
TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası, Erdoğan’ın internet için “zehir, uyuşturucu” yakıştırmalarına karşı bir açıklama yayımlayarak “İnternet zehir değil, yaşamdır” dedi. Açıklamada teknolojiye kötücül bir bakış açısıyla yaklaşmanın bilime, teknolojiye, toplumsal ilerlemeye aykırı olduğu vurgulandı.
BMO, internetin 90’lı yıllarda kişisel bilgisayar kullanımına bağlı olarak yaygınlaşmaya başladığını, 2000’li yıllarda ise geniş bant altyapılarının gelişmesiyle kullanıcı sayısının hızla arttığını ve son kuşak mobil ağ teknolojileriyle birlikte hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirterek toplumsal olarak sağladığı imkanlara değindi:
“İnternet bilginin hızla yayılması, toplumsallaşması için sağladığı imkanlar, ortaya çıkardığı yeni iletişim ve üretim biçimleri ile birlikte düşünüldüğünde insanlık tarihinin en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak değerlendirilmekte ve başka birçok yeniliğe kapı aralamaktadır. İnternet’in ilk yıllarındaki görece özgür ve demokratik gelişimine karşın özellikle son yıllarda artan biçimde, şirketlerden, baskıcı hükümetlere ve güvenlik aygıtlarına kadar uzanan iktidar odaklarının gözetim, sansür ve bilgiyi manipüle etme çabaları, İnternet’i hem bir toplumsal mücadele aracı hem de mücadele alanı olarak yeniden şekillendirmiştir.”
Kötülüğü teknolojide aramayın
Teknolojiye temelde “kötücül” bir bakış açısıyla yaklaşmanın bilime, teknolojiye ve toplumsal ilerlemeye aykırı olduğunu dile getiren BMO, “Buradan hareketle teknolojinin kötülüğünden değil teknolojiyi üretenlerin, sahiplerinin, yönetenlerin bu teknolojileri hangi kesimler yararına hangi amaçla kullanıldığından bu amaçların kötülüğünden bahsedilebilir” dedi.
İnternet yaşamdır
Açıklamada, internetin bir yurttaşlık hakkı olarak kabul edilerek, “İnternet sansürünün sona erdirilmesi, dijital dünyada kişisel bilgilerin korunması, internet kullanımının yaygınlaştırılması için sayısal uçurumun giderilmesi, internet kullanım kültürünün topluma kazandırılması” konularının ele alınıp çözüme odaklanılması gerektiği vurgulandı. Açıklama şöyle sonlandırıldı:
“Türkiye, 1993 yılında bir grup idealist akademisyen ve uzmanın girişimiyle, dünyanın geri kalanıyla aşağı yukarı aynı zamanlarda İnternet’le tanıştı ve yine onların çabalarıyla çeşitli ilerlemeler kaydetti. O akademisyenlerden biri olan ve geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz “İnternet’in babası” Mustafa Akgül’ün ‘İnternet Yaşamdır!’ sözünü bir kez daha hatırlatıyor; İnternet hak savunucularını ve tüm İnternet kullanıcılarını açık, özgür, sansürsüz, güvenli İnternet için daha yüksek ses çıkarmaya çağırıyoruz.”

