
Avrupa’nın Fransa, İngiltere, İsviçre gibi çok sayıda ülkesinde düzenlenen eylemlerde işgalci saldırının durdurulması istendi.
Paris
Fransa’nın başkenti Paris’te yürüyüş Rebuplique Meydanı’ndan başlayarak Châtelet’ye kadar devam etti.
Yürüyüşte, Fransızca sloganlar atılırken, eyleme binlerce kişi katıldı.
Avrupa Afrin’i Sahiplenme Platformu adına yapılan konuşmada, “Efrin’de, işgale karşı gösterilen görkemli direniş, ezilen halklara ve uluslara cesaret, işgalci Faşist Türk Devleti’ne ise korku salmaktadır. Başta Rusya ve ABD olmak üzere diğer emperyalist güçler ve onların vekalet verdikleri bölgedeki gerici devletler ve terör grupları, can bedeli bir mücadele ile yaratılmış Rojava Devrimini, boğmak için anlaşmış görünüyorlar. Kürtler, emperyalist haydutlar ve gerici bölge devletlerince türetilen, büyümesine göz yumulan IŞİD barbarlığına karşı mücadelede kurban oldukları ölçüde saygı değer(!) görülmüş, ancak kendi topraklarında özgürlük talep ettiklerinde ise AKP/MHP faşist ittifakının “terör hedefi” olarak görülmesine ses çıkarılmayıp, bu bağlamda ‘görmezden gelinen’ bir ulus olarak değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Londra
İngiltere’nin başkenti Londra’da yapılması planlanan yürüyüş kötü hava koşulları nedeniyle iptal edilerek yerine bir halk toplantısı düzenlendi.
Halk toplantısına Brüksel’den video konferansla katılan Remzi Kartal “NATO’nun 2.askeri gücü TC, ÖSO denilen çetelerle Efrin’i birkac günde ele geçireceklerini söylediler ama 43 gündür süren büyük bir direnişle hala işgale devam ediyorlar. TC aslında sadece Efrin’i işgal etmek için saldırmıyor. Özünde Kürdistan’ın tüm parçalarına karşı bir saldırıda bulunuyor. Ancak görkemli direniş düşmanın işini zorlaştırıyor. Efrin halkı yapılan saldırının bütün Kürt halkına yapıldığının bilincindedir. Rojava devrimi ile Kürtler direnişiyle dünyaya varlıklarını gösterdiler. Amaçları bu devrimi boğmaktır. Erdoğan, Bahçeli, Perinçek gibi faşist ittifak güçleri Rusya’ya verdikleri rüşvet karşılığında izin alarak hava sahası üzerinden saldırıyorlar. Efrin saldırısını başarı kazanırsa Erdoğan bölgede önemli ölçüde silinen İŞİD’i yeniden dirilterek bölge ve dünya halklarının başına bela edecektir. Efrin halkı bunun bilincindedir. Faşist ordunun Efrin’e işgal saldırı girişimi mutlaka yenilgiye uğratılmalıdır. Bu görevi başarmak için Türkiye de, Kürdistan da ve Yurtdışında tüm halklar olarak direnmeliyiz. Bu görev halkların omuzlarındadır. Zira, Devletler suskun çünkü Türkiye ile çıkar anlaşmaları olduğundan kendi çıkarlarını esas aldıkları için susuyorlar . Bu gerçek gösteriyor ki; bu iş bize düşüyor ve buradaki başarı tüm ilerici-devrimci insanların başarısı olacaktır” dedi.
İkinci konuşmayı
Kürt Halk Meclisi sözcüsü Doğan Deniz yaptı. Deniz
konuşmasında, “Mart ayından Mayıs ayına kadar oldukça yoğun bir
süreç var önümüzde. Efrin’le dayanışma eylemleri daha da
büyüyecektir ve bizlerde bu alanda görev ve sorumluluklarımızı
yerine getirmeliyiz. Bölgede durum Kürt halk önderliğinin
hedeflediği noktaya gidiyor ve mevcut emperyal saldırı ve
politikalara karşı 3. bir yol var. Özgürlükçü çizgi
devam ediyor. Bugün onbinlerce savaşçıdan önemli bölümü Araplardan
oluşuyor. Bize düşen Efrin’e layık olacak eylemlilikler
düzenlemektir” dedi.
Üçüncü konuşmayı ise Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi adına Yunus Alcan yaptı. Alcan, “Arkadaşların söylediklerini tekrar etmeyeceğim. Bir başka noktada birkaç şey söylemek istiyorum. Egemen sınıfların ittifak halindeki temsilcileri halka yalan söylüyorlar. Diyorlar ki, “Türkiye, büyük saldırılara maruz kalıyor. Bölünmesi için etrafı sarılmış durumdadır. Büyük devletler suni sorunlarla bunu gerçekleştirmek istiyor. Türkiye’nin yaşadığı sorunlar dış kaynaklıdır. Ülkemizi bölmek için terör örgütleri kurarak silahlandırıyorlar”. İşte Efrin saldırısının sebebi budur. Bu büyük bir yalandır” diyerek İrlanda’da yaşananları, İskoçya’da olup bitenleri aktardığı konuşmasına “Şimdi sormak gerekiyor İngiltere’yi kim bölmek istiyor? Yine Katalonya referandumu örneği nasıl anlaşılmalı? Avrupa üyesi bir ülke olan İspanya’yı kim bölmek istiyor?” diyen konuşmacı, “demek ki ulusal sorunlar birer iç sorundur. Dışardan suni dayatmaların karşılığı olmaz. Ancak gericiler-emperyalistler bu tür çelişkileri kullanmak isteyebilir. Yapmamız gereken şudur ki, Türk emekçilerine bu gerçekleri aktarmaktır. Bu gerici bir savaştır. Türk halkının ve emekçilerinin savaşı değildir. Halkın alın teri, emeği bu gerici savaşa harcanarak halk daha da yoksullaştırılmaktadır. Savaşa gönderilen askerler yoksul halkın çocuklarıdır. Bu gerçekleri Türk halkına ve devletin ideolojik etkisi altındaki emekçi halka anlatmalıyız. Bu devrimci bir görevdir. Unutmayalım ki bu mücadele sadece Kürtlerin özgürleştirilmesi ile değildir. Tüm bölge halklarının geleceğidir. Kölelik zincirlerinden kurtulmak ihtiyacı ezilen tüm halkların ihtiyacıdır” diyerek Demokratik Güç Birliğinin düzenleyeceği eylemlere etkili katılma çağrısı ile son verdi.
Zürih
İsviçre’nin Zürih kentinde ise bir hafta boyunca 4 bölgede eylem düzenlendi. Merkez istasyon, üniversite, Altstätten ve Oerlikon istasyonlarında eş zamanlı gerçekleştirilen eylemler, polisin baskılarına karşın değişik eylem alanları ve biçimleriyle düzenlendi.
İsviçre merkezli yapılan yürüyüş ise gençlik örgütlenmeleri tarafından organize edildi.
Saygı duruşuyla başlayan yürüyüş, alanda yapılan konuşmalar ile devam etti. Gençlik kurumları tarafından yapılan ortak açıklamada şu vurgular yapıldı: “Rojava ve Efrin direnişi Kürdün diriliş kavgasıdır, biz bu kavganın gençlik cephesinde yer almaktayız. Efrin direnişi Kürdistan’ın geleceğini tayin etmektedir ve mutlaka kazanımla sonuçlanacaktır. Bizler var gücümüzle bu kavganın başarısı için çalışacağız.”
Efrin’de işgale karşı savaşırken şehit düşenler için yapılan konuşmanın ardından yürüyüşe geçildi. Sloganlar, zılgıtlar ve marşlar eşliğinde gerçekleşen yürüyüşün ardından, miting alanında bir sonraki eylem planlanmasına dair yapılan bilgilendirmeler akabinde eylem bitirildi.
Luzern
Luzern’de yapılan eylem ve mitinge de yüzlerce kişi katıldı. Eylem alanında görüntü çekerek provokasyon yaratan bir kişiye ise müdahale edildi.
Eylemde yapılan konuşmalarda, “Türk devletinin genelde İsviçre’de özelde Luzern’de yapılan eylemlere karşı tahammülsüzlüğünün bir sonucu olarak bu türden bireyleri karşımıza çıkarttığını bilincindeyiz ve tüm duyarlılığımızla bu türden girişimlerle eylemlerimizi “kriminalize” etmeyi boşa çıkartarak daha da güçlü bir şekilde örgütleyeceğiz” ifadeleri yer aldı.
Basel
Basel’da Perşembe günü düzenlenen yürüyüş, eylem alanında yapılan konuşmalar ile son buldu.
Basel Efrin’le Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen yürüyüşler de Cuma günü ise, TKEP/L savaşçısı Sinan Ateş anıldı.
St. Gallen
St. Gallen şehrinde yapılan yürüyüşte ise Efrin’de gerçekleştirilen sivil katliamlarına dikkat çekildi.
Tüm kamuoyuna Efrin halkıyla dayanışma çağrısı yapılan yürüyüşte, İsviçre devletinin Türkiye’ye silah ve askeri malzeme satışının durdurulması istendi.

