Hakkında yakalama kararı bulunan Rosa Kadın Derneği Üyesi Gülistan Nazlıer, ifade vermek için gittiği Abalı Jandarma Karakolu’nda gözaltına alındı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında haklarında tanık beyanları bulunduğu iddia edilen ve katıldıkları yürüyüş, oturma eylemi, kayyım protestosu, basın açıklamaları gerekçesiyle 8 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre; hakkında yakalama kararı bulunan Rosa Kadın Derneği Üyesi Gülistan Nazlıer’in ifade vermek için gittiği Abalı Jandarma Karakolu’nda gözaltına alındığı öğrenildi.
Dün (7 Haziran) Diyarbakır, Çınar ve Bingöl’de yapılan ev baskınlarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Eşref Mamedoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) PM Üyesi Ramazan Dengiz, Rosa Kadın Derneği Üyesi Suzan İşbilen, HDP eski yöneticisi Hasan Kale ve DİSK Genel-İş Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Hasan Hayri Eroğlu gözaltına alınmıştı.
Gizlilik kararı ve 24 saat avukatla görüş kısıtlılığı bulunan soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde tutulduğu belirtilirken, aramlar esnasında birçok kitap, dergi, ajanda, SIM kart, flash bellek ve dizüstü bilgisayara el konulduğu kaydedildi.
Emniyette tutulan 6 kişinin gözaltı işlemleri sürerken, KOAH hastası olan Rosa Kadın Derneği üyesi Suzan İşbilen’in risk grubunda bulunduğu gerekçesiyle tek kişilik hücrede kaldığı aktarıldı.
12 kişi tutuklanmıştı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında HDP ve DBP üyesi siyasetçiler ile Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri ve Rosa Kadın Derneği üyeleri, 22 Mayıs’ta sabaha karşı yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan 18 kişiden eski Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eş genel başkanları Mehmet Arslan ve Gülcihan Şimşek’in de aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Eski HDP Milletvekili Ayla Akat Ata ve 5 kişi ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Soruşturmanın gerekçesi kayyım protestoları, basın açıklamaları, açlık grevleri, Öcalan’a tecridi protesto etkinlikler şeklinde sunulmuştu. Polis baskınlarında cep telefonu, kitap, cd, laptop ise suç unsuru olarak lanse edilmişti.
