Nuriye ve Semih İçin Dayanışma’nın çağrısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen eylemciler, “Açlık grevi 184. gününde işimizi geri istiyoruz” pankartı açtı.
“Nuriye ve Semih’in mücadelesini büyütmekten başka çare yok”
Eylemde ilk sözü alan Ebru Esen, Nuriye ve Semih’in yürüttüğü mücadeleyi büyütmekten başka çare olmadığını kaydetti. “Bu mücadeleyi içselleştirmemiz gerekiyor” diyen Esen, Nuriye ve Semih’in bu onurlu direnişini büyütmek için herkesi 14 Eylül’de Ankara Adliyesi’ne çağırdı.
“Nuriye ve Semih’le dayanışmak için Ankara Adliyesi’ne”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe de iki direnişçinin tüm engellemelere rağmen “sessiz haykırışlarını” bunca gün devam ettirdiklerini dile getirdi. Efe, “Her şeye rağmen bizler onların sesi olmaya bu hak, emek, onur mücadelesini yürüten insanların yanında olmaya devam edeceğiz. 14 Eylül’de gülüşleri solmasın diye, haklı talepleri kabul edilsin diye, haklı yürüyüşleri görülsün diye Nuriye ve Semih’le dayanışmak için Ankara Adliyesi’nde saat 13.30’da yer alacağız” dedi.
Mahkemede yer almanın tanıklıktan ve sahiplenmekten öte olduğunu ifade eden Efe, “Bu aynı zamanda yaşanan karanlık dönemin karşısında isyanın gerçek ifadesidir” diye konuştu. İçinden geçilen karanlık günlerde mutlaka onurları için gülümseyenlerin kazanacağını belirten Efe, “Onların yaşaması için mücadele edenleri görüyoruz ki özgür bırakılacaklar ve talepleri kabul edilecektir” ifadesini kullandı.
“Eylemler AKP tarafından terörize ediliyor”
Bu haftanın basın metnini okuyan İlyas Seyrek, Nuriye ve Semih’in taleplerinin toplumun tüm kesimlerinde bu denli karşılık bulmasını siyasi iktidarın hazmedemediğini dile getirdi. Yapılan eylemlerin AKP tarafından terörize edildiğini belirten Seyrek, Nuriye ve Semih’le dayanışmak için yaptığı açlık grevi nedeniyle DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in aldığı “spor yapmama” cezasını hatırlattı. Seyrek, “Şafak operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklanan SGDF ve ESP üyelerinin dosyasına sosyal medyada Nuriye, Semih paylaşımları gerekçe gösterilerek ‘suç’ kapsamına konuldu” dedi.
İki direnişçinin açlık grevi boyunca sağlık haklarının gasp edildiğini belirten Seyrek, durumlarının her geçen gün kötüye gittiğini dile getirdi. Nuriye ve Semih’in zorla müdahale tehdidi ile karşı karşıya olduklarına dikkat çeken Seyrek, hükümete seslendi ve şu soruyu sordu: “Nuriye, Semih ve KHK mağdurlarının ‘işimi geri istiyorum’ talebini açlıkla, ölümle mi terbiye edeceksiniz?”
“Bu dava hepimizin”
Hak aramanın “terör” sayıldığı bu günlerde iki direnişçinin hakim karşısına çıkacağı 14 Eylül’deki mahkemeye dikkat çeken Seyrek, “Onları yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha buradan duyuruyoruz” dedi. Seyrek, şöyle devam etti: “Nuriye ve Semih’in iradesini ve gülüşünü sahiplenmek için 14 Eylül’de Ankara Adliyesi’ne çağırıyoruz. Bu dava hepimizin.”