Bahattin Seçilir/İstanbul
Dersim’in Hozat ve Pertek ilçeleri sınırlarında kalan Karabakır, Dorutay, Orcan, Yukarı Gülbahçe, Akdemir ve Ardıç köylerinin mera alanlarında yapılmak istenen pomza taşı maden ocağı projesine köylüler tepki gösterdi. Hozat’ta bir araya gelen köylüler yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama ve yürüyüşe DEM Parti, EMEP, SMF, DEDEF, Munzur Çevre Derneği ve çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi katıldı.
Hozat Pertek Sekasur Çevre Platformu adına açıklama yapan Karabakır Köy Muhtarı Mustafa Rüzgar şu ifadeleri kullandı;
“Köylüler Geçimini Hayvancılıkla Sağlıyor”
“Bölgeye açılmak istenen pomza madeni ocağı sadece tarımı, hayvancılığı ve su kaynaklarını değil, aynı zamanda Dersim’in doğala iç içe yaşayan kültürünü, Alevi inancını, kutsal mekanlarını da tehdit etmektedir. Bizler Hozat Pertek Sekesur Çevre Platformu olarak bu projeye karşı açık ve kararlı bir duruş sergiliyor, kamuoyunu bu ekolojik ve kültürel yıkma karşı dayanışmaya çağırıyoruz. Madenin yapılacağı bölgede çok sayıda hayvan ve bitki türü yaşamaktadır. Bölgedeki köyler geçmişini hayvancılıkla sağlamaktadır. Bu bölgede aktif olarak 35.000 küçük baş, 500 büyük baş hayvan ile binlerce arı kovanı bulmaktadır. Bu bölge koyun sürülerinin geçiş ve konaklama noktasıdır. Bölgede aynı zamanda tarihi eser niteliğinde bir çok kaya mezarı bulmaktadır. Ve bu bölge yetkili kurumlar tarafından sit alanı ilan edilmiştir.”
Dersim Keçi Koyun Birliği Başkanı Zeynel Erdoğan ise, “Şu anda Tunceli’de bir yıl içerisinde 39.150 küçük baş hayvanımız bitti. Eğer can boğazdan geçiyorsa, sağlıK da boğazdan geçiyorsa bizim gerçekten buna dikkat etmemiz lazım. Benim şirkete diyecek bişeyim yok çünkü zaten sonuçta bir emperyala hizmet ediyor ve etmek zorunda. Bizim 60 tane üyemiz o alanda üretim yapıyor. 60 tane üye demek 24.000 hayvana sahip olmak demektir. Burada bir şirketin çıkar mı söz konusu yoksa üç yüz tane hayvanla uğraşan, yürüyen bir fabrika demektir” dedi.
Dersim Milletvekili Ayten Kordu, “Sekasur ve Dersim doğası, alanı bizim için her yeri özeldir. Dağı, taşı, toprağı, tarihimizle, tarihsel hafızalarımızla, şehitlerimizle doludur. Dolayısıyla burada yapılacak her müdahalenin bizim kendi kültürümüze, kendi doğamıza, kendi inancımıza, kendi kültürel hafızamıza bir saldırı olduğunu daha önce de pek çok projede, mecliste de bunu çok açıkça ifade ettik. Dolayısıyla hem yasalarda hem de yaşamın içerisinde bu yapısal zihniyet sorununa karşı daha fazla hem hukuki hem örgütsel mücadele etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Yürütmeyi Durdurma Davası Açıldı
Köylüler, avukatları aracılığıyla Tunceli Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) gerekli değildir kararına karşı Erzincan İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma istemiyle dava açtı.
Avukat Kenan Çetin de, “En önemli şey burası Sekasor yani platformun da adını aldığı 1938’de katliam yapılan yerlerden biridir. Yine 1’nci derecede sit alanıdır, kaya mezarlarının bulunduğu bir yerdir. Erzincan İdare Mahkemesi’nde de dava sürecini işletiyoruz. Şu anda davalı kurumlardan yanıtlar istendi. Yakın zamanda ‘yürütmeyi durdurma’ istenecek ve bu karara bağlanacak. Hukuki karar çıkmadan; şirket bundan vazgeçmeli” dedi.
Mahkemenin vereceği karar bekleniyor.
