
Depremde büyük bir yıkım yaşanan Antakya’da çalışma yürüten gönüllülere polis tehdidi başladı. Armutlu Koordinasyon Merkezi, deprem anından bugüne dayanışmayı örmek için çalışma yürüttüklerini belirterek, dün yaşanan polis saldırısı ve tehdidine ilişkin açıklama yaptı.
Koordinasyon Merkezinin Akdeniz Mahallesi ve çevre mahalle halkından devrimcilerle, öğrencilerle, inşaat işçileriyle, sağlık çalışanlarıyla, aşçılarla kurulan bir dayanışma merkezi olduğu belirtilen açıklamada, tuvalet ve mutfak yapımı, arama kurtarma ekibi, çevredeki binaların güvenliği, ısınma ihtiyaçlarının karşılanması, yiyecek ve içeceklerin dağıtılması çalışmaları yürüttükleri bilgisi verildi.
Beş gündür tüm imkanlarla kolektif bir yaşam oluşturmanın, hayatta kalmanın yollarının arandığı kaydedilen açıklamada, devletin yıkılan bir kenti içindeki insanlarla birlikte kendi kaderine terk ettiği vurgulandı.
Armutlu Koordinasyon Merkezi’nden insanların depremin ilk anından itibaren yeniden inşa için çalıştıkları kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bir yandan enkazdaki insanları kurtarmak için kazma küreğimizle yıkılan mahallelere gidip arama kurtarma çalışmaları yaparken bir yandan kurtulan depremzedelerle birlikte kış soğuğunda barınmanın, ısınmanın ve daha birçok temel ihtiyacı temin etmenin yollarını arıyoruz. Sadece kendi bölgemize değil, en ufak bir yardım gitmeyen ilçelere, köylere ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz.”
‘Başımıza geleceklerden tem şube ve devlet sorumludur’
Beş gün boyunca herhangi bir devlet yetkilisiyle
karşılaşılmadığının altını çizen Armutlu Koordinasyon Merkezi, iki
arkadaşlarının uğradığı polis saldırısını şöyle aktardı: “Dün gece
arabada yaşayan insanların güvenliği, evlere girip çıkmalar ve
koordinasyon merkezimizin güvenliğini sağlamak amacıyla çevrede
dolaşan iki arkadaşımız TEM şube tarafından GBT bahanesiyle
durdurulmuş ve darp edilmiştir. Bu esnada ‘Ertesi gün alanı terk
etmezseniz sizi burada kaybederiz kimse de bulamaz’ ifadesiyle
arkadaşlarımız tehdit edilmiştir. Bu tehdit yalnızca
arkadaşlarımıza yönelik değil hepimize yapılmış bir tehdittir.
Arkadaşlarımızın ve hepimizin başına gelebilecek her şeyden TEM
şube ve devlet sorumludur.
Depremin ilk anından itibaren enkaz altında olan kayıpları bulmak
için hiçbir çaba sarf etmeyen ve kurtulanlara bir battaniye, çadır
vermekten aciz olan devletin, dayanışma alanlarına saldırmasını
şaşkınlıkla değil öfkeyle karşılıyoruz. Dayanışma yaşatır.”

