
Zonguldak’ta kaçak maden ocağında çalışan Afganistanlı maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani’nin katledilmesine ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı. 77 sayfalık gerekçeli kararda; Nourtani’nin kasıtlı bir eylemle öldürüldüğüne dair kesin ve inandırıcı delilin olmadığı belirtildi.
11 Nisan’da görülen karar duruşmasının ardından 13 Nisan’da mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. 77 sayfalık gerekçeli kararda; dosya içerisindeki deliller ve ifadeler tartışılırken, benzer eylemlere ilişkin Yargıtay kararları yer aldı. Gerekçeli kararda; Nourtani ile sanıklar arasında husumet bulunmadığı, böbreğin alındığı iddialarına ilişkin alınan raporlarda yanma neticesinde organların birbirine yapıştığının tespit edildiği, sanıkların Nourtani’yi öldürmelerini gerektirir sebep bulunmadığı, Nourtani’nin kasıtlı bir eylemle öldürüldüğüne dair kesin ve inandırıcı delilin olmadığı belirtildi.
İş kazası sonucu öldüğünün kabulü!
Kararda, Nourtani’nin kesin ölüm anının bilimsel olarak tespitinin mümkün olmadığı, yaşayıp yaşamadığı hususunda ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereği alınan ifadeler doğrultusunda iş kazası sonucu olay yerinde öldüğünün kabul edilmesi gerektiği aktarıldı. Ayrıca Nourtani’nin madencinin battaniye ile aracın bagajına yüklendiği esnada ölü kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
Cesedi yakana üst sınırdan ceza
Gerekçeli kararda; sanıklara suça elverişli kişilikleri, samimi ve muteber pişmanlık göstermedikleri gerekçesiyle iyi hal indirimi uygulanmadığı, Alaattin Ç. hakkında olayı öğrendikten sonra avukatı aracılığıyla savcılığa başvurarak, suçun aydınlatılmasına yardımcı olduğu için indirim uygulandığı belirtildi. Cesedi yaktığını itiraf eden Ahmet Aydın’ın ‘Delil karartma’ suçunda eylemin ‘vahşi niteliği göz önüne alındığında’ ifadeleriyle üst sınırdan ceza verildiği kaydedildi.
‘Gerekçeli karar’ tepkisi
Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, gerekçeli kararın 2 gün içinde yazılmasının mümkün olmadığını belirterek, “Aradan 2 gün geçti. 77 sayfa 2 gün içinde yazıldı. 77 sayfa ‘gerekçeli’ olması gereken karar, 2 gün içinde gerekçesiz şekilde yazıldı. Hatta Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı da bizimle aynı fikirde, kararı istinaf etmeye karar verdiler. Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurdular, usul ve esasa ilişkin kararın bozulmasını istiyorlar” dedi.
“Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz”
Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın diri diri yakıldığına dair raporu da hatırlatan Şeker, “Mahkeme diyorsa ‘Burada bir maden kazası var. Maden kazası olduktan sonra ölmüş, öldükten sonra yakmışlar’ gibi bir gerekçeli karar da yok burada. Mahkeme, kendi verdiği karar içerisinde kendisi ile çelişiyor. ‘Burada iş kazası olmuştur, iş kazası olduktan sonra, iş kazası sonucunda hayatını kaybetmiştir.’ Sonrasında? Sonrası Afgan madencinin yakıldığı kısım ne aşamada? Bununla ilgili gerekçeli kararın içerisinde hiçbir değerlendirme yok. Bir kişiyi yakma şu an Zonguldak’taki ağır ceza mahkemesi tarafından cezasız bırakılmış durumda. Eğer bu şekilde sanıkların 5 yıl 8 ay hapis cezası onanırsa, 3 ay sonra bu kişiler tahliye olup, kamuoyu vicdanını derin şekilde yaralayacak, ellerini kollarını sallayarak Zonguldak halkının arasında dolaşmaya devam edecekler. Bu kararın istinaftan geri döneceğine hukuki olarak inancımız tam. Adil, şerefli yargılama yapacak hakimlere inancımız tam. Bu mahkeme, hakkaniyetli şekilde karar verene kadar Anayasa Mahkemesi’ne, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz” diye konuştu. (DHA)

