
Kadınlar Birlikte Güçlü, devlet eli ile artan kadın katliamları ve kadınlara dönük baskılara karşı Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde eylem gerçekleştirdi. Eyleme Halkların Demokratik Partisi İstanbul milletvekili Züleyha Gülüm’ün yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Basın açıklamasını Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan okudu.
Kadınlar, açıklama öncesi İstanbul Sözleşmesi uygulandığı takdirde hayatta olabilecek kadınların isimleri okunarak ‘Burada’ denildi.
Devlet ahlakının her gün kadınları öldürdüğünü söyleyen Dilek Başalan, Kürt illerinde özel savaş politikaları uygulanarak kadınların katledildiğini ifade etti. Dilek, “Firdevs Babat Ahmet Babat’ın elindeki korucu silahından çıkan tam 17 kurşunla öldürüldü. Kürt illerinde kadın düşmanı politikalarını savaş politikasıyla derinleştiren devlet her gün kadınları öldürüyor. Korucu sistemini desteklerken kadınları ise ellerine silah verdiği bu katillerden korumuyor. Ahmet Babat’ın abisi Ramazan Babat yine aynı yerde başka bir kız çocuğuna tecavüz ettiği için tutuklanıyor. Tecavüz eden suçunu örtmek için erkek devletten aldığı güçle aileyi tehdit edebiliyor ve para teklif edebiliyor. Bu kadar suçun yaşandığı bir yerde erkekler neden korunuyor? Bir üniforma sahibi olan her erkeğe şiddetin her türlüsünü uygulama hakkı tanıyan, cinsel saldırıya ve istismara göz yuman ikiyüzlü ahlak politikası bu katliamın baş failidir” şeklinde konuştu.
‘Gerçek failler için işlenmeyen adalet’
Sahnede söylediği söylemlerden kaynaklı hedef gösterilen sanatçı Gülşen’in tutuklandığını hatırlatan Dilek, “Gülşen tutuklanırken, Firdevs’e cinsel saldırıda bulunan Ramazan Babat tutuksuz yargılanıyordu. Kadınlara uygulanan bu düşman hukukunun onda biri her türlü savaş politikasını kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmak için kullanan erkeklere uygulansaydı Firdevs bugün hayatta olacaktı. Yozgat’ta bugün Beyza, kucağında çocuğu varken eski eşi Bahattin Gazi Baldemir tarafından defalarca bıçaklandı ve bu esnada da oğlunu engellemeyen İsa Baldemir Beyza’yı tutuyordu! İsa Baldemir serbest bırakılırken, Bahattin Gazi Baldemir henüz bulunamadı. Gülşen’i apar topar tutuklayanlar, konu gerçek failler olduğunda sessiz ve adaleti işletmiyor” ifadelerine yer verdi.
Dilek, 80 yaşında tutuklanan ağır hasta Makbule Özer’in Adli Tıp Kurumu’na sevk edildiğini fakat Kürtçe tercüman olmadığı gerekçesiyle Makbule Özer’in dinlenmediğini ve temel hakkı olan sağlık hakkı ve anadil hakkının elinden alındığını sözlerine ekledi. Karakollarda, adliyelerde ve cezaevlerinde hukuksuzlukların giderek arttığına ve kadınları korumakla sorumlu olanların bu hukuksuzlukları meşrulaştırdığını dile getiren Dilek, “Fatma Altınmakas şikayet için ettiği karakolda Kürtçe tercüman olmadığı için yaşadıklarını anlatamamış ve ölüme mahkum edilmişti” örneğini de hatırlattı.
‘İtaat etmiyoruz’
İktidarın nefret söylemleri ile muhalefetin iktidarı besleyen tutumları ve yargının erkek aklının kadınları hedef aldığını söyleyen Dilek, kadınların ölüm, tecavüz, tutuklama ile karşı karşıya bırakıldığını ifade etti. Dilek, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284’ün etkin uygulanmaması ve tüm kararların tek adamdan çıkması ülkeyi demokrasiden, özgürlükten, güvenilir bir yer olmaktan hızla uzaklaştırıyor. Bizler, erkek egemen sistemin yapmak istediklerini geçmişten yaşadıklarımızdan deneyimledik ve bunu kabul etmeyecek ne makul kadın olacak ne itaat edenler olacağız. Katillerin, tecavüzcülerin sırtını sıvazlayanlara sözümüz var; sokakta, evde, okulda, işyerinde her yerdeyiz. Ne size ne kadın düşmanı politikalarınıza itaat etmiyoruz” dedi.









