
Yadigar Aygün / İstanbul
Suriye’nin batısında “sahil bölgesi” olarak bilinen Lazkiye ve Tartus vilayetleri ile Hama ve Humus kırsalında, 6 Mart’tan bu yana Suriye’de iktidara getirilen cihatçı HTŞ çeteleri tarafından Aleviler katlediliyor ve her türlü insanlık dışı saldırılara maruz bırakılıyor.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) haberine göre, yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen Alevilere yönelik 54 katliamda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 1476 kişi katledildi. Lazkiye’de 735, Tartus’ta 466, Hama’da 262, Humus’ta 13 sivilin katledildiği belirtildi.
Suriye’de Alevilere yönelik katliam saldırılarına ve artan bu saldırılara karşı neler yapılması gerektiğini Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Kadriye Doğan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Celal Fırat ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Rıza Bilir ile konuştuk.
Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Kadriye Doğan, egemenlerin Suriye’de Alevilerin yaşadığı yerlere göz diktiğini söyledi. Alevilere yönelik katliamların sorumlularından birinin de Türkiye Cumhuriyeti olduğunu vurgulayan Doğan, “8 Aralık’ta HTŞ’nin iktidara gelmesi çok beklendik bir durum değildi. Egemenler o alanı bilinçli bir şekilde HTŞ’ye açtı. Eğer bir toprağa, bir bölgeye saldırılıyor ise oraya göz dikilmiş demektir. Savunmasız Alevilerin bölgesine saldırılmasının nedeni SMÖ çeteleri ve DAİŞ artıklarının o bölgeye yerleştirilme hayalleridir. Rusya üzerinden, Çeçenistan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen DAİŞ artıklarının, Alevi bölgesine yerleştirilmesi ve elbette ki şeriat rejiminde Suriye’de kalıcı hale getirilmek istenmesidir. Katliamın en büyük destekçilerinden biri de Türkiye Cumhuriyeti’dir” dedi.
‘Katliamı durdurmalıyız’
Savaş politikalarının en çok kadınları ve çocukları mağdur ettiğini belirten Doğan, Alevilere yönelik katliam politikalarına karşı herkesin ses çıkarması gerektiğinin altını çizdi. Doğan, “Savaşın mağduru ağırlıklı olarak kadınlar ve çocuklardır. Kadınlar kaçırılıyor, tecavüze maruz kalıyor. Çocuklar en masum halleriyle ölümle karşılaşıyorlar. Suriye’deki gördüğümüz manzara erkeklerin de evlerinden alınıp eşi, çocukları mağdur edilip sokaklarda işkence edilerek katlediliyor. Savaş yıkımdır. Yaşanabilir dünya için emek vermek lazım. Katliama maruz kalan insanlara ses olmak zorundayız. Katliama sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Katliamı durdurmalıyız” diye konuştu.
‘Her gün yüzün üzerinde insan katlediliyor’
DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, Suriye’de binlerce insanın katledildiğine dikkati çekti. Fırat, “Yüreğimiz gerçekten yanıyor. Katliamlara karşı ne yapmamız lazım? Daha çok yan yana gelmeliyiz, örgütlenmeliyiz. Türkiye’de, Avrupa’da dünyanın birçok yerinde eylemler yapılıyor. Bu eylemler çok anlamlı, çok değerli. Bu zihniyeti daha çok teşhir etmek lazım. IŞİD bu bölgede yüz binlerce insanı katletti. Bir an önce bu vicdansızlığa son vermek gerekiyor. Her gün yüzün üzerinde insan katlediliyor. Herkesin bu katliama ses çıkarması lazım. Herkesin üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Orada bir katliam var. Bu katliamı yapan Colani olduğu gibi ona destek verenlerdir. Türkiye’de bu desteği verenlerin başındadır” diye ifade etti.
‘Ortak mücadele yürütmek gerekiyor’
Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, emperyalist devletlerin Ortadoğu’daki savaş ve katliam politikalarına karşı örgütlenmek ve mücadele etmek gerektiğini söyledi. Bilir, “Bütün emperyalist, kapitalist ülkelerin anlaşarak girdiği, kendi iş birlikçileri üzerinden Suriye’de yaptıkları bir kaotik durum var. Bu kaotik durumu şu anda katil IŞİD çeteleri yönetiyor. Alevilere yönelik katliam, ABD emperyalizmin Ortadoğu’yu ele geçirme projesinin bir parçasıdır. Bu katliamın arkasında ABD ve onun iş birlikçileri var. Bunun açığa çıkarılıp teşhir edilmesi gerekiyor. Oradaki insanlar savunmasız. Çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden sokak ortasında vahşice katlediliyorlar. Katliamlara karşı halkların ortak ses çıkarıp mücadele yürütmesi gerekiyor. Bu katliama ses çok cılız çıkıyor. Bu sesin daha çok yükseltilmesi ve bunu tüm alanlara yaymak gerekiyor. Orada bir insanlık suçu işleniyor. Soykırım diyebiliriz. Herkesin bu sürece dur demesi gerekiyor. Bu katliama karşı ancak örgütlenerek, mücadele ederek dur diyebiliriz” dedi.

