
Türk devletinin Güney Kürdistan’da bulunan Medya Savunma Alanlarına yönelik işgal ve saldırıları sürüyor. Yaklaşık bir aydır devam eden işgal ve saldırılarda şiddetli çatışmalar yaşandığı belirtiliyor. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve saldırganlığa ilişkin bir açıklama yapan Birleşik Mücadele Güçleri, işgal ve saldırganlığa karşı çıkarak her alanda kürt ulusuyla ortak mücadele ve dayanışmanın yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.
BMG tarafından ”Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve saldırganlığa karşı çıkalım” başlığı ile yapılan açıklama şu şekilde;
”Faşist AKP-MHP iktidarı bir aya yakın zamandır Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılar düzenliyor. Bu saldırılarla Kürt ulusunun varlığı, demokratik kazanımları ve iradesi etkisiz kılınmak ve tasfiye edilmek isteniyor. Onun eşitlik ve özgürlük mücadelesini boğmak, bölgesel düzeydeki kazanımlarını yok etmek hedefiyle gerçekleşen bu işgal ve saldırganlıkta Türk devleti yalnız değildir. Bütün emperyalistler ve gerici bölge devletleri onunla birliktedir.
Bu işgal ve saldırganlık sadece Güney Kürdistan’la sınırlı değildir. Kürdistan’ın tüm parçaları, bu parçalardaki mücadele ve ağır bedellerle elde edilen tüm kazanımlar stratejik olarak hedeflenmektedir: Güney Kürdistan’da kalıcı askeri üsler kurmak ve bu üslerin sayısını artırmak; Rojava devrimini fiili olarak boğmak, tasfiye etmek; şeriatçı çeteler eliyle Batı Kürdistan’ın demografik yapısını değiştirmeye çalışmak ve bir bütün olarak dört parçadaki Kürt varlığını ve demokratik kazanımlarını tasfiye etmek!
”Faşist iktidar Türkiye işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin bilincini ırkçılık-şovenizm ve milliyetçilikle zehirlemektedir’
AKP/MHP faşist iktidarı, Kürt ulusuna ve kazanımlarına
saldırırken, Türkiye işçi sınıfı ve emekçi kitlelerinin bilincini
de ırkçılık-şovenizm-milliyetçilikle zehirlemektedir. Onları bu
zehirle kendi işgal politikalarına bağlamaya çalışmaktadır. Ağır
ekonomik ve siyasal krizin tüm faturasını işçi ve emekçilere ödeten
faşist iktidar, bu yıkımın onlarda yarattığı öfkeyi kontrol altında
tutmak, etkisizleştirmek için her zaman olduğu gibi bu zehirden
sonuna kadar yararlanmaktadır.
İçerde de stratejik Kürt düşmanlığı konseptiyle Kürt ulusuna
saldıran faşist iktidar koalisyonu, HDP başta olmak üzere Kürt
ulusunun ve ezilenlerin demokratik, devrimci tüm mevzi ve
kazanımlarını tasfiye etmeyi amaçlamaktadır. HDP nezdinde politik
olarak merkezileşen saldırganlık bu konseptin günceldeki adıdır. Bu
bağlamda HDP’yi sahiplenmek ve dayanışmayı yükseltmek tayin edici
bir görev ve sorumluluktur.
Kürt ulusunun dört parçada kan ve can bedeli yoğun emek ve mücadeleler sonucu elde ettiği bütün demokratik kazanımların savunulması başta işçi sınıfı olmak üzere, devrimci, demokratik ve ilerici dinamiklerin temel görev ve sorumluluklarından biridir. Güney Kürdistan’da sürmekte olan işgal örneğinde olduğu gibi, Kürt ulusunun kazanımlarını gasp etmeye yönelik tüm saldırılara karşı pratik tutum almak kimsenin kaçamayacağı tarihi bir görevdir.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri, işgalci ve sömürgeci Türk devletinin mazlum Kürt ulusuna ve kazanımlarına karşı içerde ve dışarda yürüttüğü işgal, imha ve saldırganlığa karşı mücadele etmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Faşist iktidarın, Kürt ulusuna karşı elde edeceği her ‘’başarı’’ Türkiye işçi sınıfı ve emekçi kitleler üzerindeki sınıfsal kölelik zincirlerine yeni halkalar ekleyecektir. Baskı, sömürü, işsizlik ve yoksulluktan kurtulmanın yegâne yolu; ezilen ve sömürülen işçi ve emekçilerle kölelik dayatılarak iradesi ezilmek istenen mazlum Kürt ulusunun sisteme ve faşist AKP/MHP iktidarına karşı yürüteceği birleşik devrimci bir mücadeleyle mümkündür.
Birleşik Mücadele Güçleri olarak başta işçi sınıfı olmak
üzere tüm emekçileri ve devrimci, demokratik toplumsal dinamikleri,
faşist iktidarın Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve
saldırganlığına, mazlum Kürt ulusuna dönük imha, inkâr ve tasfiye
konseptine karşı çıkmaya, onun haklı, meşru ve demokratik
mücadelesini sahiplenmeye ve halkların kurtuluşu olan birleşik
devrimci mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz”

