
İktidarın dominant olduğu fakat muhalefetin de atağa geçtiği mevcut siyasi süreçteki gelişmeler yeni bir evreye girildiğini işaret ediyor. Sokakta, üniversitede, açık alan ve illegal alanda, parlamentoda, siyaset ve mücadele sahasında, kısacası her alan ve mecrada demokratik ve devrimci tüm dinamikleri bastırıp sindirmeye, ezip yok etmeye dönük stratejik bir saldırı konsepti devrededir. Ev baskınları, tutuklamalar, baskılar, fezlekeler, parti kapatma girişimleri ya da şantajları, kirli komplo ve ittifak entrikaları, görüşmeler trafiği, işgalci saldırganlıklar, güdülen emeller (ve kursakta kalan hevesler de) bu stratejinin adımları ve sonuçları olarak yaşanmaktadır.
Özcesi, yaşanan tüm gelişmelerin bir stratejinin parçaları niteliğinde cereyan ettiğini söylemek yanlış olmaz ki, yeni siyasi süreç tam da burada belirmektedir. Saldırı stratejisiyle girilen ve komprador tekelci klikler arası iktidar dalaşının da sertleşerek seyrettiği bu yeni siyasi etabın iktidar kanadı için bir kırılma noktası taşıdığı, dolayısıyla iktidar açısından uçuruma doğru keskin bir viraja girildiği de mütalaa edilebilir.
Muhalefet ise, ağacı daha sert sallamaya başladı ki, elmaları dökmek için değil, devirmek için ağacı sallamaktadır denilebilir. İktidar neyi kotaracak, muhalefet neyi koparacak ve hepsinden de önemlisi demokratik ve devrimci cephenin nüfuzu nasıl şekillenecek soruları analize muhtaç temel meselelerdir. Yeni dediğimiz süreç bunu açığa çıkaracaktır…
Oyun kuran iktidar da olsa, halkların gerçek yaşamıyla biçimlenen nesnel şartlar üzerindeki muhalefet ve mücadele güçlerinin iradesi oyun kurucunun oyunda kaybetmesini olanaklı kılar. Hele ki, söz konusu oyun kurucu açmaza girmiş ve aciz içinde çırpınarak hırsına esir düşmüş ise kaybetmesi çok daha kaçınılmazdır. Can havliyle yaşanan çırpınmalar tahripkar olabileceği gibi, yaşanan panikle kendisini yok etmeye de götürür. İşte, Gare işgalci saldırganlığından çıkarılmak istenen şeri müjdenin ters teperek siyasi iflasa dönüşmesi bunun örneğidir.
İktidar Gare’de baltayı ayağına vurdu!
“Gare saldırısıyla hesaplanan şey esirlerini kurtarıp getirmekle birlikte, esir alıp getirme hesabı kurgulanıyordu; müjdenin tamamı bu muhtevadaydı. Bir; esirler kurtarılacak, iki; PKK’nin belli liderleri esir alınacaktı… Böylece büyük bir dalga yaratılacak, estirilen ırkçı, milliyetçi, faşist rüzgarla yeni bir seçim daha garanti edilecekti.”
Gare’ye dönük işgalci saldırganlık forslu bir müjde vermek içindi. Rüya edilen bu müjde yalnızca esirleri kurtarıp getirmekle sınırlı değildi. Mantığa ve gerçeğe uygun rivayet şu ki, Gare saldırısıyla hesaplanan şey esirlerini kurtarıp getirmekle birlikte, esir alıp getirme hesabı kurgulanıyordu; müjdenin tamamı bu muhtevadaydı. Bir; esirler kurtarılacak, iki; PKK’nin belli liderleri esir alınacaktı… Böylece büyük bir dalga yaratılacak, estirilen ırkçı, milliyetçi, faşist rüzgarla yeni bir seçim daha garanti edilecekti. Doğrusu klas bir tasarımdı ancak her iki hedefi açısından da fiyaskoyla sonuçlanıp büyük bir kabusa dönüştü. KDP gibi müttefiklerinin desteği de müjde getirmek için yetmedi. Ağır kayıplarla Gare’den dönüldü. Kırılma burada yaşandı. Esir getirmeyi tasavvur eden iktidar, esir düşmüş asker-polisinin ve operasyon askerlerinin tabutlarını getirerek bombayı elinde patlatmış oldu.
İktidar Gare müjdesi vermeye heveslenirken baltayı ayağına vurdu. Verilen kayıplar toplumda tesir yaratıp burjuva muhalefete siyaset üstünlüğü avantajını sağlarken, iktidar imza attığı skandalla tam bir kırılma yaşadı. Zira, müjdeler kabusa dönüşürken, esirlerin ölümüne imza atma sorumluluğuyla suçlu duruma düştü iktidar. Ve iktidar muhalefete saldırsa da arkasında bıraktığı ölümler gerçeğinin sorumluluğuyla yüz yüze geldi ki, toplumsal tepkinin altından çıkamaz duruma geldi…
Stratejisini diğer ayağı olan demokratik muhalefet ve devrimci dinamiklerin bastırılması, içine düşülen bu kabusun atlatılması için hızla devreye sokulup fezlekeler ve tutuklamalar dalgası gündeme oturtuldu. Yeni fezlekeler ve vekilliklerin düşürülmesi, HDP’nin kapatılması-kapatılmaması, ara seçim, erken seçim ve buna dönük karşı hamleler gündemi işgal etmekle birlikte, burjuva muhalefeti Gare fiyaskosundan uzaklaştırıp oyalama taktiği veya etkisizleştirme hamlesi devreye sokuldu. Yani yeni stratejik konseptin her bir parçası birbirini destekleyen ve stratejinin maya tutmasını sağlayan sistematik akıl içinde yürürlüğe sokuldu, sokuluyor…
Stratejinin tamamı, ekonomik ve siyasi krizlerle yönetemez duruma gelip çözülme ve çöküş sürecine hızla girmiş olan iktidarın, kaçınılmaz olarak önüne gelecek erken seçimde muhalefet ve mücadele güçlerini ezip ekarte ederek iktidar için seçimi garantilemeye dönük olduğu aşikardır. Lakin, özellikle Gare fiyaskosu ekseninde yeni vaka ve skandallarla çöküşünü derinleştirmeye su taşıyan iktidar, bir taraftan HDP üzerine oyunlar oynamaya, diğer taraftan burjuva muhalefet cephesini bölüp zayıflatmaya dönük hamlelerine ağırlık vermeye başladı. Tutuklama furyasına paralel yeni fezlekelere ve yeni tartışmaları koşulladı.
Müjdesi elinde patlayan iktidar saldırılarında pervasızlaşmaktadır
İktidarın HDP’yi kapatmayı bir baskı ve şantaj unsuru olarak kullandığı söylenebilir. HDP’yi kapatabilir fakat esasta kapatma meselesini basın yaratmak ve elbette HDP’yi etkisizleştirerek felç etmek için gündeme getirmektedir. Daha da doğrusu, HDP vekillerini düşürerek yeni bir HDP yaratma hedeflenmektedir. Düşürülecek vekil sayısıyla bir ara seçim şartlanmış olsa da yapılacak ara seçim bölgelerinde iktidarın değil, yine HDP’nin vekil çıkaracağı güçlü olasılıktır. Dolayısıyla iktidarın ara seçimle hedeflediği şey esasta HDP vekil bileşenini iğdiş etmek, farklı nitelikte bir HDP tahkim etmek içindir. Elbette HDP vekillerinin düşürülmesi ve kapatılma kılıcının başında sallanmasıyla HDP seçmenini manipüle etmeyi amaçlamaktadır ve bu manipülasyonla ara seçim bölgelerinde HDP yerine iktidar vekil çıkarırsa bu da stratejisine uygun olacaktır. Ancak, bu nispeten daha zayıf olasılıktır. Zira aynı bölgelerde yapılacak ara seçimde HDP’nin vekil çıkarması güçlü olasılıktır. Bu durumda, ara seçim şartları hasıl edilirken, yeni nitelikte bir HDP vekil bileşeninin planlandığı değerlendirilebilir.
Fezlekelerle düşürülecek vekiller, HDP’ye seçilecek yeni vekiller için bir alan-ön temizleme işlemi olarak da değerlendirilebilir. Kısacası, seçilecek muhtemel vekillerin niteliği belirleyici olacaktır. Ne ki dikkatten kaçırılmaması gerekir ki, iktidar uzun zamandır Kürtleri bölme ve bu zeminde kirli komplo ve entrikalar devreye sokma siyaseti gütmektedir. KDP ile ittifakı da bunun bir göstergesidir…
Dahası, Gare saldırısıyla PKK’nin kurucu-yönetici kadrolarını esir alma hesabı da Kürtlerin karamsarlığa sürüklenerek iç tutarlılıkları ve birliklerinin baltalanıp dağılmalasını hedefleyen başka bir göstergedir. Başarısız da kalsa oyun ve hesap buydu. KDP ile ittifak ve mevcut ilişki süreci de bu planlara uygun bir gelişmedir…
Hesaplarında başarısız olmaktan öteye, müjdeleri elinde patlayarak boynuna ağır bir halka olarak geçen iktidar bu durumdan çıkmak için saldırılarını pervasızlaştırarak arttırmaktadır, arttıracaktır da…Tutuklamalar, fezlekeler, kapatma tartışmaları tam da bu zeminde gelişmektedir. Bu arada söylemek gerekir ki, hesapları tutmayan iktidarın son çare olarak HDP’yi kapatmayı da göze alacağı bilinmek durumundadır. Ve nitekim hesaplarının tutmadığı ortadadır. Durumu toparlamaya çalışsa da işinin son derece zor olduğu aşikardır.
HDP veya Kürt dinamikler üzerinde estirilen devlet terörü kuşkusuz ki, diğer demokratik ve devrimci güçleri de kapsayan bir saldırıdır. Genişleyerek kapsayacaktır da. Nitekim devrimci dinamiklere dönük baskı, şiddet ve tutuklama terörü aktüel olarak devrededir. Bu saldırı furyasının derinleşerek gelişeceği öngörülebilir tablodur…
Öte taraftan HDP üzerinde oynanan oyunlar veya kapatma tartışmaları zeminindeki gelişmeler, CHP’nin başını çektiği burjuva muhalefet cephesinin zayıf halkalarından parçalanması içinde alet edilmektedir. HDP ile aynı siyaseti yapıyorlar baskısına karşın, muhalefet dizayn edilememektedir. Çünkü burjuva muhalefet her zamankinden daha çok iktidara yakınlaşmıştır ve bu kerteden geriye düşmek istememektedir. Üstelik iktidar bu kadar büyük zaaf ve yaralar almışken burjuva muhalefetin geri çekilmesi düşünülemezdi…
“İktidar bugüne kadar tenezzül etmediği muhalefet partileriyle görüşmekten geri adım atarak muhalefete gitme durumuna düşmüştür ki, bu iktidarın nasıl bir çaresizlik içinde olduğunu göstermektedir.”
Aynı biçimde Gare fiyaskosu sonrası muhalefet partilerine gönderilen bakanlar da muhalefeti kendi etki alanına çekmeye dönük hamlelerdi. Fakat muhalefet kimi zayıf halkalarına karşın, iktidar karşısında elde ettiği avantajlarla muhalefetini yükseltmektedir. İktidarın son evrelerine girdiğini-geldiğini gören muhalefet iktidarla uzlaşmaktansa muhalefetini yükseltmeyi tercih etmektedir. İktidar bugüne kadar tenezzül etmediği muhalefet partileriyle görüşmekten geri adım atarak muhalefete gitme durumuna düşmüştür ki, bu iktidarın nasıl bir çaresizlik içinde olduğunu göstermektedir. Bunu gören muhalefet iktidara itibar etmemekle birlikte, iktidarın gidici olduğunu görerek yeni iktidarda yer almak için muhalefette nispeten sıkı durmaktadır. Küçük çatlaklar ise burjuva muhalefet cephesini sarsacak düzeyde değildir. Burjuva muhalefet küçük pürüzlere rağmen en etkili muhalefet dönemi yaşıyor denebilir. Ve bu iktidar kapısının muhalefet için aralanmasına da işaret ediyor…
Özetle, iktidarın her gün yeni yaralar alarak kan kaybettiği bir gerçek. Mevcut iktidar sürecinin çöküşe doğru hızla ilerlediği bu gerçeğin ana eğilimidir. İktidar hempalarında ortaklarını terk etme ve geriye çekilme eğilimi belirmektedir. Toplumsal muhalefet de yayılarak gelişmektedir. Öte taraftan burjuva muhalefet ise avantajlar elde etmekle birlikte, güçlenerek görülen iktidar olasılığı karşısında daha sıkı ve daha diri bir muhalefet tablosu resmetmektedir…
Demokratik muhalefetin adresi Birleşik Mücadele Güçleri’nde karşılık bulmaktadır!
Demokratik ve devrimci cephe ise, toplumsal direniş yelpazesiyle birleşme eğilimiyle belli bir örgütsel gelişme potansiyeli barındırmaktadır. Özellikle Birleşik Mücadele Güçleri’nin (BMG) pratik yönelimi olumlu gelişmelere işaret etmektedir. Burjuva muhalefet toplumsal muhalefetin büyük kesimlerini yedeklese de demokratik muhalefetin adresi Birleşik Mücadele Güçleri’nde karşılık bulmaktadır.
Demokratik Kürt hareketi, devrimci ve sosyalist güçler potansiyeli küçümsenemez bir dinamik oluşturmaktadır. Birleşik Mücadele Güçleri’nin pratik yöneliminde göstereceği ısrar burjuva düzen partilerine karşı güvenlerini yitirmiş olan büyük kitleleri potasına çekmeye adaydır. Kamuoyu yoklamalarında açığa çıkan kararsız kesimler demokratik devrimci cepheye çekilebilir kesimlerdir. Fakat her şey muhalefet ve mücadele pratiğine bağlıdır. Tutarlı bir direniş ve mücadele pratiği sergilendiği taktirde geniş kitlelerin demokratik muhalefet zemininde kazanılması tamamen mümkündür…
Kitleleri demokratik devrimci muhalefet ve mücadele cephesine çekmek vazgeçilmezdir!
“CHP’nin demokratik devrimci muhalefete dönük dil değiştirmesi, terör lafzını kuvvetli vurgularla dillendirip kırmızı çizgilerini ortaya koyan beyanları sınıf niteliğinin ürünü olarak belirmeye başlamıştır. Bu anlamda CHP ile ittifak gibi eğilimlerin yanılgıdan kurtulması elzemdir.”
Demokratik devrimci halk güçlerinin birleşik mücadelesi iktidarı korkutan dinamik olmakla birlikte, burjuva muhalefeti de korkutan gelişmedir. Nitekim iktidara yakınlaştığını his eden CHP’nin demokratik devrimci muhalefete dönük dil değiştirmesi, terör lafzını kuvvetli vurgularla dillendirip kırmızı çizgilerini ortaya koyan beyanları sınıf niteliğinin ürünü olarak belirmeye başlamıştır. Bu anlamda CHP ile ittifak gibi eğilimlerin yanılgıdan kurtulması elzemdir. Elbette asıl hedef iktidardır.
Ancak iktidara karşı mücadele esası, CHP’nin sınıf ve siyasi karakterini unutup kitlelere adres olarak gösterilmesi anlamına gelen eğilimleri doğrulamaz. Kitleleri demokratik devrimci muhalefet ve mücadele cephesine çekmek vazgeçilmezdir. Toplumsal muhalefetin genel eğilimi burjuva muhalefet partilerine dönüktür. Kitlelerin burjuva muhalefet cephesinden koparılarak devrimci cepheye çekilmesi elzemdir. Bunun için burjuva düzen partilerini teşhir etmek ilkesel siyaset olarak benimsenmek durumundadır. Devrimci cephenin yeni süreçte alacağı pozisyon ve oynayacağı rol, pratik mücadelesi kadar izleyeceği ilkeli siyasetle belirlenecektir…
“Demokratik ve devrimci mücadele potansiyeli ve kazanımların burjuva düzen partilerine kaptırılmaması için devrimci siyaset ve pratikte ısrar etmek şarttır.”
İktidar tüm saldırganlığına karşın gücünü yitiren seyirde ilerlemektedir. İç kaosu kadar, destek ve referansları da tükenip ortadan kalkmakta, yıkılmaya açık hedef haline gelmiş durumdadır. Gelişen yeni süreç iktidarın daha büyük sorunlarla yüzleşmesine ve hatta kopmalar yaşayıp parçalanmasına tanık olacaktır. Nispeten sessizliğe bürünen Deva ve Gelecek partilerinin iktidardan parçalar koparacak çıkışlar yapması muhtemeldir. Fırtına öncesi sessizlik bozulacaktır.
İşte bütün bu şartlar-gelişmeler Birleşik Mücadele Güçleri zemininde devrimci cephenin ısrarlı pratiklerle tutarlı bir mücadele perspektifini yürütmeyi gerektirmektedir. Demokratik ve devrimci mücadele potansiyeli ve kazanımların burjuva düzen partilerine kaptırılmaması için devrimci siyaset ve pratikte ısrar etmek şarttır. İktidarı alamasa da, halk kitlelerini kazanmak mümkündür ve fedakar mücadelelerle bu büyük kazanım elde edilebilir.

