
Yadigar Aygün/ İstanbul
Hapishaneler çok uzun yıllardır işkence, tecrit ve kötü muamele uygulamalarının merkezi oldu. Politik tutsakları, yalnızlaştırmak, “izole” etmek, sosyalleşmeden yoksun bırakmak ve tecrit etmek için oluşturulan kuyu tipi olarak adlandırılan S, ve Y tipi hapishanerlerde hak ihlalleri giderek artıyor. Tutsaklar, uzun süredir, kuyu tipi hapishanelerin kapatılması ve taleplerinin karşılanması için açlık grevinde. Avukat Gamze Yentür ile kuyu tipi hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini konuştuk.
Kuyu tipi hapishaneler tutsaklar üzerindeki tecriti daha da derinleştirdi. Kuyu tipi hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri nelerdir?
Gamze Yentür: Dünya’da nadir örneği olan tarzda yapılmış hapishaneler bunlar. 2021 yılı ile beraber bu hapishaneler faaliyete geçirildi. Kuyu tipi olarak adlandırılan bu hapishaneler Y, S ve yüksek güvenlikli hapishanelerdir. Bu tipler genel olarak tek kişilik, çok az bir kısmı ise üç kişilik kalacak şekilde dizayn edilmiştir. Bu hapishaneler teknolojik olarak kurgulanmıştır; bu sebeple çalışan insan sayısı oldukça azdır. Birden fazla kat olarak yapılan bu hapishanelerde en büyük sorunlar şu şekildedir: Güneş, bazı hücrelere hiç yansımamaktadır. Gardiyanlar dahi güneş için D vitamini kullandıklarını söylemektedir. Hücrelerin havalandırma kapısı yoktur. Bu sebeple ortak havalandırmaya çıkartılan kişiler sadece bir saat havalandırmadan yararlanmaktadır. Havalandırma, sadece hava almak için değil, mahpusların eşyalarını kuruttukları, eşyalarını yıkadıkları ve spor yaptıkları yerlerdir. Hücreler küçüktür ve tek bir oda içinde banyo, tuvalet ve yaşam alanının iç içe bulunması ortamın nemli ve mikrobik olmasına yol açmaktadır. Koğuşların giriş kapısının üzerinde bir kamera vardır. Bu kameralar, lavabonun içine kadar görüş açısına sahiptir. Avluya açılan tek pencerenin üzeri de tel kafeslerle kapatılmıştır. Parmak dahi geçmeyen bu tel kafeslerden içeri hava girmesi mümkün değildir.
İktidarın kuyu tipi hapishaneleri oluşturmasındaki politikası nedir? İktidarın bu politikasını değerlendirir misiniz? Tutsakları neden “izole” etmek istiyorlar?
Gamze Yentür: Ülkelerin ekonomik ve yönetimsel sorunları, suç politikaları ve toplumsal mücadelenin boyutu hapishane politikalarına da yansır. Nitekim hapishaneler, ülkemizde hep bir toplumsal mücadele alanındaki güçler ile devlet arasında bir mücadele alanı olmuştur. İnsan hayatını ve toplumu derinden etkileyecek politikalar hayata geçirilmeden önce, muhalif güçler zapturapt altına alınmaya çalışılır. Devlet aklı, bu güçleri ve öncülerini ne kadar baskı altına alırsa, bu politikaları daha rahat hayata geçireceğini düşünür. Örneğin, 80 Darbesi ve 19 Aralık 2000 hapishane operasyonu tarihsel olarak hep ekonomik ve sosyal politikaların hemen öncesinde yapılmıştır. Kuyu tipleri de dünden bugüne F tipi hapishanelerin politikasından bağımsız değildir. F tipleri bile devlete yeterli gelmedi; dünyada eşine az rastlanır bir tecrit yöntemi buldu. Dünyada örneklerine baktığımızda, 5-6 ülkede tecrit yoğunluklu hapishaneler bulunmaktadır. Genel olarak, bu hapishaneler daha çok politik mahpuslar için yapılmıştır. Örneğin, Almanya’daki Stammheim Hapishanesi RAF için inşa edilmiştir. İran’daki Evin Hapishanesi de politik mahpusların sık sık tecrit edildiği hapishanelerdendir. Bu örnekler, gerek ülkemizde gerekse dünyada devletlerin kendileri için tehlikeli gördüğü politik mahpusları hapsetme, tecrit veya izole etme yerleridir.
Kuyu tipi hapishanelere karşı tutsaklar açlık grevinde. Tutsakların talepleri neden kabul edilmelidir?
Gamze Yentür: En uzunu 200’lü günleri aşmış çeşitli hapishanelerde açlık grevleri yapılıyor. Mahpusların bir inancı ve bir de bedenleri var. İçeride tek silahınız bedeniniz ve düşünen beyniniz. En temel talep, kuyu tiplerinden daha uygun bir hapishaneye sevk edilmek ve bu hapishanelerin kapatılmasıdır. Siyasi mahpuslar bu anlamda ciddi şekilde direniyor, ancak toplumsal duyarlılık oldukça az. Hatta siyasal kamuoyu dahi kayıtsız. İHD verilerine göre, bu hapishanelerde kalan adli tutuklular intihar ediyor. İlginç olan, devlet hiç bu hapishaneleri dillendirmiyor ve her şey normalmiş gibi davranıyor. Yok sayarak kabul ettirmeye çalışıyor. Olumlu veya olumsuz bir açıklama ya da beyanda bulunmuyor. Hapsetme yöntemiyle kendi otoritesini tesis ediyor ve sorunların hapsederek çözüleceği inancını topluma yayıyor. Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil. Her gün sayısı artan bu hapishanelerden umulan medet, toplumun yasaları bakımından anlamsız.
Kuyu tipi hapishaneler neden kapatılmalıdır? Kamuoyu bunun için neler yapmalıdır?
Gamze Yentür: Açlık grevlerinin haklılığı tam da bu hapishanelerin kapatılması nedenlerinde, 23 saat tecritte kalmak bir Amerika’nın ADX Florence Hapishanesi’nde bir de bizdeki kuyu tiplerinde var. Tecritin hem psikolojik hem de fiziksel ciddi etkileri var insan üzerinde. Psikolojik olarak halüsinasyon, depresyon, anksiyete, kimlik ve zaman algısında bozukluğa yol açmaktadır. Fiziksel olarak devamlı betona maruz kalmak, toprak ve güneş ile temas etmemek birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Uzun yıllar hapishanelerde kalıp hastalığı olmayan insan sayısı çok azdır. Kuyu tiplerinde insanla temas çok az olduğu için mahpuslar gardiyana dahi hasret kaldıklarını söylüyorlar. Keza gardiyanlar hapishanede mahpusların belki de en çok sorun yaşadığı kişilerin başında gelmesine rağmen. Tecrit o kadar derin ki bir insanla bağ kurmak o denli önemli hale geliyor. Kuyu tipleri deyim yerindeyse F tiplerine rahmet okutuyor. Amasız, fakatsız kapatılması gerekiyor. Tıpkı dönemin Panoptikon ismi verilen denenmiş ama hayata geçirilmemiş hapishane biçimi gibi tarihin çöplüğüne gönderilmeli. Başta siyasal kurumlar olmak üzere kuyu tiplerine dair siyasal grup veya kimse gözetmeksizin sahip çıkılmalı. Zulüm varsa direniş vardır. Bu ikisi diyalektik bir ilişki içerisinde. Gelenek olduktan sonra her ne yaparlarsa yapsınlar eni sonu korkunun duvarları aşılır, yıkılır zulmün kaleleri. Dünya düzeninin geldiği yer itibariyle bize ya barbarlık ya sosyalizm şeklinde iki seçenek sunuyor. Bu ikisi de hiç olmadığı kadar gerçek ve yakın. Hangisini seçeceğimize karar vermemiz gereken tarihsel dönemlerdeyiz. Bu kararı kuyu tiplerinin kapatılması için mücadele ederek başlamak en iyisi olacaktır.

