
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle birçok yerde açıklama yapan TTB’ye bağlı odalar, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, “100 yıl önce hekimlerin bir araya gelerek başlattığı direniş ruhuyla yılgınlığı, umutsuzluğu ve karanlığı yenmek mümkündür” dedi.
Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) bağlı odalar, 4 Mart Tıp Bayramı nedeniyle birçok yerde eylem ve açıklama yaptı.
Van-Hakkari Tabip Odası’nda yapılan toplantıda açıklamayı Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Özgür Deniz Değer yaptı. Hekimliğin; doğası gereği bilimden yana, ilerici, özgür ve bağımsız olduğunu belirten Değer, “100 yıl önce olduğu gibi günümüzde de hekimlerin ülkemizde ve dünyada insanlığın bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik halinin korunması yolunda gösterdiği çaba değişmemiştir. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bu çabasının yanında, sağlık çalışanlarının mevcut çalışma koşulları, giderek derinleşen sorunlarla boğuşmalarına neden olmaktadır” dedi.
‘Sağlıkta şiddetle mücadelemiz sürecek’
İnsan hayatının kutsallığını ön plana koyarak çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının uğradığı şiddetin, azalmak bir yana gün geçtikçe arttığını ifade eden Değer, şöyle devam etti: “Sağlık sisteminin ortaya çıkardığı sorunlar, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sırtına yüklenmektedir. Buna karşın şiddet gösterene karşı cezasızlık, şiddetin artmasının önemli sebeplerinden birisidir. Şiddetin azaltılmasına yönelik göstermelik kanunların çıkartılmasının yeterli olmadığını her yaşadığımız şiddet olayında dile getirirken, TTB’nin yıllar önce hazırlamış olduğu ve meclise sunduğu ‘Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı’nın kanun hazırlanırken göz ardı edilmesi kabul edilemez. Her an’da ve her alanda, sağlıkta şiddetin azalmasına yönelik mücadelemiz sürecektir.”
‘KHK’lerle binlerce sağlıkçı ihraç edildi’
20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL döneminde yüz binlerce kamu çalışanının KHK’ler yoluyla ihraç edildiğini hatırlatan Değer, “KHK’ler güvenlik soruşturmaları ile yeni mezun olmuş hekimlerin atanmaması, iş güvencesinin olmadığı bir çalışma ortamını ortaya çıkarmıştır. Herhangi bir adli karar olmadan yapılan bu uygulamalar nedeniyle yüzlerce tıp mezunu hekim aylarca atanamamakta, sağlık çalışanları herhangi bir işe yerleşememektedir. Her yıl, 14 Mart Tıp Bayramı’nda ‘Hekimlere Müjde’ veren Sağlık Bakanlığı’nın ve yetkililerin, hekimlerin özlük haklarında iyileşme ortaya çıkaracak bir çalışması henüz görülmemiştir. Fiili hizmet tazminatında yapılan düzenlemeler yeterlilikten oldukça uzaktır. Sağlık çalışanlarının aldığı ücretler her geçen yıl erimektedir. Ek ödemenin asıl ödeme haline dönüştürülmesi, kısa hastalık ve izin dönemlerinde dahi ciddi kesintilere neden olmaktadır. Aynı zamanda mevcut uygulama emekliliğe yansımadığından emekli hekimlerin ciddi ekonomik zorluklar içinde yaşamasına sebep olmaktadır” dedi.
‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’
Savaşın, doğada ve insanda tahribat yaratan, toplumsal yaşamı tehdit eden ve insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Değer, “Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. TTB ve tabip odaları, kurulduklarından bu yana savaşa karşı tavrını ortaya koymuştur. Bu tavra karşı yapılan soruşturmalar, gözaltılar kabul edilemez. Bir kez daha tekrar ediyoruz; savaş bir halk sağılığı sorunudur. Yaşadığımız sorunları ve bu karanlıktan çıkış yolunu ve bunun mümkün olduğunu biliyoruz. 100 yıl önce hekimlerin bir araya gelerek başlattığı direniş ruhuyla yılgınlığı, umutsuzluğu ve karanlığı yenmek mümkündür. 14 Mart’ın 100’üncü yılında da karanlığa, dogmaya, savaşlara, eşitsizliğe ve zorbalığa karşı aydınlığı, bilimi, barışı, adaleti ve demokrasiyi savunuyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
İstanbul’da miting yapılacak
İstanbul Tabip Odası (İTO), 14 Mart Tıp Haftasının 100’üncü yılı nedeniyle Taksim Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde İTO Başkanı Pınar Saip açıklama yaptı.
Saip, Osmanlı Devlet’inden bu yana hekimlerin üzerine düşen sorumlukları yerine getirdiğini belirterek, hekimler olarak her zaman ülke sorunlarına da duyarlı olduklarını ve hiçbir şeye sessiz kalmadıklarını ifade etti. Saip, “Hekimler her zaman bilimden, aydınlanmadan, laikten, bağımsızlıktan, barıştan ve özgürlüklerden yana oldu. Hekimler, bulaşıcı hastalıklara karşı nefer ve deprem mağdurlarına şifa, doğanın talanına, nükleer belasına karşı durdular. Her zaman iyi hekimlik ve insan haklarından yana oldular. Etik ve deontolojik değerleri korumaktan vazgeçmediler. Sağlıkta yaşanan sorun ve yetersizlikleri ülkedeki yönetim anlayışından, önceliklerinden ve tercihlerinden ayrı düşünülemeyeceğini savundular” dedi.
Bu sene, tıbbiyelilerin emperyalist işgale karşı direnme iradesini ortaya koymalarının 100’üncü yıl dönümün olduğunu hatırlatan Saip, “14 Mart Tıp Bayramı bizler için her zamankinden daha anlamlıdır. Her zamankinden daha canlı, daha heyecanlı ve daha coşkuluyuz. Tıp Bayramı’nın 100’üncü yıla özel görkemli bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. İlk olarak 17 Mart Pazar günü 13.00’te Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bahçesinde toplanıp ve Haydarpaşa Tıbbiyesi’nin önünde saygı duruşu yapacağız. Haydarpaşa Tıbbiyesi önünden ‘iyi hekimlik, sağlık hakkı, demokrasi, barış ve özgürlük’ talebiyle miting yaptığımız Kadıköy İskele Meydanı’nda, hekimlerin yüzüncü yıl bildirgesini kamuoyuna açıklayacağız” ifadelerini kullandı.
Saip, bütün illerden ve tabip odalarından hekimlerin de katılacağı yürüyüşe bütün sağlık çalışanlarını davet etti.

