
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan 25 Kasım 2019 ile 25 Kasım 2020 tarihleri arasında Kürdistan’da gerçekleşen kadın cinayetlerine ilişkin, “Kadına Yönelik Şiddet Raporu” şube binasında yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı. Hazırlanan raporu İHD Kadın Komisyonu üyesi Ezgi Sıla Demir okudu.
‘Kadınlar sosyal medya üzerinden sesini duyuruyor’
Ezgi, dünyanın mücadele etmekte olduğu koronavirüs salgını nedeniyle kadına yönelik şiddetin katlanarak attığını ve daha fazla sömürünün ortaya çıktığını kaydetti. Ezgi, “Normal zamanda bile kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları doğru düzgün işlemezken, kadınlar salgın nedeniyle aylarca kendisine şiddet uygulayan erkekle aynı evde kalmak zorunda kaldı. Kadınlar bu dönemde, şiddete daha çok maruz kaldı ancak seslerini dahi duyuramadılar. Olanak bulabilen bazı kadınlar, sosyal medya üzerinden yardım isteyebildi. Pandemi koşulları ağırlaşarak devam etmektedir. Bu dönemde şiddete maruz kalan kadınların kolay erişebileceği özel başvuru ve koruma mekanizmaları bir an önce geliştirilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘Kadınların katledilmesi cezasızlık politikasıdır’
Bu yıl neredeyse her gün ortalama üç kadının katledildiğine vurgu yapan Ezgi, kadınların boşanmak veya ayrılmak istedikleri erkekler, abileri, babaları ve en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını veya katledildiğini belirtti. Yargıya taşınabilen vakalarda faillerin, genel olarak iyi hal ve tahrik indirimi gibi nedenlerle hafif cezalar aldığını söyleyen Ezgi, “Yetkili polisler, çoğu vakalarda ev içi şiddeti ailenin özel durumu olarak ele almakta, gerekli yasal işlemleri yapmadan, kadına nasihat ederek onu şiddet ortamına geri göndermektedir. Taciz ve tecavüz faili kolluk güçleri ise adeta cezasızlık zırhı ile korunmaktadır. Zainal Abarakov ve Musa Orhan bunun son örnekleri oldu. Her iki kişi kamuoyu vicdanında mahkûm olurken, yargı süreçleri skandala dönüştü. Kadınları katledenlerin cesareti ise cezasızlık politikasının ürünüdür. Çünkü yargı ve siyaset önce kadını suçlamakta, toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıktığını ima etmektedir” değerlendirmesi yaptı.
‘Mücadeleye tüm gücümüzle devam edeceğiz’
Ezgi açıklamanın devamında şunları kaydetti: “Hatırlatmak isteriz ki; İstanbul Sözleşmesi’nin 5’inci maddesi ile devlete yükümlülükler yüklenmiştir. Buna göre; taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve Devlet adına hareket eden diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini temin edeceklerdir. Taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu Sözleşmenin kapsamı dâhilindeki şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması ve bu eylemler nedeniyle tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarf edilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.”
‘110 kadın katledildi’
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Gurbet Yavuz da verilere göre 25 Kasım 2019 ve 25 Kasım 2020 tarihleri arasında bölgede 110 kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi. Gurbet, son bir yılda aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu, Kürdistan’da 42 kadının katledildiğine dikkat çekerek, “33 kadın intihar sonucu yaşamını yitirmiştir. 35 kadın ise şüpheli bir biçimde ölü olarak bulunmuştur. İHD olarak yaptığımız bu tespitler Türkiye’nin sadece bir bölgesinde meydana gelmiş, kadın kimliği üzerinden gerçekleşmiş olayları yansıtmaktadır” dedi.
Gurbet, Türkiye’nin genel tablosunun daha vahim olduğunu vurgulayarak, “Biz kadınlar, her alana uzanan cinsiyetçiliğin ve eril zihniyetin yarattığı şiddet kültürüyle karşı karşıyayız. Buna son verilmesi için çağrı ve taleplerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz: Devlet kadına karşı şiddeti önlemek için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretmelidir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili ve caydırıcı cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.

