Connect with us

Çeviri

HKP (Maoist): Bu yürüyüşün nihai zaferi, sosyalizmin ve komünizmin yeryüzünde kurulması olacaktır

Geçici gerilemeler, devrimci hareketin doğasında vardır; fakat bu yenilgiler geçicidir. Son zafer, halkındır.

Çeviren: Taylan Akarsu

Gerici Hint devletinin ağır saldırıları altında, Hindistan proletaryasının öncü müfrezesi HKP (Maoist)’in başta Yoldaş Basavaraj olmak üzere pek çok önder kadrosu geçtiğimiz aylarda ölümsüzleşti. Bu durum, Parti içindeki bazı sağcı eğilimlerin kendini ortaya koyması için de uygun bir zemin yarattı. HKP (Maoist) içindeki birtakım tasfiyeci unsurlar, Halk Savaşı’nı durdurma ve silahları düşmana teslim etme çağrıları yaparken, Parti’nin Merkez Komitesi devrimci mücadeleye ve komünizm davasına bağlılığını dile getiren önemli bir açıklama yaptı. 20 Eylül tarihli ilgili açıklamanın Türkçe çevirisini, ezilen Hindistan halklarıyla enternasyonalist dayanışmanın bir parçası olarak aşağıda devrimci ve demokrat kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Halkın çıkarlarını, silahlarımızı düşmana teslim edip burjuva toplumunun içine çözülerek ihanet etmek bizim politikamız değildir. Görevimiz, sınıf mücadelesini — halk savaşını — sürdürmek; değişen toplumsal koşullar çerçevesinde devrimci hareketi ileriye taşımaktır. 17 Eylül’den bu yana, partimizin Politik Büro üyesi Yoldaş Sonu tarafından “Abhay” adıyla yayımlanan bir basın açıklaması, buna ait bir ses kaydı ve devrimci halka yönelik bir çağrı; basılı, elektronik ve dijital medyada geniş biçimde dolaşıma girmiştir. Açıklamada, “Değişen uluslararası ve iç koşullar göz önüne alındığında ve Başbakan, İçişleri Bakanı ile üst düzey polis yetkililerinin silah bırakma çağrılarını dikkate alarak, yaşamın akışına katılma kararı aldık” denilmektedir. Ayrıca, bunun, partimizin geçtiğimiz dönemde kaybettiğimiz Genel Sekreteri Yoldaş Amarudu Basavaraj’ın barış görüşmeleri yönündeki çabalarının bir devamı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, Yoldaş Sonu tarafından yapılan bu açıklama tamamen şahsi bir karardır. Merkez Komitemiz, Politik Büromuz ve Dandakaranya Özel Bölge Komitesi bu açıklamayı tümüyle reddeder ve kınar.

Değişen uluslararası ve iç koşullar, silahlı mücadelenin terk edilmesini değil; tam tersine, bu mücadelenin sürdürülmesi gereğini ortaya koymaktadır. Emperyalist sömürü ve ezilen ulusların ile geri ülkelerin halklarının baskı altına alınması giderek yoğunlaşmaktadır. Kapitalist ve emperyalist ülkelerde burjuvazi, “kemer sıkma politikaları” adı altında işçi sınıfı ve orta sınıf üzerindeki sömürüyü daha da derinleştirmektedir.

Sömürücü sınıflar, faşizm ve ırkçılığı sistematik biçimde uygulayarak ekonomik ve politik krizlerini yönetmeye çalışmaktadır. Ülkemizde ise, emperyalist ve komprador sermayeye bağlı yerli ve yabancı tekeller; tarım, sanayi ve hizmet sektörleri de dâhil olmak üzere toplumun tüm alanlarında sömürü ve baskıyı artırmaktadır.

Bu durum, şehirlerde, ovalarda ve ormanlık alanlarda yaşayan geniş halk yığınlarının —ezilen sınıfların, ezilen toplulukların ve ezilen kabilelerin— sınıf mücadelesini daha da yükseltmesi gereğini ortaya koymaktadır.

Bu mücadele, emperyalist, komprador, bürokratik kapitalist ve toprak ağası sınıfların ittifakına karşı geniş halk kitlelerinin birleşik direnişi anlamına gelmektedir.

Brahmanik-Hindutva faşizmini temsil eden RSS-BJP rejimi, merkezi ve eyalet düzeyindeki hükümetler aracılığıyla ülkenin geniş halk kesimlerine karşı yürüttüğü saldırılarla faşist karakterini daha da açık biçimde göstermektedir.

Ekonomik ve toplumsal eşitsizlikler, hem dünyada hem de ülkemizde keskin biçimde artmaktadır. Ne ülkemizde ne de dünyada halkın günlük sorunları çözülmüş, ne de temel çelişkiler ortadan kalkmıştır.

Bu koşullar altında, mevcut durum hem ülkemizde hem dünyada; yasal–yasadışı, gizli–açık tüm biçimleriyle sınıf mücadelesinin, yani silahlı devrimci savaşın koordineli biçimde sürdürülmesini zorunlu kılmaktadır.

Parti üyelerinin ve çeşitli düzeylerdeki parti komitelerinin, silah bırakma ve toplumsal yaşamın ana akımına katılma konusundaki görüşlerinin toplanması; hapisteki parti kadrolarımızın ve önderlerimizin, devrimci sempatizanların, demokratik, ilerici ve sol güçlerin görüşlerinin alınması — tüm bunlar partimizi bölmeye yönelik kötü niyetli bir plandır.

Bu hain planı terk etmesi için Yoldaş Sonu’ya çağrıda bulunuyoruz.

Kitle örgütlerine, parti üyelerine, her düzeydeki parti komitelerine, hapisteki parti önderlerine, devrimci sempatizanlara, demokratik, ilerici ve sol örgütlere sesleniyoruz: Bu kötücül planı tersine çevirmek için mücadele edin.

Yoldaş Sonu, “Devrimci Halklara Çağrı” başlıklı açıklamasında, Hindistan’daki devrimci hareketin yenilgiye uğradığını ve bunun nedeninin partinin aşırı (dogmatik) taktikler benimsemiş olması olduğunu söylemiştir.

Eğer partinin yanlış taktikler izlediğini düşünüyorsa, bir Politbüro üyesi olarak görevi partide kalmak ve hataları düzeltmek için mücadele etmekti.

Ancak o, devrimci yöntemi reddetmeyi ve ana akım toplumsal düzene katılmayı tercih etmiştir.

Yoldaş Sonu açıklamasında şöyle demektedir:

“Şu anda partinin önündeki tek görev, Çin ve Rusya çizgisinin dogmatik uygulamasını terk etmek ve değişen koşullar ne olursa olsun, Hindistan devrimini bu toprakların tarihine ve zamanına uygun bir hatta zafere ulaştırmaktır.”

Eğer partinin izlediği çizgi dogmatikse, bunu parti içinde ideolojik mücadele yoluyla (iki çizgi mücadelesiyle) tartışabilir ve alternatif bir hat önerebilirdi. Fakat bunu yapmaya hazır değildir. Silahlı mücadeleyi reddetmek ve “geçici ateşkes” adı altında mücadeleyi durdurmak, parti kadrolarını ve halkı aldatmaktan başka bir şey değildir.

Silahları düşmana teslim etmek, şehitlere ve ülkemizin geniş emekçi yığınlarına (ezilen sınıflara, ezilen topluluklara, ezilen uluslara) ihanet etmektir. Bu, modern revizyonizmin ve devrimci davaya ihanetin açık bir örneğidir.

Bu nedenle partimizin tüm üyeleri, her düzeydeki parti komiteleri, hapisteki kadrolar, parti önderleri ve devrimci sempatizanlar, bu karşıdevrimci teslimiyet çizgisini en sert biçimde kınamaktadır. Yoldaş Sonu, düşmana silah teslim ederek teslim olmaya hazırlanıyor.

Eğer o ve yandaşları gerçekten teslim olmak istiyorlarsa, bireysel olarak bunu yapabilirler; ancak partiye ait silahları düşmana teslim etme yetkisine sahip değillerdir. Bu nedenle, onlardan bu silahları partiye teslim etmelerini talep ediyoruz.

Eğer bunu gönüllü biçimde yapmazlarsa, PLGA (Halk Gerilla Ordusu)’ya bu silahları geri alma talimatı verilecektir. Silahlı mücadelenin “geçici olarak durdurulması” çağrısı, aslında mücadelenin tümden reddi anlamına gelir. Yoldaş Sonu’nun savunduğu yol, parlamento merkezli, revizyonist Prachanda tipi bir hattır (yani Nepal’deki teslimiyet çizgisine benzer).

Bu durumda, Yoldaş Sonu’nun “Abhay” adı altında basın açıklaması yapma yetkisine sahip olmadığını bildiriyoruz. Medya temsilcisi Abhay’ın görevi; partimizin temel ilkelerine, kararlarına ve politik çizgisine bağlı kalmak, politik gelişmeler karşısında partinin tutumunu kamuoyuna açıklamak ve halkı devrimci mücadeleye çağırmaktır.

Partinin çizgisinden tamamen kopmuş bir bireyin “Abhay” adıyla açıklama yapmaya hakkı yoktur. Dandakaranya Özel Bölge Komitesi (DKSZC), Merkez Komitesi’nin bu açıklamasını tamamen desteklemektedir. Dandakaranya’daki tüm parti üyelerine, komitelere ve birliklere sesleniyoruz:

Bu basın açıklamasını tüm halk örgütlerine, yerel kurumlara ve bölge halkına ulaştırın; kitle örgütlerini ve tabanı güçlendirmek için politik ve örgütsel çabaları yoğunlaştırın. Yine de partimiz, barış görüşmelerine hazır olduğunu bir kez daha ilan eder. Ancak bu barışın anlamı teslimiyet değildir. Sivil topluma ve halka, merkezi ve eyalet hükümetlerine bu yönde baskı oluşturacak bir ülke çapında kitle hareketi inşa etme çağrısında bulunuyoruz.

Karşıdevrimci savaşın şiddetlenmesiyle birlikte, partimiz, Halk Kurtuluş Gerilla Ordusu (PLGA) ve devrimci hareket ağır kayıplar vermektedir. Ancak düşmanın saldırılarından korkarak teslim olmak, hem şehitlere hem de halka ihanet olur. Bizim görevimiz, bu ihaneti reddetmek ve sınıf mücadelesini – halk savaşını – sürdürmektir. Geçici gerilemeler, devrimci hareketin doğasında vardır; fakat bu yenilgiler geçicidir. Son zafer, halkındır.

Sınıf mücadelesi, yeryüzünde bir insanın diğerini sömürmediği bir toplum uğruna binlerce yıldır süren bir savaştır. Bu savaş, yenilgi ve zaferlerle dolu uzun bir yürüyüştür.

Bu yürüyüşün nihai zaferi, sosyalizmin ve komünizmin yeryüzünde kurulması olacaktır.

Bu nedenle, görevimiz ve yolumuz, tüm geçici yenilgilere rağmen korkmadan sosyalizm ve komünizm uğruna sınıf mücadelesini ve halk savaşını sürdürmektir.

Kaynak / https://redherald.org/2025/10/07/cpi-maoist-central-committee-it-is-not-our-policy-to-betray-the-interests-of-the-people/



Kasım 2025
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930

More in Çeviri