Connect with us

Kadın

Dersim’de 8 Mart yürüyüşü: Kadın katliamlarına, savaşa ve kayyımlara karşı kadınlar alanlarda

Dersim Kadın Platformu’nun çağrısıyla Seyit Rıza Meydanı’nda miting düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu mitingde kadınlar, kadın katliamlarına, savaşa ve kayyımlara karşı ses yükseltti.

Dersim Kadın Platformu’nun çağrısıyla, kadınlar Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Buradan Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürütüş gerçekleştirildi. Yoğun katılımlı geçen 8 Mart yürüyüşünün ardından miting düzenlendi. Dersim Kadın Platformu adına açıklamayı Serpil Argın okudu. Açıklamadan önce çıkanlar şöyle;

Kadın Katliamları Devam Ediyor

Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, cinsel suçlar ve kadın cinayetleri yaşamlarımızın orta yerinde durmaya devam ediyor. Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyut dehşet verici bir hal aldı. 2024’ün son aylarında 8 yaşındaki Narin Güran’ın ailesi tarafından katledilmesi, İzmir’in Selçuk ilçesinde geçimini sağlayabilmek için hurdacılık yapan bir kadının evde yalnız bırakmak zorunda kaldığı en büyükleri 5 yaşında olan 5 çocuğun hayatını kaybettiği yangının acısı, İstanbul Fatih’te Semih Çelik adlı şahsın iki genç kadını katletmesi ve katlettiği kadınlardan birinin bedenini parçalara ayıracak kadar canavarlaştığı haberleri bu ülkenin kadınlarının hafızalarından hiçbir zaman silinmeyecek. 

Bu şiddetin ve yoksulluğun yarattığı dehşetin fotoğrafıdır. Bu Türkiye yüzyılı söylemleriyle gizlemeye çalıştıkları Türkiye gerçeğidir. Kadınların yaşamı yeterince zorluklarla çevrilmemiş gibi üzerine bir de Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hükmedilmesi bize tek dayanağımızın örgütlü mücadele olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kadınları yoksulluğa ve şiddete mahkum ettiğiniz düzeninizi de yargı eliyle kadın katillerini aklamanızı da kabul etmiyoruz!

Geçtiğimiz günlerde basının gündemine düşen Türk Ceza Kanunu’nda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi taslağına göre “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” ve “Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilir” düzenlemeleri ile LGBTİ olmak adeta suç olarak tanımlanarak cezalandırılmak isteniyor. 

Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalansın, kadını şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan koruyacak uluslararası standartlar hayata geçirilsin, ulusal mevzuat buna göre düzenlensin istiyoruz! 

İşyerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulsun diyoruz. 

“Kayyumlar Gidecek, Biz Kalacağız!”

AKP/MHP iktidar bloğunun cinsiyetçi politikalarının yanında ekonomik krizler, anti demokratik uygulamalar, tüm yetkinin tek elde toplanması, hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlali, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar yaşamlarımızı derinden etkiliyor. AKP-MHP iktidarının “yeni Türkiye’sinin bizi yaşama, barınma gibi temel haklarımızdan mahrum bıraktığını, seçme ve seçilme hakkımızı gasp ettiğini görüyoruz. Kentimizde seçilmiş belediye başkanlarının yerine bir kez daha kayyum atandı. Kayyum ataması, “sizi bu ülkenin seçme ve seçilme hakkına sahip vatandaşları olarak tanımıyoruz, kimi seçerseniz seçin biz istediğimiz memuru belediye başkanı atarız, vatandaşlık haklarınızı tanımıyoruz” demektir. 

Kayyumlar eliyle irademiz yok sayılıyor. Biz kadınlar olarak, temsilde cinsiyet eşitliği ve kadınların ihtiyaçlarına yönelik bir yerel yönetim anlayışını savunurken seçilmiş belediye başkanlarımıza atanan kayyumları kabul etmiyoruz! Geçmiş deneyimlerimizden kayyımların kadınların yerel anlamda sahip olduğu hakların gasp edilmesi, doğamızın talan edilmesi, halkın kaynaklarının peşkeş çekilmesi demek olduğunu biliyoruz. 

Güvenlikçi politikalar bizler için kentleri daha güvenli hâle getirmiyor. Gülistan Doku’ ya ne olduğu sorusunun cevaplanmadığı, şüphelilerin  gerekli yargılanma süreçlerinden geçmediği bir atmosferde güvenlikten söz edilemez! Gülistan’ın akıbetini açığa çıkarmadan bu kente kırk yıl boyunca kayyum atasanız da biz kendimizi güvende hissetmeyeceğiz! Dersim’de kayyum istemediğimizi, kayyum politikalarına son verilmesi gerektiğini bir kez daha bu meydandan haykırıyoruz…

Günden güne vahşileşen kadın cinayetlerinin, yoksulluğun aynı anda 5 çocuğu yaşamdan koparabildiği 2025 Türkiyesi’nin, yoksulluğun, güvencesiz çalışma koşullarının ve bakım yükünün kadınlara yüklendiği bir atmosferde 2025 yılı Aile yılı ilan edildi. Kadınların yaşamını aile içerisine sıkıştırmayı bir devlet politikası haline getirmenizi kabul etmiyoruz! 

Kız çocuklarının zorla evlendirildiği, erkek çocuklarının ise 8 yaşından itibaren çalışmak zorunda kaldığı gerçeği görmezden gelinip erken yaşta evlenmenin devlet politikası olarak ilan edilmesini kabul etmiyoruz!

Kadınları hem ev içi angaryaya, hem bakım hizmetlerini üstlenmeye mahkum edip hem de evden ve esnek çalışmayı müjde gibi sunmanızı kabul etmiyoruz!

“Aile Yılı Sizin Mücadele Bizimdir!”

Suriye’de HTŞ’ye bağlı cihatçı gruplar günlerdir Alevileri, en çokta Aevi kadınları katlediyor. Nasıl bir Suriye inşa etmek istedikleri bu katliamlarla daha da gün yüzüne çıkıyor. Buradan halkların barış içinde yaşayacağı bir Suriye için cihatçı gruplara verilen desteklerin bir an önce çekilmesi çağrısını yapıyoruz!

Suriye’yi yeni gerilim  ve çatışmalara sürükleyen, etnik ayrımları derinleştiren, katliamlara yol açan, sivil halkı tehdit eden katliamcı, ayrıştırıcı, tehditkâr politikalara derhal son verilmelidir!

Yıllardır yaşamlarımızda büyük acılara ve kayıplara neden olan çatışmalı süreçlerin bitmesi ihtimalinin doğduğu günlerden geçiyoruz. Kadın siyasetçiler, mücadele arkadaşlarımız hâlâ cezaevlerinde. Bir yandan da kayyum atamaları, haksız ve mesnetsiz tutuklamalar devam ediyor. Biz kadınlar olarak barışın tarafında olduğumuzu bu meydandan bir kere daha ifade ediyoruz. 

Barış içinde, eşit, özgür, şiddetsiz ve insanca yaşayacağımız bir yaşamı kazanıncaya dek mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü bir kere daha veriyoruz!



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Kadın