Connect with us

Kadın

Kadınların Şafağı: Çin Devrimi- 2

Çin Devrimi bugüne kadar birçok yönüyle tartışılıp, konuşulduğu halde kadın mücadelesi boyutuyla neredeyse hiç konuşulmamış, tartışılmamıştır. Görünmez bir tarihin parçası olmak ya da tarihte hiç konuşulmamak kadınların verdiği mücadelenin sadece bir boyutudur. Tarihi bugünlere getirebilmek ve unutulan kuytuluklardan çıkartılabilmek için yine kadınların çabalarına ihtiyaç olacaktır. Bu nedenle kadın mücadelesinin tarihini anlamak, deneyimleri görmek, pratiklerini konuşmak ve onlardan faydalanmak için de bu birikimin gün yüzüne çıkartılması önemlidir. Bu yazı dizisi, birazda bu zayıflığın kendi bulunduğumuz yerden aşılmasına yönelik çabanın ve sorumluluğun bir sonucudur.

1924-1927 yılları arasındaki birinci Birleşik Cephe süreci, ÇKP’nin de dahil olduğu Guomindang’ın kadın bölümü çalışmalarının hız kazanmasına vesile oldu. Bu dönem kadın ittifakları kuruldu ve Birleşik Cephe ordusunda yer alan kadınların sayılarında artış görüldü.

Yine bu dönem Guomindang’dan ayrı olarak ta ÇKP ‘Yerel Kadın Birlikleri’ kurmuştur. Birlikler kadınları feodalizme ve savaş ağalarına karşı yürütülen mücadeleye sevk etmiş ve kadınları özel ve özgün sorunları etrafında örgütlemiştir.

1924’te ÇKP ve Guomindang tarafından Kanton’da gerçekleştirilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingi ÇKP’nin kadın çalışmaları açısından bir dönemeci temsil ediyordu. Kitlesel bakımdan azda olsa Çinli kadınların 8 Mart eylemleri genelde illegal olarak kapalı alanlarda düzenlenirdi. Bu mitinglerin kamusal alanlara taşınması, kadınlar açısından da cesaretlendirici bir etki yarattı. Bundan iki yıl gibi kısa bir süre sonra Kanton’da yapılan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingine 10.000 kadın katılım sağladı.

Milis kadınlar eğitim görüyor!

Kadınların mitinglerde gündemleştirdiği başlıklar esasta emperyalizm ve savaş ağalığı karşıtlığıydı. Çin’de anti-emperyalist, anti-feodal damar kadın hareketlerinin çıkış noktası haline gelmiş ve politik taleplerinin ilk sıralarında yer almıştı. Elbette bunlar dışında kadın mücadelesine dair taleplerden de kopulmuyordu. “Eşit İşe Eşit Ücret” talebinden tutalım da “Eğitim Eşitliği” ve “Çok Eşliliğin ve Çocuk Evliliklerinin Kaldırılmasına” dair birçok talep sloganlar içinde yerini alıyor, kürsülerden dillendiriliyordu.

ÇKP kadınların devrime katılmasını yalnızca toplumun yarısını oluşturmalarından değil, esasta kadınların özgürleşmesinin devrimle paralel gelişeceğine ve toplumun gerçek dönüşümünün kadının özgürleşme derecesine bağlı olduğu inancından önemsiyordu. Kısacası ÇKP’nin geliştirdiği politikalara, “Kadınların kurtuluşu gerçekleşmeden sosyalizmin tam anlamıyla kurulduğu söylenemez’’(Mao) perspektifi yön veriyordu.

Mao yoldaşın geleneksel Çin toplumunda kadınların içerisinde bulunduğu kölelik koşullarına ve bu kölelikten kurtulmanın zorunluluğuna dair erken tarihli yazıları, kadın mücadelesinin komünist saflarda gelişimi açısından dikkate değerdir. 1919 yılında Zhao Wuzhen (Chao Wu-chieh) adlı genç bir kadının zorla evlendirilmeyi kabul etmeyerek, bindirildiği arabada boğazını keserek intihar etmesi üzerine, Mao, Hunan Gazetesinde yayınlanacak olan 9 makale kaleme aldı. Mao yoldaşın makaleleri Zhao’yu intihara götüren nedenlerin sorgulanmasını içerdi. Ona göre Zhao’nun katı ahlakçı Çin toplumundaki geleneklere karşı çıkması ve bu yolla intiharı seçmesi toplumsal bir sorgulamayı gerektiriyordu. Kaldı ki Çin toplumunda kadınlar; bırakalım işi, eğitimi ve eş seçme hakkını, özgür iradeleriyle ölümü seçebilme hakları dışında somut bir hakka sahip değillerdi. Dolayısıyla Mao Yoldaş Zhao’ya dair şunu söylüyordu: “Ne yazık ki, ölüm özgürlüğün yokluğundan daha iyidir.”

Bir başka makalesinde Çin toplumundaki kadın erkek eşitsizliğine dikkat çekiyordu:

“….

1) Changsha şehrinde kırktan fazla yabancı mal satıcısı var. Yaşadığım Shaoshan Köyü’nün 30 li yarıçapında, karışık yabancı ve yerli mal satan yedi veya sekiz satıcı var.* Neden bu?

2) Changsha şehrindeki tüm tuvaletler neden sadece erkeklere özel ve hiçbiri kadınlara özel değil?

3) Neden hiçbir zaman bir berber dükkanına giren kadın görmüyorsunuz?

4) Neden hiçbir zaman otellerde kalan bekar kadınlar görülmüyor?

5) Neden hiçbir zaman çay içmek için çay evlerine giren kadın görmüyorsunuz?

6) Neden Taihefeng gibi ipek dükkanlarında veya Yutaihua gibi yabancı mal satan mağazalarda içeri aceleyle girip iş konuşan müşteriler asla kadın değil, hep erkek?

7) Neden şehirdeki tüm arabacıların hiçbiri kadın değil, hepsi erkek?

8) Neden Güney Kapısı dışındaki First Normal Okulu’nda hiç kadın öğrenci yok? Ve neden Old Rice Field First Normal’de hiç erkek öğrenci yok?”

….. “Erkekler ve kadınlar aşırı derecede ayrıştırılmış ve kadınlara yer verilmemiş bu toplumda, Bayan Zhao kaçmak istese bile, nereye kaçabilirdi?” diye soruyordu.

Mao Yoldaş Zhao’ya atfen yazdığı 9 makale aracılığıyla toplumun gerici kültürel değerlerine karşı gençleri sorgulamaya ve itiraz etmeye davet ediyordu. Yeni toplumu yaratmanın, eski toplumla mücadele etmekten geçtiğini söylüyor ve Çin toplumunun acil olarak kadın- erkek eşitliğini sağlaması gerektiği çağrısında bulunuyordu. Yine başka bir yazısında da egemen sınıflar dışındaki erkeklerin devlet sistemi, klan otoritesi ve dini otorite olmak üzere üç otorite sisteminin baskısı altında olduğunu fakat kadınların bu baskılara ek olarak ayrıca koca- erkek otoritesi altında olduğunu belirtiyor, kadınların ve Çin halkının kurtuluşu için bu dört kalın zincirin kırılması gerektiğini vurguluyordu.

1949 öncesi kurtarılmış bölgelerde kadın

ÇKP ile Guomindang arasında kurulan birinci Birleşik Cephe’nin 1927’de dağılmasının ardından, ÇKP Güney Çin’in birçok yerinde kurtarılmış bölgeler yaratarak Sovyetleri kurmaya başlamıştı. İlk Sovyet Hunan sınırında bulunan Zalin’de kurulmuş ve 1931’de oluşturulan Sovyetler birleştirilerek, Merkezi Sovyet Hükumeti haline gelmişti. Sovyetler; köy, bölge, il, ilçe ve eyalet düzeylerinde örgütleniyor ve buralarda hızlıca kitle örgütleri ve dernekler kuruluyordu.

Oluşturulan kitle örgütlerinden birisi de Kadın Birlikleri’ydi. Sovyetlerin kurulduğu yerde derhal kadınların eski sistem altında yaşadıkları koşullar değişime uğruyor, her köyde yerel kadın dernekleri kuruluyordu. Yerel kadın dernekleri kurtarılmış bölgelerde kadınların yaşadıkları sorunlara odaklanıyordu. Ataerkil geleneklerin ortadan kaldırılabilmesi ve cinsel sömürünün sonlandırılabilmesi için kadınlar kendi sorunları ile doğrudan muhatap oluyorlardı.

Bu kadınların çoğu kendi köylerindeki diğer kadınları tanımayan, kocaları ve kayınpederleri tarafından tek bir sosyal ilişki içinde bulunmalarına dahi izin verilmeyen ve sürekli şiddet gören kadınlardan oluşuyordu.

ÇKP kurtarılmış bölgelerde kadınlarla iletişimi, çoğu şehir çalışmaları içinde yer almış ve kurtarılmış bölgelere çekilen kadın komünistler aracılığı ile geliştiriyordu. Kadın öncülerin yerel kadın çalışmalarına, kadın mücadelesi perspektifini taşıması hem kadınlar arasındaki bağın güçlenmesini sağlıyor, hem de kadınların öne çıkmasına motivasyon sunuyordu.

Bu kadın öncülerin başında Deng Yingchao geliyordu. 1930’lu yıllarda ÇKP’nin Güney Bürosu Kadın Komitesi Başkanı Deng Yingchao’nun yazdığı makaleler ve yürütülen tartışmalar Çin Komünist Partisi’nin kadın çalışmalarına yön veriyor ve ayrıca Parti içerisindeki erkek egemenliğiyle güçlü biçimde mücadele ediyordu.

1931 yılına gelindiğinde kurtarılmış bölgelerde yapılan, Çin Sovyet Cumhuriyeti Birinci Kongresi’nde şu ifadelere yer veriliyordu:

“Çin Sovyet Hükümetinin amacı kadınların tam olarak özgürleşmesini garanti altına almaktır; evlilik özgürlüğünü tanır ve kadınların korunması için çeşitli tedbirler ortaya koyar. Kadınların ev işlerinin esaretinden kurtulmaları için gereken maddi temele kademeli olarak ulaşmalarını sağlamak ve onlara toplumun sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yaşamına katılma olanağı vermek için çalışır”

Kurtarılmış bölgelerde ÇKP, ataerkil ilişkilerin yıkılması ve kadın mücadelesinin gelişmesi için bir dizi karar hayata geçiriyordu. Bunlardan en önemlisi 1931 yılında Mao tarafından hazırlanıp, çıkartılan ve 1934 yılında yasa haline getirilen “Evlilik Bildirisi”dir.

Devrim Sonrası bir işçi ailenin evi.

Bildiride evlilik, boşanma ve miras gibi alanlarda kadınlar lehine yeni düzenlemeler yapılıyor ve evlilikler artık rızaya dayalı gerçekleşiyordu. Evlilik yaşı kadınlar için on sekiz, erkekler için yirmiye yükseltilmişti. Evlilik ve boşanma işlemleri kolaylaştırılmış, evlilik için resmi kayıt şartı kaldırılmıştı. Kayıt yaptırmayan eşlerin çocukları meşru kabul ediliyor ve çocukların gayrı-meşruluğu gibi bir durum söz konusu olmuyordu. Kadınlar boşanmak istediklerinde bunu rahatlıkla gerçekleştirebiliyorlardı ve boşanma halinde mülkiyet eşit bir şekilde bölüştürülüyordu. Ayrıca çocuklara ebeveynlerinin soyadları arasında seçim yapma yetkisi de verilmişti.

Tüm bu ileri adımlara rağmen Kızıl Ordu askerleri ile evli olan kadınların boşanma istekleri erkeğin rızası olmadan gerçekleşmiyordu. Eğer erkek boşanmak istemiyorsa kadın zorunlu olarak evliliğe devam ediyordu. Dolayısıyla da boşanma özgürlüğünün tam olarak sağlanabildiğini söylemek, bu örnek üzerinden gerçeği yansıtmayacaktır.

Kadınlar kooperatifler aracılığıyla üretime çekiliyor, ekonomik bağımsızlığı ilk defa bu kooperatiflerde deneyimliyorlardı. Var olan üretim kooperatifleri köylerden başlayarak tüm Sovyet bölgelerinde kuruluyor ve ekonomik ambargonun kırılmasında önemli bir işlev görüyordu.

Sovyet bölgelerinde işlerin yoğun olduğu dönemlerde uygulanan Cumartesi Müfrezeleri sisteminde de kadın örgütleri haftada en az bir gün tarım işleri için çalışarak kolektif çalışmaya katılıyorlardı.

Guomindang’ın üs bölgelerine dönük son Kuşatma ve Bastırma Harekatı’nda Güney Çin’den geri çekilen ÇKP Sovyet bölgelerini de yitirmiş oldu. Uzun Yürüyüş adı verilen bu geri çekilmeye çok sınırlı sayıda kadın katılmış, kimisi halk ordusuna yazılabilmek ve Uzun Yürüyüşe dahil olabilmek için çocuklarını köylülere bırakmak zorunda kalmıştır.

Burada açığa çıkan ve sorun olarak nitelendirilmesi gereken bir mesele de Halk Kurtuluş Ordusu bünyesinde çok sayıda kadın olmasına rağmen, kadınların cepheye gidemiyor oluşlarıdır. Kadınlar, bu alanda da esasta cinsiyetçi iş bölümüne paralel olarak konumlandırılmıştır. Daha çok üretim faaliyetlerinde, sağlık birimlerinde veya lojistik alanında görev almak zorunda kalmış ve bu anlayışın yıkılmasında ne yazık ki başarılı olunamamıştır.

1937’de kurtarılmış bölgelerde kadınlara seçme seçilme hakkı tanınmış, ekonomik ve siyasi alanda pek çok ilerleme kaydedilmiştir. Kadınları erkeğe bağımlı kılan ayak bağlama ve kız çocuklarının öldürülmesi suç kapsamına alınmıştır. Kadınların cinsel bir meta olarak pazarlanması yasaklanmıştır. Çok eşlilik, başlık parası gibi gerici kültürle ilişkili tüm olgular toplumsal suç kapsamında yasaklanmıştır.

Uzun Yürüyüş sonrası bu kez de Kuzey’de kurulan üs bölgelerinde kadın çalışmaları başlatılmıştı. Buralarda hızlıca kadın birlikleri ve dernekleri örgütlenmişti. Komünistlerin öncülüğünde kurulan bu dernekler, kadınları mücadele içerisinde örgütleyip, eğitti. Derneklerin bir diğer amacı da kadınların karşı karşıya kaldıkları baskılardan kadınları korumak ve üretime katılmalarını sağlamaktı. Dernekler, baskıya maruz kalan kadınlarla özel olarak ilgileniyor ve buna karşı mücadele ediyordu.

Komünist Parti, ayrıca kadınları Genç Komünist Birlikleri’nde, Japon aleyhtarı derneklerde, çocuk bakımı okullarında, dokuma okullarında ve tarım müfrezelerinde örgütlüyordu.

Kadınlar Japonya’ya karşı başlatılan direniş savaşında, Japon işgalcilere karşı mücadelede önemli roller üstleniyorlardı. Bu dönem kadınlara yönelik yapılan çalışmalar, Sovyet Hükümeti’nin merkezi olan Yenan’da kadın departmanı tarafından yönlendiriliyordu. Yenan’a ulaşmayı başaranların yüzde 40’nı kadınlar oluşturuyordu. Ve burada kadınların yüksek öğrenim görebilmeleri için Yenan Kadın Üniversitesi (1937) açılmıştı.

Japonya’ya karşı direnme savaşında ÇKP Guomindang’la Birleşik Cephe kurmak için bazı tavizler vermek zorunda kalmıştı. 1937’de gerçekleşen ittifakta ÇKP toprak reformunu daraltmak, Kızıl Ordunun ismini değiştirmek ve üs bölgesinde iktidar organlarındaki sınıf yapısının değiştirilmesi gibi konularda tavizler vermişti. Bunlara ek olarak ittifakın sağlanabilmesi için kadınların kazanımlarıyla ilgili de bazı geri adımlar atmak durumunda kalmıştı.

Evlilik, boşanma özgürlüğü ve kadın hareketinin çalışmalarıyla ilgili bir dizi konuda geri adım atılmış ve 1931’de çıkartılan Evlilik Tüzüğü Çin Cumhuriyeti medeni kanunuyla uyumlulaştırılmıştı.

Japonların yenilgisinin ardından başlayan iç savaş sürecinde kadın çalışmalarını koordine etmek amacıyla kurtarılmış bölgelerdeki Kadın Örgütlerinin Organizasyon Komiteleri inşa edilmiş, kadın çalışmalarına ilişkin temel rota sürdürülmüştür.

ÇKP’nin iç savaş döneminde de sürdürdüğü bu temel eğilim -cins mücadelesine dair yakıcı çağrı- kadınlar arasında ciddi bir sahipleniş yaratmıştır. ÇKP’nin taahhüt ettiği kadın- erkek eşitliği mücadelesinin ÇKP kadroları tarafından kararlılık ve samimiyetle ilerletilmesi, tüm kesimlerden Çinli kadınların aynı çatı altında toplanmasını sağlamıştır. Cins mücadelesinin gelişimi için atılan politik adımların sonuçları; ÇKP etrafında kenetlenen, nitel ve nicel olarak sürekli büyüyen, ezilen cins gerçeğidir. Bu açık sonuç, iç savaş sonrası düşman ağızdan dahi kabul edilmiştir.

Çan Kay-Şek’in ÇKP karşısında aldığı yenilgiden sonra Tayvan’a kaçarken “Neden tüm kadınlar Komünist Parti’ye gitti” şeklindeki sitemkâr söylemi, kadınların komünist parti içindeki sayısının ve aktivitesinin de bir itirafı olmuştur.

Çinli kadınların ilk Ulusal Kongresi 24 Mart-3 Nisan 1949’da Pekin’de yapılmış ve bu kongre ardından 20 milyon üyeye sahip “Tüm Çin Demokratik Kadın Federasyonu” kurulmuştur. Bu tarihten altı ay sonra ise, 1 Ekim 1949’ da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu ilan edilmiştir.


Yararlanılan Kaynaklar

  • Sheila Rowbotham, Kadınlar, Direniş ve Devrim
  • Anja Meulenbelt, Feminizm ve Sosyalizm
  • Simone De Beauvoir, The Long March,
  • Simone De Beauvoir- Ben Bir Feministim
  • Devrimci Araştırmalar Grubu(ABD), Çin Kültür Devrimi
  • Gender Dynamics, Feminist Activism and Socail Transformation in China, Xin Huang
  • E.Croll, Feminism and Socialism in China
  • Janet Goldwasser- Stuart Dowty, Kzıl Çinde Kadınlar Göğün Yarısı
  • M.Antonietta Macciocchi, Çin Deyince
  • Mao Zedung, Seçme Eserler
  • Edgar Snow, Çin Üzerinde Kızıl Yıldız
  • Han Suyın, Sabah Tufanı
  • Wang Zheng, Creating a Socialist Feminis Cultural Front: Women of China
  • Gao- Dongping Han- Hao Qi, Sosyalist Çini Hatırlamak
  • Wang Zheng… Womens Studies Research in Contemporary China
  • Yang Chih—Hua, “Days I Cant Fırget” Women in China
  • Lin Chun, The Transformation of Chinese Socialims

*Mao’nun değindiği seyyar satıcılar, özellikle kadın iç çamaşırları ve çocuk giysileri için kullanılan pamuklu kumaşları insanların evlerine getiren kişilerdi. Bu referansın amacı, aşağıdaki 6. maddede bahsedilen ve ipek dükkanlarına giden-takılan erkeklerin aksine, kadınların evlerine kapatılmış olmaları ve sadece seyyar satıcıların kendilerine gelmesini bekleyebilmeleridir.



Mayıs 2025
PSÇPCCP
 1234
567891011
12131415161718
19202122232425
262728293031 

More in Kadın