Connect with us

Dünya

İran Komünist Partisi (MLM): Faşist İsrail ve Amerikan emperyalizminin kötülüğüne karşı durmalıyız

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına ilişkin açıklama yapan İran Komünist Partisi (MLM), “İslam Cumhuriyeti’nin devrilmesi, İsrail’deki faşist “kükreyen aslanların” ve onların emperyalist destekçilerinin devrilmesi çağrısıyla birlikte olmalıdır. Bu, farklı alanlarda aynı siyasi içerikle sahneye konması gereken küresel bir savaştır” dedi.

İran Komünist Partisi (Marksist-Leninist-Maoist), İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına ilişkin açıklama yaptı.

“İsrail’in, Hameney rejiminin askeri ve güvenlik yetkililerine yönelik suikastlar ve İslam Cumhuriyeti’nin askeri merkezlerini hedef almasıyla başlayan İran topraklarına yönelik askeri saldırganlığı ve şimdi faşist liderlerinin Tahran’ı cehenneme çevirme vaatleri, İsrail’in yaşam tarzını ortaya koymaktadır” denilen açıklamada, “İsrail, kuruluşundan bu yana Filistin halkına karşı sömürgeci bir yerleşimci devlet olarak ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Amerikan emperyalizminin askeri ve güvenlik kolu olarak bu şekilde yaşamıştır ve başka türlü de yaşayamaz. Toplumsal bütünlüğünün yapıştırıcısını, Yahudi teokrasisine (dine dayalı yönetim) dayalı faşizm sağlamaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Netanyahu’nun bu operasyona verdiği “Kükreyen Aslanlar” (Tevrat’tan bir ayet) adı, bu faşist Yahudi köktendincilerin doğasını iyi bir şekilde ifade ettiğini belirtilen açıklamada, “İsrail operasyonu başlamadan önce, Kudüs’teki Ağlama Duvarı’na bu ayetin içeriğini taşıyan bir not yapıştırdı: “Bu aslanlar avlarını yemeden ve öldürülenlerin kanını içmeden uyumayacaklar!” İsrail rejimi, şiddet dolu ve korkunç “hayallerle” yaşamakta ve bu dehşeti Amerika yapımı gelişmiş askeri ve güvenlik kollarıyla Ortadoğu’ya dayatmaktadır” denildi.

Bu rejimin liderleri, halka karşı kötülük ve cinayette İslam Cumhuriyeti’nin canilerinden, Hameney’den ve suikasta kurban giden generallerinden farklı olmadığı vurgulanan açıklamada, “Tek farkları, büyük ölçekte yıkım ve katliam gücüne sahip olmaları ve Amerikan emperyalizminin cephaneliğinin emirlerinde olmasıdır. Eğer bazıları İsrail devletinin “Ortadoğu’nun en demokratik devleti” olduğunu veya Ortadoğu halkına (hem de bomba, füze ve soykırımla) iyi bir şeyler getireceğini düşünüyorsa, bilmelidirler ki Netanyahu’nun hedefi İsrail’i bölgenin üstün gücü haline getirmek ve hatta topraklarını genişletmektir ve bu yolda “bu aslanlar avlarını yemeden ve öldürülenlerin kanını içmeden uyumayacaklar!”” ifadelerine yer verildi.

“İsrail’in Gazze’deki soykırım savaşının ve mevcut İran topraklarına yönelik saldırganlığının gerçek gücünü ve motivasyonunu Amerikan emperyalizmi sağlamaktadır” ifadeleri kullanılan açıklama şöyle devam etti: “Faşist Trump rejimi, Amerikan emperyalizminin çıkarlarını dünyanın her yerinde dayatmak için sınırsız şiddet ve yıkım kullanma konusunda elini serbest bırakmak için gelmiştir. Amerikan emperyalizmi on yıllardır Ortadoğu’nun tek sahibiydi; bu tekel, emperyalist Çin ve emperyalist Rusya gibi güçlü rakiplerin ortaya çıkmasıyla bozuldu. Ancak, faşist Trump rejiminin bakış açısına göre, bu tekel Amerika’ya geri verilmelidir. Bu geri kazanımda belirleyici faktörlerden biri, İslam Cumhuriyeti ile hesaplaşmaktır.

Amerikan emperyalizmi, İslam Cumhuriyeti ile olan “sorununu” bu rejimin nükleer bomba elde etme çabası olarak tanıtmaktadır. Ancak meselenin özü bu değildir. Amerikan emperyalizminin sorunu, İslam Cumhuriyeti’nin İran’ı fazlasıyla Rus ve Çin emperyalistlerinin nüfuz alanına dönüştürmesi ve bu iki emperyalist gücün, Ortadoğu’da Amerikan emperyalizminin gücüne ve nüfuzuna meydan okumak için İslam Cumhuriyeti’ni kullanmasıdır.

Bu emperyalist güçler arasındaki rekabet, sadece İran’da yıkıcı bir savaşın fitilini ateşlemekle kalmayıp, kıvılcımlarının tüm dünyayı ateşe verebileceği bir noktaya ulaşmıştır. Hiç şüphe yok ki, bu emperyalistlerin ihtiyaçlarının, İsrail’in bölgesel bir güç olma çıkarlarının ve İslam Cumhuriyeti’nin nefret edilen rejiminin bekasının, İran, Ortadoğu ve dünyadaki halk kitlelerinin temel çıkarlarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Onların yıkıcı savaşlara doğru gidişatına karşı durulmalı ve sistemlerindeki her türlü kargaşadan devrim için yararlanılmalıdır: özellikle İran ve Amerika’da.

Böyle bir durumda ve gerçek bir devrimin hazırlığı içinde, halkın İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadelelerinin siyasi içeriği, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının faşist ve cani doğasını (kurbanlarının İslam Cumhuriyeti’nin nefret edilen liderleri veya sıradan insanlar olmasına bakılmaksızın), Amerikan emperyalizminin doğasını ve İslam Cumhuriyeti’nin gerici doğasını ve sahte “anti-emperyalist”liğini teşhir etmeyi belirgin bir şekilde içermelidir. Bu mücadelelerde Filistin halkını ve Amerika’daki anti-faşist halk mücadelelerini desteklemeliyiz. Dünyadaki halkların İsrail’e karşı mücadeleleri ve genel olarak çeşitli ülkelerdeki anti-emperyalist mücadeleler, İslam Cumhuriyeti’ni ve Rus ve Çin emperyalistlerini de içeren “direniş eksenini” desteklemeye yönelmemelidir.

Kapitalist-emperyalist dünya sistemine bağımlı bir kapitalist sınıf devleti olan İslam Cumhuriyeti, 90 milyon İran halkının canını emmiştir. Halkımız, bu rejimin sahte “bağımsızlığı” için ağır bir bedel ödemiştir. Halkımızın İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadelesi, bu şeytani saldırganlık karşısında ölümcül sessizlik veya teslimiyet zehriyle ve faşist Trump rejimi, İsrail ve onların kraliyetçi ve kraliyetçi olmayan paralı askerlerinden yana olmakla kirlenmemelidir.

İslam Cumhuriyeti’nin devrilmesi, İsrail’deki faşist “kükreyen aslanların” ve onların emperyalist destekçilerinin devrilmesi çağrısıyla birlikte olmalıdır. Bu, farklı alanlarda aynı siyasi içerikle sahneye konması gereken küresel bir savaştır.”



Temmuz 2025
PSÇPCCP
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031 

More in Dünya