Connect with us

Güncel

Ankara Gar Katliamı davası ertelendi

Görülen 10 Ekim Gar Katliamı duruşmasında mahkeme, ihbarı dikkate almayan polislerle ilgili soruşturmanın akıbetinin öğrenilmesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. 

10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın firariler yönünden görülen davanın duruşması Sıhhiye Adliyesi’nde 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kimlik tespitlerinin ve dosyaya gelen evrakların okunmasının ardından avukatlar ve aileler söz aldı.

Kırmızı Bülten ile aranan Nusret Yılmaz için bir işlem yapılmadı

Firari faillerden iadesi konusunda Türkiye’nin Suriye’nin yeni hükümeti HTŞ ile ilişkileri düşünüldüğünde yazışabileceğini söyleyen Avukat Senem Doğanoğlu, mahkemenin Suriye’ye firariler için yazı yazması gerektiğini belirtti. Senem Doğanoğlu, kırmızı bülten ile aranan Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a Türkiye üzerinden çıktığını ve kırmızı bülten olduğu için Gürcistan’ın Nusret Yılmaz’ı iki kez iade etmesine rağmen Türkiye’nin hiçbir işlem yapmamış olduğunu hatırlattı.

‘Antep Valiliği soruşturamaya asla izin vermiyorum’ diyor’

Antep Bölge Mahkemesinin 3 polis hakkında soruşturma açtığını ve bu karara rağmen Gaziantep Valiliği’nin, Gaziantep İl Emniyet müdürü, polisler yönünden araştırma ve soruşturma yapılmaması yönünde yeniden karar verdiğini söyleyen Avukat İlke Işık ise “Gaziantep Bölge Mahkemesi’nin kararına rağmen Gaziantep Valiliği bu karar ile resmen şunu demiştir; ‘Soruşturma düzgün yürüdü bu yetkililerin araştırılmasına, soruşturulmasına asla izin vermiyorum.’ Yakup Şahin,  tonlarca amonyum nitrat alıyor ve satıcı bunu Nizip Eminyeti’ne bildiriyor, Nizip araştırıyor, yazı yazıyor.  Peki Gaziantep Emniyeti ne yapıyor hiçbir şey yapmıyor. Yakup Şahin’in evi belli, yeri belli. Alamadığı gübreyi Bilecek’ten alıyor ve Gaziantep’te depoluyor. 9 Ekim günü de hücre evinde bombaları alıyorlar önde Yakup Şahin arkada canlı bombalar önde Ankara’ya geliyorlar” sözlerini kullandı.

 ‘Antep Emniyeti dava boyunca yalanlarını sürdürdü’

“7 Ekim’de Gaziantep Emniyeti Yakup Şahin’i dinlemeye başlıyor ama biz dava sürecinde defalarca bu kayıtları talep ettik ama Gaziantep yalanlarını sürdürerek Yakup Şahin’i dinlemediğini söylüyor” diye devam eden İlke Işık, “Gaziantep Emniyeti yetkilileri açıkça sorumludur, Yakup Şahin’i tespit etmesine rağmen yakalamamıştır. Bunların tümü belgelerde var” dedi. 

Valilik için katliam hazırlığı ‘basit bir şüphe’

Gaziantep Valiliği’nin 3 Temmuz 2025’te tekrar dosyaya bakarak soruşturma izni vermeme gerekçesini “olayı basit şüphe oluşturacak bir olay” diyerek tanımlamış olduğunu belirten İlke Işık şöyle devam etti: “İlgililere ilişkin ise valiliğin birebir kullandığı cümle ise şudur; ‘Gübre almak isteyen ve vazgeçen bir insanın basit şüphe taşıması’ olarak tanımlıyor.  Herkes Nizip Emniyeti’nin işini çok güzel yaptığını söylüyor ama kimse sonrasında görevini yapmayanlardan bahsetmiyor.  Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, sorumluluğu bulunan bu kamu görevlilerine ilişkin ‘derhal soruşturma açılmalı” diyor. Görevini yapmayan bir kolluk var diyerek aldığı kararda somut bir özet yapmıştır.  Fakat, koruma, kollama, kol kanaat gelen bir Gaziantep Valiliği karşımızda duruyor.”

Bölge Mahkemesi’nden 3 Polis hakkında soruşturma kararı 

Yıllarca mahkemeden talep etmelerine rağmen polisler hakkında soruşturma açılmadığı ve mücadele ve kendi şikayetleri üzerine Antep Emniyeti’nin nihayet 3 polis hakkında soruşturma açtığını söyleyen İlke Işık, “Şimdi, Gaziantep Emniyeti yetkilileri hakkında soruşturma açılacak. Tek sorumlu IŞİD değildir. Aradan 10 yıl geçti ve ilk kez Gaziantep Bölge Mahkemesi Soruşturma açılmalı diyor.  Cumhuriyet Başsavcısı ile yazışmaya yaparak Gaziantep’te yürütülen soruşturma dosyasını buraya getirmeli ve dahil etmelisiniz. Yıllardır bahsettiğimiz kamu görevlilerinin sorumluluğu ilk kez bir mahkeme kararına yansımıştır. Artık mahkeme kararı olarak belge niteliğinde karşımızdadır” diye konuştu. 

‘16 firarinin yeri de yurdu da belli!’

Ardından 10 Ekim Aileleri tek tek söz aldı. Öncelikle İhsan Kocabıyık söz alarak, “Defalarca sizi uyardık ama hala gar patlaması diyorsunuz, bu mahkemenin bu davaya nasıl yaklaştığının göstergesidir. Gar patlamadı, orada bir katliam oldu. Bunu en başından söyledik ki böylesine büyük bir katliamın devletin yetkililerinin bilgisi dahilinde olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. 9 yıldır taleplerimizi görmezden geldiniz. Ama bugün Gaziantep mahkemesinin kararı ile 3 polis hakkında gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Keşke bu araştırmayı biz sizden talep ettiğimizde sizin mahkemeniz gerçekleştirseydi. Buraya gelen insanlar acılarını anlattıklarında başka katliamlar olmasın diyedir. Antep mahkemesinin verdiği karara göre siz, bu kamu görevlilerinin soruşturulmasını bu davaya ekleyebilirsiniz. Bu sizin tarihsel sorumluluğunuzdur.  Bu dosyanın 16 firari sanığı var. Yerleri belli, adresleri belli. Suriye’de Esad rejimi yıkıldı. Neden Suriye’nin yeni hükümetine bir yazı yazıp bu sanıkların iadesini talip etmiyorsunuz? Kamu görevlilerinin bu katliamdaki yerini siz açığa çıkaracaksınız. Bu IŞİD sever yaklaşımlarınıza karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu üç polisin yargılanmasını bu davaya ekleyin, Antep Savcılığı’nın kararını beklemeyin. Adım atın” diye konuştu. 

‘10 yıldır adalet peşindeyiz her duruşmada red’

Oğlunu yitiren Halime Atabey ise şunları söyledi: “ Oğlumu kaybettim. Bunun bedelini kim öder? Anneler gözyaşlarımızla ödüyoruz. 10 yıldır adalet peşindeyiz. Oğlumun düğün tarihini almıştım ama hiçbirini yapamadan çocuklarımızı toprağın altına koyduk. 10 yıldır Ankara dışından geliyoruz. Vicdanınız rahat mı diye sormak istiyorum. O çocuğu hangi zorluklarla büyüttüm, okuttum, öğretmen yaptım. Adalet arıyoruz.”

‘Çocuklarımız bu ülkeye barış gelsin istedi’

Zöhre Tetik:  “10 yıldır bütün mahkemeler geldik. Her geldiğimizde bu duruşma salonunda boş sanık sandalyelerine konuşuyoruz. 3 tane kamu görevlisi hakkında başlatılan soruşturmanın mahkemeniz tarafından görülmesi gerekiyor. Herkes bu katliamı takip ediyor. Bu yargılanmanın yapılması sizin vereceğiniz karardadır. Defalarca bu salonda IŞİD’liler bize ‘terörist’ dedi. Sustunuz. Nizip, ‘bunlar tonlarca gübreyi ne yapacak gelin bunları gözaltına alın’ dedi almadılar. Valilik soruşturma iznini reddediyor. Çocuklarımız bu ülkeye barış gelsin istedi. Bu katiller yakalanınca ancak diyebiliriz ki evet adalet var. Hukuk cümlesini bilmezken biz bu salonlarda hukuk öğrendik.”

‘Bize dayatılan düşman hukukunu reddediyorum’

Babasını katliamda kaybeden Derman Doğan: Babam barış umuduyla Rize’deki çay tarlalarından Ankara’ya gelmişti. Biz buraya Lazlar, Kürtler, Türkler hep birlikte geldik . Bunu neden söylüyorum çünkü yıllardır bize dayatılan bu düşman hukukunu reddediyoruz. Adalet arayışımızın görmezden gelinmesini, bizi görmezden gelmenizi reddediyoruz. Bu ülke kimsenin babasının malı değildir. Cumhurbaşkanı, polisler, kamu görevlileri kadar biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Hatta gerçek yurttaşları bizleriz. Bugün sokakta kadınlar katledilmemek için adalet mücadelesi veriyor; işçiler alanlarda mücadele veriyor. Ama bu adalet mücadelesinde tutunmaya çalıştığımız bu kirişler yıkılmak üzere, daha fazla bu bunu taşıyamayacak. Biz sizin vicdanınıza seslenmiyoruz biz size seçenek sunuyoruz. Bu yıkıntıların altında mı kalacaksınız, yoksa tarihsel sorumluluğunuzu yerine mi getireceksiniz? Hangi polis, hangi vali yaşam hakkından daha kutsal olabilir? Hangi devlet, hangi hükümet hakikat arayışından daha kutsal olabilir?” 

‘Colani ile çok yakın ilişkiler içerisindesiniz bu sanıkları isteyin’

Katliam yaralılarından olan öğretmen Ayşegül Doğan: “İnsanlığa karşı bir suç işlenmiştir. İlk günden itibaren birkaç hususa odaklandık. İstihbarat bilgisi var mı, varsa tedbir alındı mı, kusur var mıydı? Biz biliyoruz ki bütün katliamların arkasında bir kamu sorumluluğu vardır. Dava başladıktan sonra 76’ya yakın istihbarat raporu geldi.  Bu insanlar neden firari, bu insanlar ne zaman bulundu, ne zaman kaçtı, nasıl kaçtılar? Neden bunların cevabı yok. Biz barış ve adalet istiyoruz, intikam arayışında değiliz. Yoksa hepimiz biliyoruz ki  ‘adalet’ yazan yerlerde adaletin olmadığını, toplumun vicdanında adaletin olduğunu. Birinin üstündeki üniforma onun zırhı olmamalıdır.  Colani ile çok yakın ilişkiler içerisindesiniz. Bu sanıkları getirtebilirsiniz. Bir mahkemenin firariler için bulunamıyor deme lüksü yoktur, sizi adres veriyoruz. Maddi gerçeğe ulaşmak için daha ne istiyorsunuz!” sözlerini kullandı. 

‘Eşim sizin çoluğunuz çocuğunuz için de gelmişti’

Katliamda yaralanan ve daha sonra yaşamını yitiren Mustafa Budak’ın eşi Hanife Budak: “3 çocuğumu babasız büyüttüm. 10 yıldır gidip geliyoruz. Eşimin ölümün bile geçen celse kabul ettiniz.  Eşim 2 yıl yatalak kaldı etleri lime lime döküldü. Eşim sizin de çoluk çocuğunuz için de barış için gelmişti. Ben sizden elbette adalet beklemiyorum ama bunu sağlayın.”

Duruşma 30 Haziran’a ertelendi

Konuşmaların ardından mahkeme heyeti, firariler yönünden iade işlemlerini ilişkin Adalet ve Dışişleri Bakanlığı’ndan sanıklara ilişkin adres bilgi ve belgelerin sorulmasına,  Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ise haklarında soruşturma izni verilen kamu görevlileri hakkında ne gibi işlemler yapıldığına ilişkin belgelerin mahkemeye gönderilmesine; HTS taleplerinin ise reddedilmesine karar verdi. Duruşma 30 Haziran 2026 tarihine ertelendi. 

‘Bu karar mücadelenin sonucudur’

Duruşmanın ardından adliye kapısında açıklama yapıldı. Burada konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “Elbette 10 Ekim Gar Katliamı sıradan bir katliam değildi. Planlanan, programlanan, adım adım hayata geçirilen bir katliam olduğunu gördük ve yaşadık. Eğer bugün biz burada bulunanlar nefes alabiliyorsak 104 barış güvercininin bedenlerini, bedenlerimize perdeledikleri için. Bunda elbette onur değil utanç duyuyoruz çünkü o arkadaşlarımızın hala hayalleri, umutlarını yüreğimizde ve başımızın üzerinde taşıyoruz. Onların hayal ettikleri barışı, demokrasiyi, halkların kardeşliğini bu ülkenin topraklarında tesis etmeden ne bir adım geri duracağız  ne de vazgeçeceğiz. Bugünkü duruşmada umut aldıysak bu uzun yıllardır süren bir mücadelenin neticesidir” dedi. 

‘Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapsın’

Sonrasında söz alan dava avukatı İlke Işık ise bu davanın hala sahipleri olduğunu söyledi. İlke Işık, “En başında demiştik ki bu mücadeleye bütün sorumlular yargılanıncaya kadar devam edeceğiz. Geldiğimiz 10. Yılda devam ettiğimizi cümle aleme gösteriyoruz ve sonunda elimizde bir mahkeme kararı ile gittik bugün. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi diyor ki, Antep Emniyet Müdürlüğü yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı. Katliam öncesi sorumluları yakalamayan ve bu katliama giden yolları döşeyen, engelleri ortadan kaldırmayan, Ankara’ya canlı bombaların girmesini sağlayanların sorumluğunu konuştuk ve haklarında soruşturma başlıyor. Ankara 4. Ağır Mahkemesi de bu soruşturmanın akıbetini takip edecek, biz de takip edeceğiz. Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapsın. 2019’dan beri yapmadı,  yargı karalarıyla şuan bunu yapmak durumunda. Haklarında katliama sebebiyet vermekten dava açın” diye konuştu. 

Firarı sanıkların getirilmesi için ara karar

Firarilerin iadesiyle ilgili ise İlke Işık, derneğin bununla ilgili bir çaba sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu: “Suriye’den getirtilmesi için daha ne kadar bekleyeceksiniz? Bugün bu talebimizle ilgili de iade sürecinin başlangıcına ilişkin mahkeme bir ara karar kurdu. Adalet istiyoruz. Gaziantep’in sorumluluğuyla bitmiyor, çok kapsamlı bir sorumluluk var ve siyaseten işlenmiş bir katliam. Bu katliamın siyasi sorumlularını da istiyoruz.”(Jinnews)



Aralık 2025
PSÇPCCP
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031 

More in Güncel