
Atılım Gazetesi’nin ’25. Direniş Yılında Atılım’ı Yükseltelim’ şiarıyla 22 Kasım’da Bostancı Gösteri Merkezinde düzenleyeceği etkinlik İstanbul Valiliği’nce yasaklandı. Atılım Gazetesi emekçileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
Açıklamaya, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanları Alev Özkiraz ve Deniz Bahçeci, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ezgi Bahçeci, DİSK/Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, Komün Dergisi Yayın Kurulu üyesi Ahmet Kavruk, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Meclis üyesi Tülay Korkutan katıldı.
‘Yetki, muhalefeti yaşamın her alanından koparacak
silaha dönüştü’
Atılım Gazetesi emekçileri adına açıklamayı okuyan İsminaz Temel,
valiliğin 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesiyle
gazetenin 25. yıl etkinliğini yasaklandığını belirterek, “Bu yetki,
bugün faşist düzenin toplumsal muhalefeti yaşamın her alanından
koparmak için kullandığı bir silaha dönüştü. Öyle ki, bölge
illerinde kayyumları protesto etmek, aynı yasa kapsamında
yasaklandı. Aynı maddeye istinaden, Antep’te İnsan haklarıyla
İlgili panele yasak getirildi. Ankara’da, uyuşturucu ve madde
bağımlılığına karşı yapılacak miting de, aynı baskıcı yasa İle
yasaklandı” diye konuştu.
‘Bunun adı faşizmdir’
Yasakların sadece kanun maddeleriyle olmadığına işaret eden Temel,
“Keyfiyet, yasakçı yasalarla birlikte işletiliyor” dedi ve devam
etti: “’25. Direniş Yılında Atılım’ı Yükseltiyoruz’
etkinliklerimiz, İstanbul’la birlikte daha önce İzmir ve Ankara’da
da yasaklanmıştı. Aynı içerikli etkinliklerimiz ‘huzur ve
güvenliği’ bozmadan Adana, Diyarbakır ve Samsun’da yapıldı. Her bir
kentte farklı yasalar mı geçerli yoksa? Yasalar kağıt üzerinde aynı
olsa da biz çok net olarak biliyoruz: Bunun adı faşizmdir. İki
kaymakamın veya valinin aldığı kararlar değil, doğrudan merkezi
idare ve onun istihbarat birimlerinin uygulamasının bir
sonucudur.”
‘Atılım’ın karanlığa karşı mücadelesi ilk günkü gibi
dipdiridir’
8 Ekim 1994 yılında Atılım’ın yayın hayatına “Büyük bir kavganın
ürünü, büyük bir davanı sözcüsü” sloganıyla başladığını hatırlatan
Temel, “Bu slogan bize kılavuzluk ediyor. Bugün de aynı yolda aynı
yalınlıkla yolumuza devam ediyoruz. İşçi sınıfı ve ezilen halkların
tarafı ve sesi olma onurunu boynumuzda bir madalya gibi taşıyoruz.
Atılım, ‘tarihin sonu’ kehanetlerinin kara bulutlar gibi dünyayı
sardığı dönemlerde, birlik iradesinden, işçi ve emekçilerin direnme
gücünden de aldığı güçle geleceğe ışık olma misyonuyla yolculuğuna
başladı. Bugün de, karanlığa karşı mücadelesi tam da İlk günkü
kararlılığıyla taptaze, dipdiridir” diye kaydetti.
’25 yıl boyunca geçtiğimiz yol bize kılavuzluk
ediyor’
Özgür basın geleneğini sürdürenler olarak tek bir geri adım dahi
atmayacaklarını vurgulayan Temel, “Okurlarımızla buluşma, mücadele
deneyimlerimizi ortaklaştırma, sevinçlerimizi ve yitirdiklerimizi
paylaşma isteğimize yasak getirenler bilmelidir ki; 25 yıl boyunca
geçtiğimiz yol bize kılavuzluk ediyor. Bu bilinçle yaşıyor ve
yazıyoruz” dedi.
‘Aynı kararlılık ve iradeyle devam
edeceğiz’
Gazete okurlarının İstanbul sokaklarında büyük bir emekle çalışma
yürüttüklerini ifade eden Temel, “Bu emek ve özveri, bu düzenin ve
yasaklarının bir işe yaramayacağını bir kez daha gösterdi. Her
okurumuzun emeğine teşekkür ediyoruz” diyerek konuşmasını şöyle
sürdürdü: “Mücadelenin ve sürekliliğin adresi olarak bizler; işçi
sınıfı ve ezilenlerin, Kürt halkı başta olmak üzere tüm ezilen
halklarımızın, Alevilerin, gençlerin, kadınların, LGBTQ+’ların sesi
olmaya aynı kararlık ve iradeyle devam edeceğiz.”
Temel son olarak, gazetenin okurlarıyla buluşmasına hiçbir gücün engel olamayacağını söyledi ve 22 Kasım Cuma günü saat 18.30’da HDP Bağcılar İlçe Örgütü’nde yapacakları etkinlik ile Atılım’ın okurlarıyla buluşacaklarını kaydetti.
‘Her şeye rağmen umutluyuz çünkü Atılım
var’
Açıklamanın ardından söz alan DİSK/Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk
Eren, sosyalist gazete Atılım’ın okurlarıyla buluşmasının
engellenmesini kınadı, “Öyle bir baskı altında yaşıyoruz ki, bir
çocuğun trafik kazasında ölümünü araştıran gazeteciler gözaltına
alınıyor. Buna itiraz eden gençler gözaltına alınıyor” diye
konuştu.
İfade özgürlüğünün olmadığının altını çizen Eren, “Bir ay önce Cumartesi Anneleri eyleminde ‘savaşa savaş demeyeceksiniz’ diyerek bulunduğumuz binaya gaz attılar” dedi ve ekledi: “Neye, ne diyeceğimize onlar karar vermeye çalışıyor. Her şeye rağmen umutluyuz çünkü itiraz edenler var, Atılım var, gerçek gazeteciler var.”
‘Cumartesi annelerine uygulanan baskı Atılım’la devam
ediyor’
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ülkede uzunca zamandır
temel haklara yönelik gasp politikası uygulandığını dile getirdi ve
“İfade Türkiye’de hiçbir zaman özgür olmadı. Biz temel hakların
anayasadaki şekliyle bile kullanabilme olanağına erişemedik.
OHAL’le birlikte tartıştığımız ortam yasaklarla devam ediyor” diye
belirtti.
Cumartesi Annelerinin 700. haftasında uygulanan baskının bugün de Atılım gazetesi ve okurlarına uygulandığına işaret eden Yoleri, “Buna karşı mücadele etmekten başka çaremiz yok” diyerek şöyle konuştu: “Hukuk dışı her türlü keyfiyeti kullanan iktidar karşısında, itiraz etmeye, mücadele etmeye devam etmek zorundayız. Özgür basının yanındayız.”
‘Dünyanın hiçbir yerinde gerçekler
susturulamadı’
Komün Dergisi Yayın Kurulu üyesi Ahmet Kavruk da iktidarın
gerçeklere saldırdığını vurgulayarak şunları belirtti: “Cebeci’de
öğrencilere saldıran zihniyetle, gerçeklere tahammül edemeyip
Atılım’ın 25 yıl gecesini yasaklayan zihniyet aynı. Dünyanın hiçbir
yerinde gerçekler susturulamadı, umut kırılamadı devrimciler var
olduğu sürece gerçeklerin üstü hiçbir zaman kapatılamayacak.”
KAYNAK/ETHA

