Bizimle iletişime geçin

Makale

Anton Ekmekçi Yazdı: Pandeminin Pandorasının Eteklerinden Dökülenler- 1

Geleneksel yönetsel formasyonun dünyayı artık eskisi gibi yönetemeyeceği anlaşılmıştır. Buhar makinelerinden yapay zekaya uzanan teknolojik evrim, doğanın en temel yasalarıyla antagonist bir çelişmeye düşmüştür. İnsan düşünce ve hayat tarzını değişime zorlayacak kültür, tarih yapıcı biyo kimya, Pandoranın eteklerinden dünyaya serpilmiştir.

Kapitalizmin büyüleyici bilişim döngüsünün etrafında cereyan eden maddi yaşam faaliyetleri, genomu olan ama hücresi olmayan, yaşamın kıyısına çıkmaya çalışan küçücük varlıkların türsel varoluş taarruzu karşısında park etmeye zorlandı. Devasa savaş makinelerinin, pahalı otomobillerin, futbol bahislerinin, moda tasarımı, turizm ve maddi üretim faaliyetlerinin işlevini yitirdiği yeni bir yaşam formu kendisini gösterdi.

Kapitalizmin, doğanın bizzat kendisiyle çelişmeli hali, insanın doğasıyla çekişmesinin bizzat önüne geçerek ona doğasına dair gerçekliği fizik kanunları yoluyla bir kez daha gösterdi. Türsel biyolojik varoluş, kendisini asla güvende hissetmeyeceği bir formasyon olarak, kendi tarihsel olumsuzlanmasını dölleyecek, biyo politik yasaları tetikleme atağına girdi. Evren, Fizik yasalarıyla toplumsal yasalar arasında diyalektik geçişkenliğe, her zamankinden fazla fırsat tanıdı… Tabiat ananın bir sistemi yadsıyıp dıştalamasının insan bilinci ve dolayısıyla toplumsal yasalar üzerinde etkileri olacaktır.

Bu büyük çelişme, henüz bir düşünce olarak doğmakta olan yeni insan formasyonunun, eski bütün insan formasyonlarının pratik reddine doğru bir karşı enerjinin salınımına olanak sağlayacaktır. Bilinçlerdeki “yenilmez ve sonsuz” kapitalizmin üstüne gölge düşmüştür. Modernitenin bütün paradigmaları ampirik düzlemde yerlere serilmiştir. Bu gelişmelerin insan bilinci üzerinde etkileri olacaktır. Bu sefer deney ve gözlem sahası bizzat doğadır. Zamanın hareketli ve göreceli oluşu, modernitenin hapishanesine sıkıştırılmış kitlelerin, zamanı algılamasını dumura uğratmıştı. Öyle görünüyor ki bireysel zaman algısı ile türdeş zaman algısı aynı şeyler değildir. Yabancılaşmış günümüz insanı, türdeş zaman algısından uzun bir süredir kopmuştu. İnsan nihayet uzun bir zamandan sonra, türdeş bir zaman algısını iliklerine kadar hissetti…

Pandeminin ilk zamanlarında, her ne kadar türsel soy tehdit algısından bir virüs düşmanlık doktrini yaratılmaya çalışıldıysa da, doğa, militarizmi yadsıyan bir savaş yasasının varlığına göz kırptı. Ulussuz, cinsiyetsiz, mezhepsiz, barutsuz ve tüfeksiz bir varoluş kaygısı, Biyogenetik merkezli, indirgemeci faşist sanrıların önüne geçti. Bilimin, barışın ve türdeş dayanışmanın önemine dair çıkarımsama, ulusal çitlerin ötesine bir dalga gibi yayıldı.

Tek tek bireylerin gezegendeki zaman kullanım miktarı, evrimsel sürecin nicel ve niteliğine dair algıya asla müsaade etmez. Toptan tür tehdidi gibi hızlanmış olağanüstü zaman aralığında, yığınlar kendisini türdeş bir varoluş içerisinde duyumsayıp tasarımlar. Kendisini kolektif bir yaşam kalım makinesinin zorunlu bir küçük parçası olarak algılama dönemidir bu evre. Kapitalizmin, insanın biyolojik varoluşuna karşı yıkıcı bir enerjiyi ortaya çıkardığını gözlemlemiş olduk. Bu negatif ideolojik formasyon yerkürede çalışmaya devam ettiği sürece, yıkıcı kimyasal bir süreç başlatma potansiyel eğiliminin, türsel imha tehlikesini kaçınılmaz kılmaktadır.

Doğa yasaları, pandeminin zirve yaptığı ilk günlerinde, bir küresel Komünizmin sadece gerçekleşebilme olasılığına değil, aynı zamanda bu olasılığın zorunluluğuna dair matematiksel düzlemde göz kırptı. Geleneksel yönetsel formasyonun dünyayı artık eskisi gibi yönetemeyeceği anlaşılmıştır. Buhar makinelerinden yapay zekaya uzanan teknolojik evrim, doğanın en temel yasalarıyla antagonist bir çelişmeye düşmüştür. İnsan düşünce ve hayat tarzını değişime zorlayacak kültür, tarih yapıcı biyo kimya, Pandoranın eteklerinden dünyaya serpilmiştir. Milyarlarca yıldır yaşamın kıyısında gezinen kararsız yapılar, yaşamın tam merkezinde ki Homo Sapiens,in torunlarını, yaşamın  kıyısına doğru taşımışlardır.

Olabildiğince mikro küçüklüğün, olabildiğince makro büyüklüğe muhteşem etkisi, maddi dünya ve düşünceye etkisini koşullamaktadır. Üretim güçlerinin gelişimi ile üretim ilişkileri arasındaki çekişmenin sonuçlarını, insan türü doğa üzerinden dolayımsallamıştır… Buhar makinesinin otomosyon evrimi, gen denilen mikro biyolojik doğa makinelerinin sınırlarında stop etmiştir.  Komünalizmin zorunlu bir insan yaşam modeli olduğuna dair algı, saatler ve günlerce de olsa kolektif düzeyde yaşanmıştır. Doğa devasa bir deney alanı gibi çalışmıştır, her köşesinde tek bir deneyin sınandığı muazzam bir ampirik alan gibi.  



Ocak 2025
PSÇPCCP
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031 

Daha Fazla Makale Haberler