Connect with us

Güncel

Kek-börek, ketıl ve promterin yıldızlaştığı iki aylık seçim maratonu

Türkiye’nin en kritik seçimi için 2 aylık kampanya maratonu nefes nefese bir mücadeleye sahne oldu. İttifakların kurulduğu, toplumsal kesimlerin birbirine yaklaştığı kampanyadan geriye, sembolik değeri yüksek gelişmeler, gaflar, cinayetler ve toplumun değişim isteği kaldı

Türkiye, tarihinin en kritik seçimi için yarın sandık başına gidecek. AKP-MHP ittifakına karşı neredeyse toplumun geriye kalan tüm kesimlerinin bir şekilde yakınlaştığı seçim süreci nefes nefese bir mücadeleye sahne oldu.Mezopotamya Ajansı’ndan Kenan Kırkaya bu mücadeleyi derledi.

‘Türkiye’yi yönetemiyoruz’ kararı

Her kritik dönemde devreye giren ve yaptığı erken seçim çağrıları ile Türkiye siyasi tarihinin gidişatına adeta müdahale eden MHP Genel Başkanı ve AKP iktidarının ortağı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile Erdoğan 18 Nisan tarihinde erken seçim kararı aldı. Karar, muhalefet tarafından baskın seçim olarak nitelendirildi. 16 yıldır iş başında olan iktidar erken seçim kararına Türkiye’deki olumsuz gidişatı gerekçe gösterdi. Ayrıca gerekçeler arasında Türkiye’nin koşullarının gittikçe daha da ağırlaşacağına yönelik söylemler de vardı.

Adaylar ve ittifaklar

AKP ve MHP’nin Cumhur ittifakına karşı CHP, Saadet Partisi, İYİ Parti, Millet İttifakı kurarak seçime girme kararı aldı. Bu iki kutuplu yarışa HDP üçüncü güç olarak dahil oldu. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimi için AKP ve MHP, Erdoğan ile yarışa katılırken, HDP adına Selahattin Demirtaş, CHP adına Muharrem İnce, Saadet Partisi adına Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti adına Meral Akşener ve Vatan Partisinden de Doğu Perinçek Cumhurbaşkanı olarak yarışa katıldı. Demirtaş tutukluluk koşullarında, cezaevindeki hücresinden sadece avukatlarının getirdiği bilgiler üzerinden kampanya yürüttü.

Avantajlar ve dezavantajlar

AKP ve MHP, devletin bütün imkanları ile kampanya yürütürken, aynı zamanda Türkiye basının hemen hemen tamamı Cumhurbaşkanı ittifakı için çalıştı. Hemen her gün Erdoğan ve ortaklarının en az 3-5 kez çalışmaları canlı yayınlandı. HDP’ye hiç yer verilmeyen görsel ve yazılı basında Millet İttifakı adaylarına ve Muharrem İnce’ye çok az yer verildi. Daha önce “Manşetlere karşı savaşarak geldik” diyen Erdoğan bu seçimde bütün manşetleri arkasına aldı, muhalefet ise Erdoğan’ın manşetlerine karşı mücadele etti.

HDP hariç diğer partilerin baraj kardeşliıği!

Seçimin en büyük dezavantajlardan biri yüzde 10 seçim barajı oldu. Millet İttifakındaki partiler “sıfır baraj ittifakı” ile bu sorunu aşarken, baraj sadece HDP’ye konulmuş bir engel işlevini görmeye başladı. Bu nedenle AKP ve MHP bütün seçim stratejisini HDP’yi baraj altında bırakmak üzerine kurdu. Erdoğan’ın 9 Haziran’da İstanbul’da yaptığı bir toplantıda kendi teşkilatlarına HDP’yi baraj altında bırakmak için özel çalışmalar yapması talimatı verdiği ortaya çıktı.

Erdoğan’ın en zor seçimi

Bütün bunlara rağmen bu seçimin en büyük dezavantajı Erdoğan ve Cumhur İttifakının uygulamalarından dolayı karşılarına çıkan engeller oldu. İktidarın en büyük dezavantajı toplumda oluşan “iktidardan kurtulma” duygusu biçiminde şekillendi. Buna karşın iktidarın topluma vadedeceği herhangi bir vaadinin kalmaması da iktidarın iddiasını aşağı çekti. Erdoğan AKP’nin seçim beyannamesini açıklarken, topluma OHAL’in devam edeceği vaadinde bulundu. Daha sonra yaptıkları açıklamalarda iktidar yetkilileri OHAL’ın kaldırılmasını ancak kendilerinin yeniden iktidara getirilmesine bağlayarak, bunu seçmen ile pazarlık konusu haline getirdi. Yine Erdoğan toplumsal özgürlük, demokrasi taleplerine karşılık sadece daha önce yapılan ve yapılışları tartışmalara neden olan köprüleri, havaalanını gündeme getirmekle yetindi. Bu seçim argüman ve söylem üretememesinden dolayı Erdoğan için şimdiye kadar yapılmış en zor seçimlerden biri olarak kayıtlara geçti.

Kek-börek polemiği

İktidarın topluma vereceği bir şey kalmayınca, kampanya boyunca Erdoğan’ın dişe dokunur tek projesi Millet Kıraathaneleri oldu. Erdoğan buralarda insanlara kek, börek ikramı yapılacağını söyledi. Muhalefet bunu eleştirince, Erdoğan börek konusunu gündeme getirmediğini belirterek kendisini yalandı. Böylece kampanyanın polemik seviyesi kek-börek tartışmasına kadar indi.

Seçim cinayeti

Seçim süreci muhalefet partilerine yönelik saldırılar ile başladı. Önce Saadet Partililere ardından HDP’ye yönelik saldırılar organize edildi. Ancak bunlar tutmayınca, saldırılar Urfa’nın Suruç ilçesinde Esvet Şenyaşar ve iki oğlunun hastanede öldürülmesine kadar vardırıldı. Bu saldırıdan dolayı hükümet ve basın hemen HDP’yi suçlamaya başladı. Basın saldırıyı gerçekleşir gerçekleşmez, tek kalemden haberlerle, “AKP’lilere saldırı” olarak yansıttı. Ancak daha sonra ayrıntılar ve görüntüler gerçeğin tam tersi olduğunu gösterdi. Bu da daha kampanya başlamadan Baskın Oran’ın Mezopotamya Ajansı’na (MA) verdiği röportajda yapılacak olan seçimleri, “Namlulu seçimler” nitelendirmesini doğruladı. Bu dönemde gözaltılar ise hiç durmadı. Seçime bir kala çok sayıda HDP’li gözaltına alındı.

Roller değişti

Daha önce Kürt sorununu sahiplenen ve çözeceğini belirten muhalefeti de bu konuda çözüm üretmemekle suçlayan Erdoğan, son 3 yıldır Kürtlere karşı uyguladığı politikayla uyumlu olarak, Kürtleri sadece “Kürt sorunu yok” başlığı altında gündeme getirdi. AKP beyannamesinde sadece bir kez Kürt kelimesi geçti. Buna karşılık AKP’nin 60 günlük kampanyası boyunca sayısız kez, “terör, operasyon, had bildirmek” gibi kavramlar kullanıldı. Daha önce Kürt sorunu konusunda eleştirilen CHP ise adayı İnce eliyle açılım yaptı. İnce, Diyarbakır’da Kürt sorununun varlığını kabul ederek bunu çözeceklerini vadetti. Bu söylem yıllardır CHP’ye mesafeli duran Kürt seçmenin İnce’yi takip etmesini beraberinde getirdi. İnce’nin Diyarbakır mitingi Erdoğan’ın mitinginden daha kalabalık geçti. Bunun üzerine Erdoğan, İnce’nin mitingine gidenlerin tamamının HDP’li olduğunu bunu da MİT’in kendisine söylediğini açıkladı.

Kampanyanın yıldızları

Kampanya’da iki nesne adeta yıldızlaştı. Bunlardan biri Erdoğan’ın Diyarbakır’da konuşmasını kesen prompter oldu. Promter bir kez daha bu vesile ile gündeme oturdu. İkincisi ise cezaevinden kampanyasını yürüten ve attığı twitler ile dikkatleri üzerine çeken Demirtaş’ın gündeme getirdiği ketil oldu. Demirtaş’ın daha önce attığı twitler nedeniyle odasında arama yapılmış ve Demirtaş twitleri ketildan attığını açıklamıştı.

Kampanyanın en’leri

Kampanya boyunca en çok baraj meselesi konuşuldu. İş artık matematik bir hesaplamaya dönüştü ve HDP’nin baraj altında kalması AKP iktidarının devam edip etmeyeceği üzerinden ele alınmaya başlandı. Kampanyanın en kalabalık mitingleri Diyarbakır, İzmir, Aydın ve İstanbul’da gerçekleşti. HDP’nin Diyarbakır ve İstanbul, İnce’nin Aydın ve İzmir mitingleri Erdoğan’ın İstanbul mitingi kalabalık geçti. Muhalefet partileri en çok “Hak, adalet, özgürlük” kavramlarını gündemine getirirken, AKP ve MHP ittifakı buna karşın, “Vatan, Millet” gibi kavramlarla hak ve özgürlük taleplerine karşılık verdi. Bütün dezavantajlarına rağmen en renkli ve kampanyayı HDP yürüttü, en çok kadın aday ve farklı kesimlerin temsilcileri yine HDP listelerinde gösterildi.

Kampanya’nın gafları

Kampanya’da Erdoğan’ın yaptığı gaflar ön plana çıktı. Erdoğan’ın Muharrem İnce’ye seslenirken, “Bay Erdoğan”, “Tek partili dönemde 75 kişilik sınıflarda okudum” gibi sözleri öne çıktı.

AKP’nin destek aktörleri

AKP yeni Türkiye iddiasında bulunurken, Türkiye’nin bütün eski aktörleri ile kampanya yürüttü. 90’lı yılların aktörü Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli, Mafya Lideri Sedat Peker AKP’nin kampanyasında aktif yer aldı.

Bütün bunlara rağmen toplum çok belirgin şekilde değişim talebini dile getirdi.

 

 

 



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Güncel