
4 kadın fotoğrafçının, 20. yüzyılın en önemli modernist romancılarından biri olarak kabul edilen Virginia Woolf’un aynı isimli kitabından yola çıkarak hazırladığı “Kendine Ait Bir Oda” sergisi İstanbul’da açıldı.
Sergi, kültürel tariflerin etkisiyle eve, bedenine ya da belli bir role hapsolmuş kadınları inceliyor.
“Kendine Ait Bir Oda” sergisinde Cansu Yıldıran, kişisel deneyimleri sonucu oluşturduğu “Mülksüzler” isimli projesinde, Karadeniz yaylalarında kadınların mülk sahibi olma hakkından yoksun bırakılması üzerinden cinsiyetler arası sınıf ayrımını inceliyor.
İstanbul’da yaklaşık olarak iki yıl yaşayan Alman fotoğrafçı Charlotte Schmitz de, “Çok Güzelim, Çok” isimli projesinde Balat’ta komşusu olan kadınların özel yaşamlarını belgeliyor.
Ortadoğu’daki sosyal meselelerle, özellikle de kadınlarla ilgili çalışan İranlı sanatçı Tahmineh Monzavi ise adını İran’daki eski bir güzellik yarışmasından alan “Crown Giver-Taç Giydiren” serisinde, kadınların güzellik anlayışını İran’daki sosyal konumları üzerinden yeniden yorumluyor.
Monzavi, Afganistan’da çekmiş olduğu fotoğrafta savaş sırasında harabe haline gelen parlamento binasında “robab” çalan bir kadın üzerinden savaşın mimari ve insan üzerindeki izlerini belgeliyor.
Meltem Işık “Aynı Nehirde Bir Daha” adlı serisinde kişinin bedeniyle ilişkisini, aynı anda hem gören hem görülen olma özelliği üzerinden araştırıyor.
Sıradan olanı mercek altına aldığı işleri, insanın kendisini harici araçların yardımı olmaksızın bir bütün olarak görmesinin imkânsızlığı fikri etrafında şekilleniyor.
‘Kendine Ait Bir Oda’ sergisi, 22 Mart-5 Mayıs 2018 tarihleri arasında bomontiada’da yer alan Leica Gallery İstanbul’da görülebilir.
Kaynak: Gazete Karınca










