda gezinen, tutarsız, isyankâr ve Nihilist küçük burjuva edebiyatı böyle bir sınıfsal gerçeklikten beslenmektedir.

Siyasi hayatta ise uzun erimli sabır ve doğal zekâ gerektiren stratejilere katlanamaz ve devrim sonrası devletli sosyalist geçiş dönemine tahammül edemeyecek kadar acelecidir. Devleti hemen sönümlemek istemesi kendi bireyci otonom yapısına duyduğu dayanılmaz güvensizlikten ileri gelmektedir. Bu anlamda özgürlük anlayışı toplumsal sorumluluktan uzak ve adeta başı boş gibidir. Bir küçük burjuva ideolojisi olan anarşizm bu konuya iyi bir örnek olarak verile bilinir. Yenilgi yıllarında ise geçmişinden pişmanlık duyma, kaçırdığı imtiyazlar için hayıflanma, ideolojik ricat ve bunalımlı bir ruh hali içerisindedir bu kesimler. Yani küçük burjuva radikalizmi kof olmakla birlikte aslında sağcılığın ters yüz edilmiş bir halidir. Marks ve Engels yoldaşlar Komünist Manifesto’da; “Ortaçağ kentliler ve küçük mülk sahibi köylüler modern burjuvazinin habercileriydiler.” derlerken aslında tarihte küçük üreticilerin doğmakta olan burjuva sınıfının embriyonları olduklarını kastet ediyorlardı. Burjuvazi aristokrasiye karşı küçük ticari işletmeler, zanaat atölyeleri ve lonca teşekkürleri zemininde kuluçkaya yatarak hakim üretim ilişkilerini değişime zorlamıştı. Ama kapitalist üretim ilişkileri hâkim hale gelmeye başladıktan sonra yeni ortaya çıkan ya da geride kalan küçük burjuva sınıfı büyüyüp palazlanma şansını tarihsel anlamda yitirmiş oldu. Çünkü burjuva sınıfı sadece aristokrasiyi değil, küçük mülk sahiplerini de yıkıma uğratarak yükselmiştir. Bu anlamda küçük burjuvazi artık tarihsel anlamda büyük burjuvazinin embriyonları olma fırsatını artık kaçırmıştır.

Peki, buna rağmen küçük burjuva sınıfının günümüzde bu kadar yaygın bir sosyal toplumdan teşekkül olmasını nasıl açıklamak gerekir? Bunun nedeni küçük burjuvazinin kapitalizm tarafından sürekli kitlesel olarak yok edilip yeniden yaratılmasından kaynaklanmaktadır. Üretici güçlerin geliştiği ülkelerde küçük burjuvazinin önemli bir kesimi işçileşerek nüfusunun önemli bir bölümünü kaybetmekte ama tamamen ortadan kalkmamaktadır. Bunun nedeni sermayenin kâr ve rekabet yasalarının toplumu proletarya ve burjuvazi diye iki ana sınıfa doğru yapılandırmaya meyilli olmasıdır. Kapitalist sermaye üretkenliğinin daha yavaş ve gerilerde seyrettiği ülkelerde ise toplumun neredeyse en kalabalık sınıfını teşkil etmektedirler. Aslında mesela başta Türkiye ve benzeri ülkelerde küçük burjuvazi işçileşmek ya da işsizleşmek zorunda kalsa bile hala küçük burjuva zihniyetiyle yaşamaktadırlar. Günümüzde ortalama bir insanın yaşamı algılayış biçiminin küçük burjuva olması buralardan ileri gelmektedir. Günümüzde zenginleşme ve sınıf atlama hayali kuran işçilerin azımsanmayacak varlığı bizlere toplumun çoğunluğu üzerinde küçük burjuva kültür ve ideolojisinin ne kadar etkin olduğunu bildirmektedir. Haliyle bu sorunsallık devrimci örgüt sosyolojisini esasta ideolojik, siyasal ve kültürel olarak şekillendiren bir faktördür. Hatta bu şekillendirme başlangıçta felsefeyle başlamaktadır. Felsefe değiştikten sonra artık her şey o doğrultuda kendisini tanımlamaktadır. Küçük burjuva kadroların bir örgütsel formasyon içerisinde devrimci felsefenin önemini küçümsemesi böyle bir sınıf ihtiyacından doğmaktadır. Çünkü her sınıf mensubu bilgi ve örgüt gibi dokunduğu her şeyi kendi sınıfsal ihtiyaç ve güdülerinin bir aracına çevirmeye yatkındır. Devrimci örgütlerin en çok küçük burjuva ideolojisinden etkilenmeleri kuşkusuz bir tesadüf değildir. Nasıl ki bir küçük burjuva birey işçi olmak zorunda kaldığında bile küçük burjuvalığından hemen vaz geçmiyorsa, aynı şekilde devrimci örgütlü saflara geldiğinde de bu zihniyetinden hemen vazgeçmeyecektir. Çünkü toplumsal çoğunluk bu ideolojinin onaylayıcısı, taşıyıcısı ve elinden geldiğince yaşayıcısı durumundadır. Kapitalist gelişme karşısında küçük burjuvazinin yaşadığı arada kalma ve sıkışmışlık durumu onun siyaset biçiminin ikircikli ve tutarsız olmasına sebebiyet vermektedir.

Küçük burjuvazinin proletarya ve burjuvaziden bağımsız bir siyasal güç oluşturma çabalarının saman alevine benzemesinin sebebi; toplumsal emekten aldığı payın ve dolayısıyla üretim ilişkileri içindeki yerinin belirsiz oluşudur. Küçük burjuva ideolojisinin eleştirisini aynı adlı eserle yapan Maksim Gorki bu sınıfın ruh halini şöyle ifade etmektedir; “Kendisinin eşsiz olduğuna inanır. Bu nedenle bütün merasimlerde bulunur. Bütün düğünlerde nişanlı ve bütün gömmelerde ölü olan odur.” Gerçekten de küçük burjuvazinin karmaşık ve tutarsız ruh halini başarılı ifade eden cümleler bunlar. Bu edebi önerme aynı zamanda kendini her şeyin merkezine yakın hisseden bir psikolojik yapılanmanın dışında politik ve örgütsel formasyona uygulanırsa eğer; revizyonizm ile Marksizm, burjuva liberalizmi ile radikalizm ve nihayet proletarya enternasyonalizmi ile sosyal şovenizm arasında çalkalanan günümüz küçük burjuva devrimcilerin durumuna da açıklık getirecektir. Çünkü her seçim döneminde gönlü burjuva kamplarda olan ve seçimler bittikten sonra tekrar devrimci ayarlara dönen küçük burjuva solcularının günümüzdeki oportünist tutumu Maksim Gorki’nin eserini güncelleme ihtiyacı doğurmaktadır.

Burjuva kamptaki çelişki ve sorunlara proleter devrimin lehine değil, bizzat burjuva kanatlardan bir tarafın lehine ilgi duymak Gorki’nin dediği gibi; “Bütün düğünlerde nişanlı olmak” değil midir? Ya da somut ve güncel bir örnek vermek gerekirse; mesela Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığını kaybetmiş olmasına üzülüp hayıflanmak klasik bir devrimci tipoloji açısından yine Gorki’nin deyimiyle; “Bütün gömmelerde ölü olmak” değil midir? Halbuki bir komünist devrimci, burjuva cenahın yaşadığı bütün çelişkileri proletaryanın kendisi için bağımsız bir sınıf olmaktan kaynaklı egemenlik mücadelesinin hizmetinde ilgi duyup değerlendirmelidir. Aslında bu durum, küçük burjuvazinin neden sosyalist bir devrime önderlik yapamayacağının tarihsel maddi izahatı da olmaktadır. Bu hastalıklı yönelim fikir özgürlüğü kavramıyla açıklanıp hiçbir şey olmamış gibi kapatılacak bir konu değildir. Proleter devrimci hareketler açısından ideolojik bir sorunsallığı ifade etmektedir.

Küçük burjuvazinin özgürlük anlayışı çarpıtılmış bir özgürlük anlayışıdır. Böyle bir dünya görüşünün içinde yaşayan insanlar bütün eleştirel edinimlerini her yönden oluşan çelişkiler üzerine inşa etmiş gibidirler. Küçük burjuvazinin muhalefet anlayışının köklerinde kendi ideolojik çarpıklığını yaşayacak bir otonom alan açma kaygısı bulunmaktadır. Bu kesimin görüşlerinin samimiyetinin güvenilmez olması bu tarihsel gerçeklikten ileri gelmektedir. Aynı zamanda küçük burjuvazinin hümanizmi de cehenneme giden yolun parke taşları gibidir. O’nun insancıllığı burjuva ekonomi politiğin acımasız yasalarını yeniden yaratır adeta. Bütün kahkahaları ve göz yaşlarının gölgesinde burjuva yaşamın tohumları yeniden yeşermektedir. Yine Gorki küçük burjuvazinin insancıllığını şu etkili sözlerle tarif etmiştir; “İnsan bozulmuş etten bile faydalanabilir. Bu eti sirkeye yatırın, iyice tuzlayın ve hizmetçiye yedirin”. Bu anlamlı önerme aynı zamanda günümüzde küçük burjuva zihniyetiyle hareket eden “devrimci” tipolojiyi de başarılı bir şekilde açıklamaktadır. Olumsuz bir örgütsel zihniyetin getirdiği pragmatist işleyişin nasıl burjuva ilişkileri doğurduğu bu örnek ışığında daha iyi incelenebilir. Biz bunu sınıfa ve öncü güçlerine duyduğumuz sorumluluk gereği makalemizin gelecek bölümlerinde yapmaya çalışacağız…



Ocak 2025
PSÇPCCP
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031 

Daha Fazla Makale Haberler