
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yazı İşleri Sorumlusu Aydın Keser, Odatv’den Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yakındoğu Haber Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu ve Rudaw TV’den Ravin Sterk Yıldız’ın tutuklanmasına adliye binaları önünde tepki gösterdi. İstanbul, Ankara ve Adana’da bir araya gelen gazeteciler, “Gazetecilik suç değildir” diyerek, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
TGS, gazetecilere dönük baskılar, gözaltı ve tutuklamaları protesto etmek amacıyla Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklaması yaptı. TGS temsilcilerinin yanı sıra Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) üyeleri, gazete çalışanlarımız ile basın meslek örgütleri ve çok sayıda gazetecinin katıldığı açıklamada, “Gazetecilik suç değildir” pankartının açılarak, “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ile TGS Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli gazeteciliğe dönük baskı, gözaltı ve tutuklanmalara ilişkin kısa birer konuşma yaptı.
8 gazeteci tutuklandı
TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, Türkiye’nin son 15 gün içinde yine gazeteci tutuklamaları ve yargılamalarıyla gündemde olduğunu belirterek, 28 gazetecinin gözaltına alındığını, 8’inin ise tutuklandığını söyledi. Dış politikadaki gelişmeler nedeniyle gazeteciler hedef haline getirildiğini dile getiren Tuna, “Türkiye toplumuna gerçekleri ulaştırmak dışında bir şey yapmayan gazeteciler suçlu, hatta hain ilan edilmekteler. Gazetecilik kamu çıkarlarını korumak için yapılan bir meslektir. Gazeteciliğin gayesi; yönetenleri ya da bir kesimi, onların çıkarlarını korumak değil toplumun çıkarlarını korumaktır” dedi.
‘Yargı kopyala yapıştır modeliyle mi karar veriyor?’
Hükümete seslenen Tuna, “Peki neden? Türkiye toplumundan ne gizleniyor? Gazetecileri böylesine hedef haline getiren onları hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp tutuklatan gerçekler ne? Hukuksuz biçimde diyoruz çünkü son yaşadığımız tutuklamalarda da bir kez daha gördük ki yargı bağımsız hareket etmiyor. Telefonla çağrılsalar gelecek olan gazetecilerin evlerine baskınlar yapılarak gözaltına alınıyorlar, serbest bırakıldıkları suç iddiasından bir gün sonra tutuklanıyorlar. Mahkeme heyetinin bir gün içerisinde bulduğu yeni suç delillerini açıklaması gerekiyor. Murat Ağırel örneğinde de gördüğümüz gibi aynı kararın içerisine hem serbest bırakılmasını hem de tutuklanmasını isteyen yargılamanın tarafsız olduğunu kim söyleyebilir? Yargımız artık kopyala yapıştır modeliyle mi karar veriyor?” diye sordu.
‘Gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz’
Ardından konuşan HDP Milletvekili Koç ise, demokratik toplum oluşmasının en önemli ayağının basın olduğunu vurgulayarak, “Haber alma özgürlüğü Türkiye’de kısıtlanmakta şu an da mevcut iktidar yargıyı alet ederek basın emekçileri üzerine çok büyük baskı uygulamaktadır. Biz bunu kınıyoruz. Siz bu halktan neyi gizlemek istiyorsunuz? Mevcut anayasanın çiğnendiğini dünya kamuoyuna duyurulmak istiyoruz. Gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

