Connect with us

Güncel

HTŞ çeteleri Suriye’de Alevilere zulüm ve katliam uyguluyor

Suriye’de cihadist HTŞ çetelerinin Alevilere dönük katliam saldırılarına tepki gösteren demokratik kitle örgütleri, “Yönümüz Suriye’deki canlarımızla dayanışmaya dönük olmalı, herkes bulunduğu yerden ses çıkarmalı ve katliamlara seyirci kalınmamalıdır” dedi.

Başta ABD olmak üzere emperyalistlerin ve Türkiye ile İsrail’in başını çektiği bölge gericiliğinin Ortadoğu’yu kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etme konsepti çerçevesinde Şam’da Esat iktidarı devrilerek yerine gerici ve cihatçı HTŞ getirildi. Yıllardır ABD emperyalizmi tarafından İdlib’de konumlandırılan HTŞ, elini kolunu sallayarak üç beş günlük kısa bir zamanda Şam’ı ele geçirdi.

Bu sürecin oluşmasının arka planında ABD başta olmak üzere İsrail ve Türkiye gibi bölge gerici devletlerinin olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. AKP/MHP iktidarının kendi stratejik çıkarları doğrultusunda  baştan sona bu sürecin baş aktörlerinden biri olduğunu özellikle belirtmek gerekiyor. Ki iktidarın sürecin başından itibaren HTŞ ile kurduğu ekonomik ve siyasal ilişkilerin boyutu bunu açıkça ortaya sermektedir. Diğeri, ideolojik, genetik kodlar ve gericilik noktasında HTŞ ile AKP/MHP iktidarı arasındaki kan bağınnın iktidarın siyasal pozisyonunu belirleyen temel bir nokta olduğunun altını çizmek gerekiyor.

HTŞ, ideolojik dokusu olan cihadist ve gerici kodlarının bir sonucu olarak Suriye’de başta Aleviler ve Hristiyanlar olmak üzere tüm halklara karşı barbarca saldırmakta ve katliamlar gerçekleştirmektedir. Sürecin başından itibaren özellikle Alevileri hedef alan HTŞ, iktidara geldiğinden bu yana Alevilere saldırmakta ve katliamlar gerçekleştirmektedir.

Son bir kaç gündür de başta Lazkiye olmak üzere Alevilerin yoğun yaşadığı yerleşim yerleri basılarak halka zulüm uygulanmakta ve katliamlar yapılmaktadır. Bu vahşi zulüm ve saldırılarda yüzlerce kişinin katledildigi gelen bilgiler arasında.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) raporuna göre, Şam iktidarına bağlı güvenlik güçlerinden 50, eski rejim ordusundan 45 olmak üzere en az 95 asker öldü.

Raporda ayrıca, Lazkiye’de 76, Tartus’ta 60 ve Hama’da 6 olmak üzere toplam 142 sivilin katledildiği belirtildi. Ayrıca onlarca yaralı, kayıp ve esirin olduğu bildirildi.

Başta Alevi kurumları olmak üzere, demokratik kurumlar ve siyasi partiler yaptıkları açıklamalarla Alevilere uygulanan zulüm ve katliamlara karşı duyarlık çağrısı yaptı;

Alevi Bektaşi Federasyonu’nun yaptığı yazılı açıklamada “8 Aralık’ta gerçekleşen yönetim değişikliği, Suriye’de Selefi inancı dışındaki tüm inançları yok sayan ve katleden pratiğiyle, diğer inanç gruplarının kaygılarında ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Yönetim değişikliğinin hemen ardından Alevi ve Hristiyan topluluklarının kutsallarına saldırılar düzenlenmiş, katliamlar, cinayetler ve zorla kaçırmalar had safhaya ulaşmıştır. HTŞ’yi aklamak adına, saldırıların Özbek, Çeçen ve benzeri dışarıdan gelen cihatçılar tarafından gerçekleştirildiği öne sürülse de, HTŞ güçleri bizzat bu iddianın yalan olduğunu ortaya koymuştur” denildi.

‘Camilerden katliam çağrısı yapılmış…’

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Saldırılar öncesinde, İdlib, Humus ve Hama’da camilerden yapılan çağrılarla Alevilerin katledilmesi için kışkırtmalar yapılmış, bu çağrılar sonucunda saldırganlar Alevi yaşam alanlarına yönelerek silahsız insanlara ateş açmış, onlarca kişiyi katletmiştir. Suriye’de bir Alevi soykırımı yaşanmaktadır. Bu insanlık suçuna karşı, insan haklarını savunan herkes, uluslararası güçler ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti derhal harekete geçmelidir. Ülkemizde, Suriye’de akrabaları olan yüz binlerce vatandaşımız varken, bu kaosa seyirci kalınması kabul edilemez. Türkiye, hem bu vahşete müdahale etmeli hem de vatandaşlarının güvenliği ve kaygılarını gidermelidir.

Barış gücü çağrısı

Hala geç kalınmış değildir. Daha büyük katliamları önlemek ve Alevilerin yaşam hakkını korumak mümkündür. Herkesin eşit yurttaş olarak güven içinde yaşayabileceği bir yönetimin tesisi için harekete geçilmeli, bölgedeki iç savaşın derinleşmesi engellenmelidir. Başta Türkiye olmak üzere tüm devletleri sorumluluk almaya, Birleşmiş Milletler’in barış gücünü bölgeye yerleştirmeye çağırıyoruz.”

Çarpıtma uyarısı

Konuya ilişkin bir açıklama da Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’ndan geldi. “Suriye’de Süregelen Katliamlar ve Saldırılar Çarpıtılarak Sunuluyor!” başlıklı açıklamada öne çıkan uyarılar şöyle:

“*Suriye’de, özellikle dün gece, Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik saldırılar had safhaya ulaşmıştır. Ancak yaşananlar yalnızca dünden ibaret değildir. Uzun süredir, sistematik bir şekilde yürütülen bu saldırılar, dün gece doruk noktasına ulaşmıştır.

*Kadınların kaçırılması, tecavüz tehdidiyle sindirilmesi, halkın keyfi gözaltılara maruz kalması, işkenceler, faili meçhul cinayetler, sürekli aşağılanma ve yok edilme tehdidi altında yaşamak artık bir olağan hâl almıştır. Buna rağmen, saldırıya uğrayanlar, kendi yaşam haklarını savunduklarında ‘devrik Esad güçleri’ olarak yaftalanmakta ve suçlanmaktadır.

*Bir halk her gün saldırıya uğrarken, onuru ayaklar altına alınırken, kadınları hedef gösterilirken, keyfi gözaltılar ve katliamlarla sindirilirken, buna karşı durma hakkının elinden alınması kabul edilemez.

*Ancak basının bir kısmı, bu saldırıları ‘Esad yanlıları ile yaşanan çatışmalar’ şeklinde çarpıtarak, failleri aklamakta, mağdurları ise suçlu göstermektedir. Oysa Suriye’de hedef alınan Aleviler, Dürziler ve diğer azınlıklar yalnızca kendi varlıklarını ve yaşam haklarını korumaya çalışan sivillerdir.

‘Saldırılar planlı’

* Dün gece yükselen sloganlardan bazıları, saldırıların yalnızca bir anlık öfkenin değil, köklü bir planın ürünü olduğunu göstermektedir:

– “Sahil’e çıkın, nerede bir Alevi görürseniz öldürün.”

– “Sadece böyle çözülür, Dürzülere de aynı şey geçerli.”

– “Suriye ya Sünnilerin olacak ya da yakacağız.”

Bu açık soykırım çağrıları, şiddetin ve katliam girişimlerinin organize edildiğini kanıtlamaktadır.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, Suriye’de son zamanlarda yaşanan çatışmalara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini bu konuda daha etkin davranmaya, sivil kayıpların önlenmesi için Şam yönetimi nezdinde sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz” çağrısı yapan Özel, “İktidarın Suriye’de zafer söylemi etrafında oluşturduğu yalancı bahar havasının dağıldığı ve çatışmaların yeniden alevlendiği görülüyor” ifadelerini kullandı.

Özel’in açıklaması şu şekilde:

“Suriye’de son günlerde meydana gelen olayları yakından ve üzüntüyle takip ediyoruz. İktidarın Suriye’de zafer söylemi etrafında oluşturduğu yalancı bahar havasının dağıldığı ve çatışmaların yeniden alevlendiği görülüyor. Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır. Türkiye, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda Suriye’den sonra en fazla etkilenen ülke olmuştur. Çatışmaların derinleşmemesi için ülkemizin kardeş Suriye halkının tamamıyla dayanışma içinde bulunması gereğini hatırlatıyorum.”

DAD: Cihadist örgütler toplu Alevi katliamları yapmaktadır

Katliamlara ilişkin yazılı açıklama yapan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Esad diktatörlüğünün uluslararası bir konsept dahilinde çöküşüyle beraber küresel güçlerin el birliğiyle iktidara taşıdığı HTŞ’nin Alevilere yönelik katliamlarına dikkat çekilerek, “HTŞ iktidara geldiği günden bu yana Alevileri hedef almakta ve Alevi yerleşim yerlerinde infazlar, tecavüzler ve gasplar gibi birçok eylemde bulunmaktadır. Son birkaç gündür katliam furyası ciddi boyutlara ulaştı. Lazkiye, Humus ve Tartus bölgelerinden gelen görüntüler kan donduran cinsten. HTŞ şemsiyesi altında toplanan cihadist örgütler, Esad diktatörlüğüne karşı biriktirdikleri öfke ve kini, tarihsel Alevi düşmanlıkları ile birleştirmekte ve toplu Alevi katliamları yapmaktadır” denildi. 

Esad’ın ve temsil ettiği rejimin, milliyetçilik esaslı bir iktidar ideolojisi ile şekillenmiş BAAS Partisinin kurduğu rejim olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlara yer verildi: “Ne herhangi bir diktatörlük, ne de herhangi bir milliyetçilik Alevilikle yan yana getirilemez! Dolayısıyla katliamlara gerekçe yaratmak isteyen tekfirci, selefi aklın bu çabaları beyhudedir. Bu akıl tarih huzurunda Alevilere karşı sürekli suç mahallindedir! Suriye halklarının ağır bedeller ödeyerek uzun süredir yaşadığı savaş sürecinin, milliyetçilik ve dincilik politikaları ile son bulmayacağı her defasında acı bir şekilde deneyimleniyor. Suriye’nin özgür ve demokratik geleceği ancak Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin, Arapların, Hristiyan halkların ve diğer ötekileştirilenlerin ortak yaşam paydalarını büyüterek yaşam bulabilir. 

Suriye’nin özgür ve demokratik geleceği için Türkiye demokratik kamuoyunun, Alevi toplumunun ve dünya insanlığının yapabileceği çok şey var. ‘Birbirimizin Xızırı olma’ ilkesinin ertelenmeyecek derecede ihtiyaç olduğu bir süreçteyiz. Yönümüz Suriye’deki canlarımızla dayanışmaya dönük olmalı, herkes bulunduğu yerden ses çıkarmalı ve katliamlara seyirci kalınmamalıdır. Başta Türkiye olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm küresel-bölgesel güçler bir an önce HTŞ üzerinde ki etkilerini kullanmalı ve halkların ve inançların yaşamlarını güvenceye alacak şekilde katliamları durdurmak adına adım atmalıdır! Bu kaçınılmaz insani ve vicdani görevdir! Zaman sahipsiz, mekan rızasız, mazlum çaresiz değildir.”

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Lazkiye ve Tartus’taki çatışmalar hakkında halka seslenerek devrik rejimin bazı kalıntıları, yeterince idrak edemedikleri yeni Suriye’yi test etmeye çalıştı. Biz Suriye’yi yeniden ayağa kaldırmak istiyoruz, sizin kanınızı dökmek istemiyoruz. Suriye’nin bir bölgesine diken batsa bütün ülke ayağa kalkar. Eski rejim artıkları bu cahil ve iğrenç eylemleriyle aslında tüm Suriye’ye saldırdılar. Bugünün Suriye’sinde hükümet ile halk arasında bir ayrım olmadığını iddia etti. (Haber Merkezi)



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Güncel