Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP), “Ekmek, barış, adalet ve özgürlük için birlikte mücadeleye” şiarıyla İstanbul’da Esenyurt Meydanı’nda miting düzenledi. Miting için yüzlerce kişi meydanda bir araya geldi.
Van’da katledilen üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için “Rojin için adalet” pankartı açıldı. “Rojin için adalet istiyoruz” sloganları miting alanında yankılandı.
Açılış konuşmasında katledilen gazeteci Hakan Tosun şahsında basın emekçileri selamlandı.
Geleceğimiz için örgütlenmeliyiz
Saygı duruşunun ardından mitingde ilk olarak konuşan TÖP Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, emekçileri, Kürtleri, göçmenleri, Alevileri, kadınları selamladı. Kayyum darbesinin İstanbul’da ilk olarak Esenyurt’ta başladığına dikkat çeken Gözen, “Bizi yok sayanlara, irademizi gasp etmeye çalışanlara karşı buradayız” dedi.
Mehmet Şimşek’in Orta Vadeli Programına işaret eden Gözen, asgari ücretin açlık sınırının dahi altında olduğunu kaydetti. “Ücretlerimizi yine tutturamadıkları program üzerinden yapacaklarmış. Biz bunu kabul edecek miyiz” diyen soran Gözen’e kitle “Hayır” yanıtını verdi. İktidarın örgütsüzlükten ve emperyalistlerden aldığı güçle iktidarın hareket ettiğini kaydeden Gözen, “Daha fazla örgütleneceğiz” dedi.
Örgütlü mücadele olmadığı takdirde yozlaşmanın süreceğinin altını çizen Gözen, “Bizler adres olmazsak gençler mafyalaşıyor. Bizler örgütlenmezsek gençleri kullanan çeteler dostlarımızı, Hakan Tosun’u göz göre göre katletme cüreti bulacak. Biz örgütlenmezsek Rojin’e, Gülistan’a, Narin’e ne oldu diye sormaya devam edeceğiz. Biz örgütlenmezsek ekmeğimizi çalarlar. İşte bu yüzden ekmeğimiz için, geleceğimiz için, onurumuz için örgütleneceğiz. Bizim inşa edeceğimiz barış onurlu bir barış olacak” vurgusu yaptı.
‘İktidar bizi teslim almaya çalışıyor’
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, halkı birbirine düşmanlaştırmaya çalışanlara karşı bir arada olduklarını dile getirdi, “Bu iktidar bizi korkutmaya, teslim almaya, susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Ama Esenyurt’ta halk birleştiyse umut vardır” dedi.
Gazeteci Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınması ve Tele1’e kayyım atanmasına tepki gösteren Baş, “Bütün medyayı ele geçirseniz kulaktan kulağa fısıldarız. Bu iktidarı alaşağı ederiz. Halktan başka güç yoktur. Kayyımlarınızı tanımıyoruz. Size teslim olmuyoruz, asla ama asla diz çökmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Baş, “Barış olacak, cezaevindeki arkadaşlarımız yanımıza gelecek. Selahattinler, Figenler, Can Atalaylar yanımıza gelecek. Barışın, özgürlüklerin, insan halklarının pazarlığı olmaz. Biz barışın pazarlığını yapmıyoruz, özgürlüğü istiyoruz, demokrasiyi istiyoruz, barışı istiyoruz” dedi.
‘Sosyalizm için örgütlenmeye ve birleşmeye çağırıyorum’
SMF Dönem Sözcüsü Mahir Gürz, konuşmasına kadınları, gençleri, işçi ve emekçileri, Esenyurt halkını selamlayarak başladı. Gürz, tarihsel bir süreçten geçildiğine işaret etti. Kapitalist barbarlığın Ortadoğu ve Türkiye’yi savaşlarla, doğa talanı, açlık ve yoksullukla cehenneme çevirdiği bir dönemden geçildiğini söyleyen Gürz, AKP iktidarının toplumsal dinamiklere topyekûn bir savaş açtığının altını çizdi.
Gürz, “Karşımızda her şeyiyle çürümüş, kokuşmuş ve her tarafa pislik saçan bir iktidar gerçekliği var. Emeğe, doğaya, kadına, sanata, bilime ve aydınlık geleceğe, iyiden, güzelden yana her şeye düşman olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Mevcut iktidar ve temsilci olduğu kapitalist barbarlığın insanlığa, doğaya reva gördüğü tek şey açlık, yoksulluk, zulüm ve savaştır. Bu bizim kaderimiz değildir. Kaderimizi değiştirmek zorundayız; örgütlenmek, yan yana gelmek, güçlerimizi birleştirmek zorundayız” dedi.
Gürz, adalet, özgürlük, emek, eşitlik için ve insanlığın ile doğanın tek gerçek kurtuluş yolu olan sosyalizm için örgütlenmeye ve birleşmeye çağırdı.
‘Soruyoruz kim casus?’
Tele1’e atanan kayyıma işaret eden EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, gazeteci Yanardağ’ın casuslukla suçlandığını belirtti. Erdoğan’ın Trump’la görüşmesini hatırlatan Aslan, Türkiye’nin yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin emperyalist tekellere peşkeş çekildiğini kaydetti. “Filistin halkının davasını orada sattılar. Şimdi soruyoruz kim casus kim değil? Eşitlik isteyenler mi casus, yoksa bu ülkeyi emperyalistlere satanlar mı casus” diye sordu. Kitle hep bir ağızdan, “Erdoğan” yanıtı verdi.
2026 bütçesine dikkat çeken Aslan, bütçeden emekçilere kaynak ayrılmadığını söyledi. “Asgari ücret 2025’in Mart ayından beri açlık sınırının altında. Kamu işçilerine sefalet zammı, yüzde 11’lerle ücretlerini artırdık diye övüyorlar. Bugün ülkede yoksulluk sınırının 100 bin liraya dayandığı koşullarda asgari ücretle geçinmek mümkün mü? Emekli arkadaşlarımızın ayda 16 bin 500 lirayla geçinmesi mümkün mü? Bütçenin yüzde 85’i emekçilerin sırtından alınan vergilerle oluşturuluyor” diyen Aslan, ücretlerin insan onuruna yakışır şekilde düzenlenmesini istedi.
Asgari ücret en az 65 bin lira olmalı
İktidarın sermaye odaklı ekonomi politikalarına tepki gösteren EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, “Hem asgari ücrette teke düşürdüler hem de emekli aylıklarında. Bunu kabul etmiyoruz. Dünyaya bakıyoruz enflasyon sadece yüzde 2. Türkiye’de TÜİK tarafından tırpanlanmış enflasyon yüzde 33. Bunların hepsinin acısı işçiden, emekçiden, emekliden çıkıyor. Eskiden karın tokluğuna çalışıyoruz deniyordu. Bu iyiymiş. Bugün televizyonlardan açlık sınırını dinliyoruz. Toplumumuz açlık çekiyor. Böyle bir ücrete mahkum değiliz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Sizden rica etmiyoruz, ücretin ne kadar olacağını siz bilirsiniz demiyoruz. Diyoruz ki bu ücret milli gelire göre olmalı. İki enflasyon ne ise ona göre olmalı” dedi.
‘Barış, adalet, emek ve özgürlükler için buluştuk’
Mitingin son konuşmacısı olan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti bileşenleri ile sahneye çıktı. Esenyurt’un emekçi semti olduğuna, Esenyurt’un mücadele ve direniş geleneğine işaret eden Bakırhan, halkın en zor dönemlerde partisine sahip çıktığını kaydetti. “Her daim bize, mücadelemize sahip çıktınız. Sizlere, mücadelenize ne kadar övgü dizsek azdır” diyen Bakırhan, Esenyurt sürece sahip çıkarsa sürecin ilerleyeceğini söyledi.
Barış, demokrasi, adalet ve özgürlükler için buluştuklarını dile getiren Bakırhan, “Bunlardan biri eksik olursa o yapı ayakta duramaz. Türkiye’de ne barış var ne özgürlükler var ne de emeğin hakkı var. Devrimci dinamiklerle Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bu dört ana sütunun hayat bulması için yan yana geldik” dedi. Başta Ahmet Özer olmak üzere yerine kayyum atanan, kent uzlaşısıyla tutuklanan siyasetçileri selamlayan Bakırhan, “Esenyurt bir gün mutlaka idaresini dışarı çıkaracak kudreti bulacaktır” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan sürece işaret eden Bakırhan, “Çok önemli bir adım attı. Sayın Öcalan bu savaşa, çatışmalara ve şiddete giden bu trilyonların Esenyurtluların cebine girmesi için, çalınan gençlerin umudunun yeninden yeşermesi için bu süreci başlattı. Türkiye’deki bütün renklerin, Demokratik bir Türkiye’de eşit yurttaş olması için bu süreci başlattı. Bu süreç sadece Kürtlerin değil işçilerin de sürecidir. 86 milyonun sürecidir. Barış her zaman iyidir. Barış demek ekonominin kalkındırılması, kayyımsız bir ülke, çevrenin katledilmediği, kadının katledilmediği herkesin kendi diliyle özgürce yaşadığı bir Türkiye demektir” dedi.
Şu ana dek sadece Kürtlerin adım attığını kaydeden Bakırhan, kayyımcı anlayışın artık bitmesi gerektiğini söyledi. Tele1’e atanan kayyım eleştiren Bakırhan, Türkiye’nin çatışmaya değil barışa ihtiyacı olduğunu belirtti. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlara değil sınır ötesindeki halklarla dayanışmaya ihtiyacı olduğunun altını çizen Bakırhan, “Bir an önce demokrasinin inşası için başta Meclis olmak üzere adımların atılması gerekir” ifadelerini kullandı.
Bakırhan, şöyle devam etti: “Hakan Tosun arkadaşımız bağımsız, özgür bir gazeteciydi, Esenyurt’ta katledildi. Faillerinin artık bulunması gerekiyor. Rojin Kabaiş’in babası da burada. Onu da selamlıyorum. Rojin’in nasıl yaşamını yitirdiğini bu iktidar bize açıklamalıdır. Sizler var oldukça onurlu bir mücadeleyle daha adil ve demokratik bir cumhuriyet kuracağımıza inanıyorum.”
Miting, Mohamad Khair Abbas’ın (Xêro Abbas) sahne almasıyla sona erdi.
