
Yadigar Aygün/ İstanbul
1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü‘ne sayılı günler kala çok sayıda sendikacı, işçi, öğrenci, devrimci, sosyalist, gazeteci gözaltına alındı. İktidarın tüm baskı ve yasaklamalarına karşı yarın İstanbul’da işçiler ve emekçiler hem Taksim’de hem de Kadıköy’de sokağa çıkacak. Gazetemize konuşan işçi ve emekçiler, ekonomik krize, emek sömürüsüne ve iş cinayetlerine karşı 1 Mayıs alanlarında olacaklarını belirtti.
‘Bu ay hangi masraflarımı karşıladıysam diğer ay onları karşılayamıyorum’
Cafe işçisi Doğu, ekonomik krizin giderek derinleştiğini vurgulayarak geçinemediğinin altını çizdi. Doğu, “Yaşadığım ekonomik sorunları onlarla nasıl baş etmeye çalıştığımı anlatarak yanıtlamış olayım. Maaşımın yarısından fazla olan kiramı ödemek dışında diğer masraflarım için tam bir ödeme yapabildiğim bir ay yok. Geriye kalan masrafları bir önceki ay hangi masraflarımı kapamadıysam onları ödeyerek geçiriyorum. Yani bu ay hangi masraflarımı karşıladıysam diğer ay onları karşılayamıyorum. Faturalarımı ve diğer ev masraflarımı karşılayamadığımdan ev arkadaşıma aralık ayından kalma hatrı sayılır bir borcum var. Bu ay kendi ihtiyaçlarımın mümkün olanlarını karşılamayarak ve en insani ihtiyaçlarımı dahi kısarak bu borcumu kapatmaya çalışıyorum. Bir sonraki ay ise aynı şekilde bir tutumda bulunarak hem bu ay karşılayamadığım kendi masraflarımı hem de ev masraflarının hepsini ödemek için bir kemer sıkma planı yapmam gerekecek” dedi.
‘Emek sömürüsüne maruz kalmadığım bir yerde henüz çalışmadım’
Günde 11 saatten fazla çalıştığının altını çizen Doğu, sağlıklı beslenemediğini söyledi. Doğu, “En son geçen sene yine bu zamanlarda sevdiğim bir insana doğum günü hediyesi olarak kitap almıştım. Son iki yıldır kendime kitap almıyorum. Hediye gelirse mutlu oluyorum. Onun dışında PDF okumaya başladım. Artık bulabildiğim PDF’leri okuyor ve merak ediyorum. Sağlıklı gıdaya yılda aşağı yukarı iki kez ulaşabiliyorum. Bunlardan biri memlekete aile ziyareti için gittiğimde. Öteki ise kışın memleketten annem birşeyler gönderdiğinde. Onun dışında marketlerdeki en ucuz, içeriğine güvenmediğim fakat doymak için aldığım yiyecekler olduğundan sağlıklı gıda alamıyorum, maalesef. Fakat bu aralar boykot sayesinde rejime girdim. Tüm aldığım ucuz sağlıksız şeyler boykota girdiği için almıyorum. Daha az ama daha sağlıklı besleniyorum. Bundan sonra hep boykot. Günde 10-11 saat çalışıyorum. Şu anki işyerinde daha önceki yaşadığım işyerlerinde yaşadığım mobbing, sözlü tacizlere uğramıyorum. Çünkü küçük bir yerde çalışıyorum. Bu da düzensiz çalışma ve en düşük ücrete çalışmama neden olsa da mobbing, sözlü taciz ve daha birçok insanlık dışı şartlara maruz kalmamama sebep oluyor. Böylece kendimi bu şartlardan korurken açlık sınırının altında çalışmayı da tercih etmiş oluyorum. Emek sömürüsüne maruz kalmadığım bir yerde henüz çalışmadım” diye konuştu.
‘Yarını bizim kurma ihtimalimiz Taksim’dedir’
1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını belirten Doğu, “1 Mayıs’a katılacağım. Çünkü bu bizim yani tüm ezilenlerin hepsinin aynı anda öznesi olduğu tek gün var. Patron seviciler, koruyucular ne yaparlarsa yapsın, hangi oyunlarla karşılamaya çalışırsa çalışsın birlikte omuz omuza Taksim’e gideceğiz. Taksim’de hep beraber gülüp oynamaya, halay çekmeye! Gerekirse direnişe. Taksim’i bu kadar istemek, inatçı olmak, eleştiriliyor. Ama napalım? Biz işçilerin demokrasi, adalet umutları, yarını bizim kurma ihtimalimiz Taksim’dedir, diye düşünüyorum. O zaman da Taksimi alacağız demek gerekmez mi? Dediğim gibi henüz emek sömürüsüne maruz kalmadığım bir işyeri yok. O zaman kaybedeceklerim de. Benimle aynı şartlarda olan tüm işçilerin de” dedi.
‘Daha işe gitmeden ömürden saatimizi patronlara sömürtmüş oluyoruz’
İşten atılan ve şu an günübirlik işlerde çalışarak geçiminin sağlamaya çalışan Halit, “Ben geçen ay çalıştığım mobilya fabrikasından küçülmeye gidiyoruz diyerek işten atıldım. Sorularınıza da bu nedenle işsiz işçi olarak yanıt vermek durumundayım. Vasıfsız işçiler için asgari ücret ile işe alımların neredeyse hepsi yerleşim yerlerine uzak sanayi bölgelerinde. Sadece 8 saatlik vardiyalı bir işe bile girsek bunun 2 veya 3 saati yollarda geçiyor, trafikte buna eklenirse malum İstanbul trafiği cuması, pazarı, bahanesi bitmiyor. Daha işe gitmeden ömürden saatimizi patronlara sömürtmüş oluyoruz. İşyerine vardığımızda 1.000’ye maaliyetini getirdiğimiz mobilya ürünlerini örneğin (yatak, baza, başlık) vatandaşa satış fiyatı ayrı bir konu, fabrikadan çıkışı bile maliyetinin 10 ve ya 20 katına satılıyor. Günde minimum üretim kotamız 30 olarak varsayılsın bunun altında üretim yapılırsa iş yerinde kıyamet kopuyor. Toplantı üzerine toplantılar düzenleniyor ancak üstü mal yapıldığında ne patron ne usta başılar ortalıkta görünmüyor. Çünkü işçilerin her zaman gündeminde olan zam isteme korkusuyla sırra kadem basıyorlar. Sendikalaşmayı bırakın yan yana çay içmek bile zor. Bizleri aşagılamaları da çabası. Kısaca son çalıştığım mobilya fabrikasında yaşadığım sömürüyü tarif etmeye çalıştım” diye konuştu.
‘1977 Kanlı Mayıs’ı unutulmamalı unutturulmamalıdır’
1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını belirten Halit, 1977 kanlı Mayıs’ın unutulmaması gerektiğini vurguladı. Halit, “1 Mayıs’a günler kala değinmeden edemeyeceğim. İşçiler kovulma korkusuyla, evlerine ekmek götüremeyeceği korkusuyla sindirilmeye çalışılıyorlar. İşçiler bir olamadıkları için böyle tane tane daldan düşen armutlar gibi çürümeye mahkum ediliyorlar. İşçiler gücünün farkına varabilse birlik olsa oysaki hem çalıştıkları sektörde üretimin ayarları değişecek hem de yaşanılabilir bir toplumun inşasına doğru adımları arşınlayacağız. Ancak birlik olursak değiştireceğimiz toplumun güzelliklerinin denizine kürek çekebiliriz. 1 Mayıs Chicago işçilerinin direnişlerinden esinlenerek 2’inci Enternasyonalin toplanmasıyla önerilip bizlere armağan edilen bir gündür. 1 Mayıslarda birlikte olmak her neresi olursa olsun omuz omuza olmaları büyük bir anlam taşısa da, İstanbul’da 1 Mayıs alanı Taksim’dir. 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağım. 1977 kanlı 1 Mayıs unutulmamalı unutturulmamalıdır. Chicago ve Taksim şehitleri başta olmak üzere tüm devrim şehitleri anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
‘Hem çalışıyor hem de okulu bitirmeye gayret ediyorum’
Öğrenci ve aynı zamanda cafe işçisi Cihat, “Şu an öğrenciyim ve okulumun son dönemindeyim. Son bir kaç yıldır olduğu gibi hem çalışıyor hem de okulu bitirmeye gayret ediyorum. Tam da bu ikilemden dolayı okulumu uzatmak durumunda kalmıştım. Bir kaç defa iş değiştirdim. Ama sosyo ekonomik durumum kirayı, faturaları, temel ihtiyaçları zar zor karşılamakla birlikte hep borçlu olduğum bir düzeyde kaldı. Genelde iş yerinde beslenmekle birlikte kişisel mutfak alış verişini pek yapamıyorum. 1 Mayıs haklı bir itirazın ve gerekli bir direnişin sembolü benim için. Her günümüz aslında bu duygularla dolu olsa da bu duyguyu kolektif olarak yansitabileceğimiz sembolik alanin kendisi 1 Mayıs. Bu sembolik alanın muhatabı olan bütün kesimlerce sahip çıkılması gerekiyor” diye belirtti.

