
HDK ve bileşenleri, kendilerine yönelik operasyonlara ve Kent Uzlaşısı’nın kriminalize edilmesine ilişkin İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önününde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Milyonlarız mahkum olmayız” pankartının açıldığı eylemde, “Saray iktidarı yenilecek”, “Baskılar bizi durduramaz”, “İş, emek, özgürlük mücadelemiz engellenemez” dövizleri yer aldı. Açıklamada sık sık, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar her şey emeğin olacak”, “Faşizme kaşrı omuz omuza” sloganları atıldı.
Basın açıklamasına HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, EMEP Milletvekili İskender Bayhan, EMEP Genel Başkanı Seyit Arslan, DEM Parti İstanbul Eş Başkanı Çınar Altan, Barış Anneleri, siyasi kurumlar ve çok sayıda kişi katıldı.
Basın açıklamasını İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına Yağmur Yurtsever okudu.
’30 kişi tutuklandı’
HDK operasyonlarında 30 kişinin tutuklandığını belirten Yurtsever, “Tutuklanan arkadaşlarımızın emek, barış ve demokrasi mücadelesine şahidiz, arkadaşlarımızı sahipleniyoruz. Tutukluların ve ev hapsi ya da adli kontrolle serbest bırakılanların yanı sıra binlerce kişinin yer aldığı soruşturma dosyalarından söz ediliyor. Suçlanan, suçlu gösterilmeye çalışılan, bu kez Halkların Demokratik Kongresi. 2011 yılında birçoğumuzun katıldığı, hep birlikte izlediğimiz bir genel kurulla siyasal partilerin, emek, kadın, gençlik, ekoloji örgütlerinin, yöre ve kültür derneklerinin, halk ve inanç topluluklarının ve bağımsız bireylerin kimliklerini, varlıklarını, ayrımlarını koruyarak bir araya geldiği bir ortak zemin olarak kuruluşunu ilan eden HDK, kurulduğu günden bu yana her çalışmasını açık alanda, her birimizin eleştirisine, denetimine, katkısına ve katılımına açık olarak sürdürüyor. Tutuklanan ve tehdit edilmek istenen gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, feministler, sosyalistler, barış ve demokrasi savunucularıdır. İçinde bulunduğumuz dönemi demokratikleşme haline getirecek ve halklara soluk borusu olacak mücadeleyi sahipleniyoruz” dedi.
‘Kürt olarak yaşadıklarımız konuşulmasın istiyorlar’
Seçilmiş yerel yöneticilerin yerine kayyımlar atandığını vurgulayan Yurtsever, “Daha operasyondan on gün kadar önce HDK tarafından düzenlenen ‘Çözüm Barışta’ konferansında basın emekçileri, hak örgütleri ve Türkiye muhalefet güçlerinin geniş bir kesimiyle birlikte davetli ve katılımcıydık. HDK Türkiye’de Kürt sorunun demokratik çözümünü uluslararası katılımlı, kamuya ve basına açık, canlı olarak yayınlanan bir konferansla tartıştığı için mi yargılanmak isteniyor? 15 yıl boyunca hiçbir etkinliğine suç yüklenemeyen HDK’nin bugün bir bütün olarak yasadışı ilan edilmesini açıklayacak hukuki gerekçe aramak boşuna. En çarpıcıları Gezi ve Kobanê davaları olmak üzere daha önce de birçok benzerini gördüğümüz bu siyasal yargı operasyonuyla yasadışı ilan edilen, başlı başına ifade, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlükleridir. Bu özgürlüklerin ancak gerçekten kullanılıncaya kadar var olduğu ilan ediliyor. Seçilmiş yerel yöneticilerin yerine kayyımlar atayarak, kent uzlaşısıyla seçildi diye yerel meclis üyelerini hapse atarak seçme ve seçilme hakkına sınırlar çizmeye kalkıldığı gibi, şimdi bir kez daha siyasi faaliyete yasaların çizmediği sınırlar çizmeye kalkılıyor. Muhalefet olmasın, olacaksa herkes kendi yerinde dursun, siyaset yapılacaksa siyasetçiler yapsın, ekmek diyen özgürlük demesin, yağmaya karşı doğayı savunanlar savaşa karşı barışı savunmasın, halkların ezilmesiyle kadınların ezilmesinden aynı yerde söz edilmesin, işçi olarak yaşadıklarımızla Kürt olarak yaşadıklarımız aynı yerde konuşulmasın istiyorlar” diye konuştu.
‘Hukuksuzluğa karşı mücadeleye devam edeceğiz’
Yurtsever, artan baskı politikalarına karşı mücadele edeceklerinin altını çizdi. Yurtsever, “Tam da bu sınırları aşmaya, siyaseti toplumsallaştırmaya, toplumsal olanın siyasetini yapmaya ihtiyacımız oldıuğu için, hangi örgütten, hangi mücadele alanından, hangi çatıdan olursak olalım, bugün ‘HDK biziz! Milyonlarız, Tutsak Olmayız’ diyoruz. Bu hukuksuzluğa karşı Gezi davasının, Kobanê davasının, tüm diğer kumpas davalarının tutsaklarıyla birlikte HDK’yle ve HDK’li olduğu için tutuklanan arkadaşlarımızla dayanışmamızı dile getiriyor, emperyalizme, sömürgeciliğe, yayılmacılığa ve işgallere karşı halkların barışı ve emeğin, ezilenlerin siyasal gücünün arttığı bir demokrasi için birlikte mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz. Geldik burdayız” diye ifade etti.

