
Devrimci Hareket’in çağrısıyla bir araya gelen devrimci kurumların yanı sıra çok sayıda kişi, Önder Babat’ı katledilişin 21’inci yılında Taksim İmam Adnan Sokak’ta andı. “Önder Babat için adaletin peşindeyiz” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Önder’in hesabı sorulacak”, ” Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş”, “Önder Babat Ölümsüzdür, “Önder’e sözümüz devrim olacak” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını Devrimci Hareket Dergi müdürü Ahmet Ediz Kankur okudu.
“21 yıldır adalet arıyoruz”
Kankur, 21 yıldır adalet aradıklarına dikkati çekti. Kankur, “Yoldaşımız Önder Babat 21 yıl önce Devrimci Hareket bürosundan çıkarken susturuculu bir silahla başından vurularak öldürüldü. Önder Babat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi, devrimci bir gençti. Mücadele insanıydı; gençlik mücadelesinin orta yerindeydi. Felsefeyle ilgileniyor, tiyatro yapıyor, arkadaşlarıyla yayınlar çıkarıyordu. Egemenlerin bu ülkenin gençlerinde olmasını istemediği bir sürü güzel hasleti karakterinde ve yaşamında taşıyordu. 3 Mart 2004 günü Önder bizlerden koparıldı. Onun ölümü ne kazaydı ne de adli bir vakaydı. İlk andan itibaren meselenin siyasi bir cinayet olduğunun delilleri mevcuttu. Olay yerini inceleyen polisler, Önder’in yere düştüğü alandan kanlı bir taş parçası alıp basına ‘başına taş düşmesi sonucu öldü’ yalanını servis ettiler. Önder’in ailesine ise ‘maganda kurşunuyla öldü’ diyen emniyet mensupları, cenazenin otopsi yapılmadan defnedilmesi için uğraştı. Tehditler ise daha hastane başladı, Önder’in yoldaşları polis tarafından tehdit edildi” dedi.
Dosyada zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildi
Kankur, Önder Babat cinayeti dosyasında zamanaşımı sebebiyle takipsizlik kararı verildiğini söyledi. “İş burada da bitmedi. Avukatların ön otopsi raporunu alacakları gün ‘adli bir vaka, uğraştığınıza değmez diyen emniyet’ Adli Tıp önüne yüzlerce polis getirdi. Ancak tehditler işe yaramadı. Polisin cinayetin üstünü örtme çabalarına rağmen otopsi raporu gerçeği açığa çıkardı. Önder 9 milimetrelik bir silahtan çıkan mermiyle ve hedef alınarak öldürülmüştü. Rapor ‘maganda kurşunu’ hikayelerinin yalan olduğunu ortaya çıkardı. Fakat cinayetin açığa çıkması emniyeti ve yargıyı bir katil bulmak için harekete geçirmedi. 11 Mart 2005’te, cinayetten bir yıl sonra, savcı, faillerin tespiti için ‘daimi arama kararı’ verdi. Bu aslında, dosyada aktif işlem yapılmayacağının ilanı anlamına geliyordu. Bu tarihten itibaren savcılık ile emniyet arasında, düzenli olmayan, matbu yazışmalar yapılmaya başlandı. Emniyet, savcılığın uyarısına rağmen düzenli bilgi vermiyor, uyarı geldikçe önceki yazısını kopyalayıp gönderiyordu. Bu süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, etkili soruşturma yürütülmediği için Türkiye’nin hak ihlalinde bulunduğuna karar vermişti. Aradan 21 yıl geçti ve Önder Babat cinayeti dosyasında zamanaşımı sebebiyle takipsizlik kararı verildi. Önder de katledilen binlerce insanımız gibi ‘faili meçhul’ ilan edildi” diye konuştu.
“Önder Babat’ın katili bellidir”
Kankur, Babat cinayetinin bilinçli bir şekilde aydınlatılmadığını vurguladı. Kankur, “Oysa cinayetle ilgili olarak ipucu bulmak mümkündü. Mermi çekirdeği takip edilebilir, otopsiyi engellemeye çalışanlar, Önder’in arkadaşlarını tehdit edenler bulunabilir; cinayetle ilgili iddialar ciddiyetle araştırılabilirdi ama yapılmadı. Önder’in katili bellidir: Önder Babat, emperyalizmin halklara karşı suç işlemek üzere kurduğu NATO’nun İstanbul toplantısı öncesinde vuruldu. O gün kişi olarak Önder seçilmiş olsa da esas hedef bu ülkenin tüm anti-emperyalistleri, devrimci ve ilerici muhalefeti idi. Aradan geçen 21 yıl içerisinde, Önder’in katilleri ülkemizi emperyalizme bağımlılık noktasında bir uçurumun kıyısına getirdiler. Halka ait ne varsa emperyalist tekellere peşkeş çekildi, özelleştirme adı altında tüm birikimlerimiz heba edildi, gerek sanayi gerekse de tarımsal üretim bütünüyle dışa bağımlı hale getirildi. İşsizlik ve yoksulluk milyonları kasıp kavurur hale geldi. Bugün milyonlarca insanın, evlerine en temel gıda maddelerini bile alamadığı, emekçilerin kriz koşulları sebebiyle intihar ettiği bir ülkede yaşıyoruz” diye belirtti.
“Biz yaşadıkça Önder’de yaşayacak”
Kankur, Önder Babat cinayeti aydınlatılana kadar ö mücadele edeceklerine şu sözler ile dikkat çekti; “Önder Babat, ülkemiz topraklarında yaşayan halkların ve emekçilerin eşit, özgür ve insanca yaşamasını amaçlayan bir mücadelede ısrarcı olduğu için öldürüldü. Vurulduğu günden beri ne Önder’i bizden ayırabildiler ne de bizi Önder’den. Biz onunla, Gezi’de, Suruç’ta yitirdiğimiz tüm arkadaşlarımızın yanında; Cumartesi Annelerimizin omuz başında, Beyazıt Meydanı’nda, Soma’da, 10 Ekim’de, Ankara Garı’nda hep birlikteydik. Devrimcilerin, ‘öldükten sonra da yaşamak istiyorum’ diyen Anne Frank’a, ‘o büyük gün geldiğinde’ aramızda olacağına inanarak son yolculuğuna çıkan Mustafa Özenç’e; Deniz’e, Mahir’e İbo’ya nasıl borcu varsa; devrimciliği bir kimlik olarak benimseyip bu uğura yaşamını ortaya koyan Önder Babat’a da borcu vardır. Tarih bize şunu öğretti: Bir insan toprağa karışsa bile eğer yaşama iyi bir iz bıraktıysa, dünyayı anlayarak değiştirmenin kolektif adımlarını attıysa unutulmaz. Yürüdüğü yola devam edecek, ayak izlerini takip edecek, miras bıraktığı değerlerin taşıyıcı olacak insanlar mutlaka olacaktır. Bizler, Önder’in ardından gelenler olarak 21 yıldır anısını hafızalarımızda, mücadelesini yaşamımızda, değerlerini kalbimizde taşıyoruz. Biz yaşadıkça Önder de yaşayacak. Katilleri Önder Babat dosyası kapandı zannetmesin. Adli ayak oyunlarıyla işimiz yoktur. Bu cinayetin üstünün örtülmesine, tetikçilerin ve onları kollayanların cezasız kalmalarına izin vermeyeceğiz. Bu hem ona hem de uğruna mücadele edip hayatını feda ettiği değerlere karşı sorumluluğumuzdur. Söz veriyoruz: Önder’in hesabını soracağız” dedi.
Anma sloganlar ile son buldu.

