
Yadigar Aygün / İstanbul
18 Mart tarihinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip tutuklanmasının ardından 19 Mart’ta üniversite öğrencileri Beyazıt Meydanı’nda barikatları yıktı. Öğrenciler, geleceksizliğe, haksızlığa karşı sokaklarda, eylem alanlarında direndi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) liselere keyfi atamalarına karşı da pek çok lisede lise öğrencileri bu keyfi uygulamaları protesto etti, direndi. 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ne sayılı günler kaldı. Bu yılda her yıl olduğu gibi gençlik örgütleri ve öğrenciler geleceksizliğe karşı sokaklarda olacak. Gazetemize konuşan lise ve üniversite öğrencileri Taksim Meydanı’nda olacaklarını vurguladı.
‘Kitap alamıyoruz, ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz’
Lise öğrencisi 18 yaşındaki Melek, liseli öğrencilerin ekonomik krizden dolayı çoğu şeye ulaşmadıklarını vurguladı. Liseli öğrencilerin kitap alamadıklarını ve sağlıksız beslendiklerini belirten Melek, öğrencilerin yaşadığı zorlukları şu sözler ile anlattı; “Sıra arkadaşlarımın birçoğu ekonomik yetersizlikler ve akademik baskılar nedeniyle sosyal ve psikolojik sorunlar yaşıyor. Gerici medya baskısı ve bakanlığın öğrencilere dayattığı sistem bizleri belirsizliklere, gelecek kaygısına, karanlığa itiyor. Bir çoğumuzun aile gelirlerinin düşüklüğü sebebiyle giderek artan kantin, okul kıyafetleri, ulaşım, okuma kitapları ve yardımcı kaynaklar gibi okul masraflarını karşılamakta zorlanıyoruz, karşılayamıyoruz. Kitap fiyatlarının yüksekliği ve kütüphanelerimizin de yetersizliği de kaynaklara ulaşımımızı zorluyor. Aile gelirlerinin düşük olması sebebiyle çoğu sıra arkadaşımız okullarına kahvaltı yapamadan geliyorlar. Kantinlerin pahalılığı sebebiyle mecburen daha ucuz ve sağlıksız gıdalar tüketmek zorunda kalıyoruz”
‘MEB’in keyfi atamalarına karşı direneceğiz’
MEB’in keyfi atamalarına karşı direnişte olduklarını vurgulayan Melek, sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Melek, “MEB’in okullarımızdaki çoğunlukla sendikalı öğretmenlerimize karşı keyfi atamalarını, liselerimizi kendi tekeline almaya çalışan bu rejimi, liseliler olarak kabul etmiyoruz. Direnişteyiz çünkü MEB’in karanlığına boyun eğmiyoruz. MEB, bu kararını geri çekene kadar mücadele eden öğretmenlerimizle omuz omuza direnmeye devam edeceğiz. Öğretmenlerimiz de, liselerimiz de bizimdir, bizim kalacak” diye konuştu.
‘1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır’
Geleceksizliğe karşı 1 Mayıs’ta sokaklarda, alanlarda olacağını söyleyen Melek, “1 Mayıs öğrenci hareketi açısından önemli bir tarihtir. Biz lise öğrencileri olarak eğitim sistemindeki eşitsizlikler ve mezuniyet sonrası belirsiz gelecek nedeniyle 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmak için alanlarda olacağız. Adil bir toplumun temeli, emeğin korunması ve eğitimin özgürleşmesi ile mümkündür. Biz, liseli öğrenciler olarak eşit eğitim ve daha adil bir gelecek için mücadele ediyoruz. Bizler için 1 Mayıs’ta alanlarda olmak sorumluluktur. Çünkü tarih gençliğin direnişiyle yazılır. Liseliler olarak Taksim isteğimiz var. Ve 1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır” diye belirtti.
‘Taksim çağrısını yükseltmeye çağırıyoruz’
Lise öğrencisi Umut, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olacaklarına dikkati çekerek, tüm öğrencileri 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırdı. Umut, “Liseli öğrenciler olarak tarihimiz boyunca 1 Mayıs’a hep önem verdik. İşçi sınıfıyla paralel ilerleyen durumumuzun farkındayız. Azımsanmayacak bir liseli kitlesi, emekçi halk yığınlarının yanında ve sorumluluğunun farkında. Bundan dolayı bizim katılımımızın önemi barizdir. Tüm sıra arkadaşlarımızı 1 Mayıs ve Taksim çağrısını yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.
Liseli öğrenciler iş cinayetlerinde katlediliyor
Umut, MESEM’lerde liseli öğrencilerin katledildiğinin altını çizdi. Liseli öğrencilerin özgürlük istediğini belirten Umut, “Liseli öğrenciler kesinlikle özgürleşmek istiyor ve bunun kapısının işçi sınıfı anahtarıyla açılacağının da bilincinde. Boykotlarla, genel grev çağrılarıyla biz bunu gördük. Liseli gençlik, toplumu sınıf bilincini yaşatmaya ve 1 Mayıs’a çağırıyor. Son olarak biz liselerde yaşanan bu baskıların sebebini biliyoruz ve çok iyi anlıyoruz. Dindar ve kindar nesli kaybeden, sınıf bilinci yaşatan bir nesille karşı karşıya kalan siyasal iktidar çok korkuyor. Bizleri fişlemeye ve yıldırmaya çalışıyor ama biz biliyoruz ki yüzümüzü ne kadar kapatırsak kapatalım zaten bizi tanıyorlar. MESEM projesiyle katlettikleri, ÇEDES ile karanlığa mahkum etmeye çalıştıkları, öğrenimden uzaklaştırıp öğrenim çağında işçileştirdikleri liselileri çok iyi tanıyorlar. Bu yüzden bütün liseli gençliği birleşmeye ve 1 Mayıs saflarında tüm haksızlıklara ses çıkarmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
‘Tutsak öğrenciler serbest bırakılsın’
Üniversite öğrencisi Mert, 19 Mart eylemlerinden sonra çok sayıda üniversite öğrencisinin tutsak edildiğini belirterek, tutsak öğrencilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Mert, “Bu süreç toplumsal olarak her kesimden çoğu ideoloji fark etmeksizin insanların, emeçilerin, öğrencilerin bir araya gelebilmesinin önünü açtı. Çünkü artık öğrencilerde çoğu şeyin farkında. Olan haksızlıkların, adaletsizliklerin farkında. Üniversite öğrencileri aylık 3 bin TL KYK bursu ile geçinemiyor. Günlük 100 TL ediyor. 100 TL komik bir rakam. Maddi koşullusuzluklar içerisinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Kitap alamıyoruz. Bir tane kitap alıp 12 kişi sıra ile okuyoruz. Borç alarak geçimimizi sağlıyoruz. En ucuz çay 30 TL. Arkadaşımızla bir çay içemiyoruz. Sinema, tiyatro, konser vb. hiçbir etkinliğe gidemiyoruz, sosyalleşemiyoruz. 19 Mart eylemlerinden dolayı çok sayıda öğrenci keyfi şekilde gözaltına alındı, tutuklandı. Gözaltında, hapishanelerde şiddet gördü. Tutsak olan öğrenciler, sosyalistler bir an önce serbest bırakılmalıdır. Üniversite öğrencileri olarak , eşit, bilimsel eğitim, nitelikli eğitim taleplerimiz için 1 Mayıs alanlarında olacağız. İş cinayetlerine, emek sömürüsüne, baskıya, mobbinge, kötü ve ağır çalışma şartlarına karşı Taksim’de olacağız” dedi.

