
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, katliamın üzerinden geçen 8 yıla rağmen aydınlatılmayı bekleyen hala pek çok karanlık nokta olduğunu belirterek “#8yıl8sır” etiketi ile dava sürecindeki karartmanın ve dosyadaki boşlukları 8 başlık altında sıraladı.
Duvar’da yer alan habere göre; 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşımlar şöyle:
Gizlenen soruşturmalar
“Katliamın ardından soruşturma savcıları neden ilk iş olarak
dosyaya kısıtlılık uygulanmasını istedi?
Katliamın ardından soruşturma savcılarının ilk yaptıkları iş
soruşturma dosyasına kısıtlılık kararı ve yayın yasağı
uygulanmasını sağlayarak, soruşturma sürecinde yapılan işlemleri
kamuoyundan gizlemek oldu. Böylece mağdur taraf ve kamuoyu yapılan
hiçbir işlemden bilgi sahibi olamadı ve soruşturma sürecine dahil
edilmedi. Ancak dava sürecinde görüldü ki soruşturma esnasında
deliller doğru düzgün toplanmamış, failler ciddi olarak
araştırılmamış, en önemli deliller mahkemeden ve kamuoyundan
gizlenmiş, katliam faillerine yol veren ve görevini yapmayan kamu
görevlilerine hiç dokunulmamış. Soruşturmanın gizliliği aslında
gerçekleri gizlemek için kullanılmış.
Susturulan failler
Katliamı organize eden en önemli failler neden canlı ele
geçirilmedi?
8 yıldır kimliği tespit edilmeyen canlı bombanın beyaz
ayakkabısından katliamı çözdüğünü iddia eden emniyet, her nedense
katliamın en önemli faillerini canlı ele geçirmedi. Canlı bombaları
taşıyan H.İbrahim Durgun ve katliamı organize eden Yunus Durmaz’ın
yakalanmak üzereyken şüpheli bir şekilde çatışmada kendilerini
patlattıkları ileri sürüldü. Diğer önemli bir fail olan M. Kadir
Cebael’in de aynı şekilde çatışmada öldüğü iddia edilse de yapılan
otopside bitişik atışla (yakın mesafeden ateş edilerek) öldürüldüğü
anlaşıldı. Katliam faillerinden en önemlilerinin canlı ele
geçirilmemeleri, katliamla ilgili açığa çıkması istenmeyen sırlar
olduğunu gösteren en önemli noktalardan biridir…
Gizlenen istihbaratlar
Katliama dair mülkiye müfettişleri raporunun bazı bölümleri
neden ısrarla saklanıyor? Raporda gizlenen hangi gerçekler var?
Katliamla ilgili içişleri bakanlığı mülkiye müfettişleri tarafından
düzenlenen ön raporda bir kısım Ankara emniyet müdürlüğü amirleri
hakkında katliamdan önce gelen istihbaratları gizlemeleri ve
dikkate almamaları sebebiyle soruşturma açılması gerektiği
belirtilmiştir. Ancak bu rapora rağmen hiçbir polis amiri
hakkında soruşturma yapılmamıştır.
Ayrıca müfettiş raporunun tamamı bugüne kadar türlü engellemelerle
mağdur tarafa verilmemiştir. Müfettiş raporu, bazı bölümlerinin
hala ısrarla gizlenmeye çalışılması sebebiyle halen 10 Ekim Ankara
katliamının ortaya çıkarılmayı bekleyen sırlarından biri olmaya
devam etmektedir.
Gizlenen ihbarlar
Katliamdan 10 gün önce bomba malzemesi alırken ihbar edilen
katliam failleri neden katliamdan önce yakalanmadılar?
Canlı bombalar Ankara’ya gelirken onlara eskortluk yapan Yakub
Şahin ile örgütün nakliyecisi Hüseyin Tunç, katliamdan 10 gün önce
Nizip’te bomba malzemesi satın alırken satıcının şüphelenmesi ve
emniyete ihbar etmesi üzerine aslında katliamdan 10 gün önce
emniyet tarafından tespit edilmişlerdi. Nizip emniyetinin
kimliklerini Gaziantep emniyetine bildirmesine rağmen katliamdan
önce haklarında hiçbir işlem yapılmadı ve yakalanmadıkları için
katliam hazırlıklarına 10 gün boyunca devam ettiler. Ayrıca
katliamı soruşturan Ankara emniyeti ve Ankara savcılığının
katliamdan sonra kendilerine gelen bu ihbarla ilgili evrakı
gizlediği ve soruşturma dosyasına koymadığı da sonradan ortaya
çıktı. Katliamdan önce haklarında ihbar olmasına ve teknik takipte
olmalarına rağmen Gaziantep emniyetinin bu katliam faillerini neden
yakalamadığı ve katliamı soruşturan Ankara emniyeti ve Ankara
savcılığının bu ihbarla ilgili evrakı neden gizledikleri soruları 8
yıldır halen cevaplanmış değil…
Gizlenen sanıklar
Katliamdan önce adım adım izlendikleri anlaşılan katliam
faillerinin ve canlı bombaların sınırdan geçmelerine kimler neden
göz yumdu?
Katliamı gerçekleştiren failler, canlı bombalar, silahlar ve
mühimmatlar, Suriye sınırından Türkiye’ye getirilmişti. Bu sınır
geçişlerini organize eden katliamın firari sanığı olan İlhami Balı
ve ekibi, aynı zamanda sınırlardan çok sayıda yabancı militanın
Suriye’ye ve Türkiye’ye girip çıkmasını da sağlamıştı. İlhami balı,
yıllar boyunca tüm faaliyetleri emniyet ve jandarma tarafından sıkı
takipte olmasına ve hakkında çok sayıda soruşturma bulunmasına
rağmen nedense yakalanmadı ve hiçbir engelleme ile karşılaşmadan
faaliyetlerini rahatlıkla sürdürdü. IŞİD militanlarının sınır
geçişlerine göz yuman kamu görevlileri hakkında ise hiçbir işlem
yapılmadı. Sınırlardaki IŞİD faaliyetlerinin bilinmesine
rağmen yıllarca neden engellenmediği ve binlerce militanın geçişine
kimin neden izin verdiği sorularının cevapları ise henüz
verilmedi.
Gizlenen deliller
Sanıklara ait dijital deliller ve sanıklar hakkındaki istihbarat
raporları neden dosyaya gönderilmedi?
Yargılama süresi boyunca sanıkların üzerlerinde ve hücre evlerinde
ele geçirilen dijital materyallerin sadece bir kısmı ilgili
yerlerden mahkemeye gönderildi. Bu delillerin de sadece bir kısmı
üzerinde inceleme yapıldı. Böylece dosyadaki önemli delillerden bir
kısmı tam olarak incelenmemiş ve gizlenmiş oldu.
Ayrıca sanıklarla ve katliamla ilgili pek çok önemli bilgi
bulunduğu anlaşılan istihbarat raporları da dosyaya getirtilmedi.
Hatta sanıklardan biri katliamdan önce katliam faillerini
emniyete ihbar ettiğini bildirmesine rağmen bu konu da
araştırılmadı. Böylece faillerin faaliyetlerini ve irtibatlarını
açığa çıkaracak dijital deliller ile katliamdan önce sanıkları adım
adım izlediği anlaşılan emniyetin sanıklar hakkındaki elinde
bulunan istihbarat bilgileri dosyanın aydınlatılmamış sırlarından
biri olarak kaldı.
Gizlenen failler
Katliam faillerinden bazılarının gerçek kimlikleri neden hala neden tespit edilmedi? Faillerinin bir kısmına neden dava bile açılmadı?
Emniyetin, katliam failleriyle birlikte IŞİD’in Gaziantep’teki gizli hücre evleri ve depolarına girip çıktıklarını tespit ettiği, ancak gerçek kimliklerinin tespit edilmesi için ciddi bir araştırma yapmadığı ve sadece x-y olarak kodlamakla yetindiği 32 IŞİD’li hakkında bugüne kadar dava açılmadı. Katliamın talimatını verdiği anlaşılan Ebu Zeyneb kod adlı IŞİD emirinin de gerçek kimliği tespit edilmedi ve hakkında dava açılmadı. Ayrıca isimleri ve faaliyetleri bilinen bazı katliam failleri hakkında da tüm deliller görmezden gelinerek dava açılmadı. Bu şekilde aslında sanık olması gerektiği halde haklarında dava açılmayan katliam failleri hakkında ısrarlı taleplerimiz üzerine açılan soruşturmada ise “kısıtlılık” kararı verilerek, 8 yılın sonunda bile hala bazı faillerin faaliyetleri ve bağlantıları gizlenmeye çalışılıyor. Bu katliam faillerinin bugüne kadar neden yargılanmadıkları sorusu ise katliamın sırlarından biri olarak hala ortada duruyor…
Gizlenen sorumlular
Katliamla ilgili tüm gerçeklerin kamuoyuna açıklanmadığını ve
bazı gizli bilgilere sahip olduklarını iddia eden siyasiler neden
tüm bildiklerini açıklamıyorlar?
2015 yılı haziran ve kasım aylarında gerçekleşen iki seçim arasında
yaşananlar ve katliamlar, o zamandan beri çok tartışıldı ve tüm
gerçekler açığa çıkarılmadığı için bundan sonra da tartışılmaya
devam edilecek. Bu konuda başta o dönemin başbakanı olarak siyasi
sorumluluğu olan Ahmet Davutoğlu olmak üzere farklı siyasetçiler
tarafından çeşitli zamanlarda katliamlarla ilgili “tüm gerçeklerin
açıklanmadığına” dair çeşitli zamanlarda açıklamalar yapıldı. Bu
açıklamaların ortak noktası ise katliamları aydınlatmak amacıyla
değil, kendi siyasi çıkarlarına göre bu “gizli” bilgilerin siyasi
şantaj malzemesi olarak kullanılması amacıyla yapılmış olmasıydı.
Tanık olarak mahkemelere gelip, bildikleri tüm gerçekleri
anlatmaları yönündeki ısrarlı çağrılarımızı yanıtsız bırakan
siyasilerin bu tavrı, katliamla ilgili gerçekleri ortaya çıkarmakta
samimi olmadıklarını da açıkça göstermektedir. Ancak yapılan bu
açıklamalar, 10 Ekim Ankara katliamıyla ilgili kamuoyuna
açıklanmayan gerçekler ve karanlıkta bırakılan sırlar bulunduğunun
açık itirafları olarak tarihe geçmiştir.”

