
10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi tarafından açıklama yapıldı. Sanat Sokağında bir araya gelen kitle İnsan Hakları Anıtı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklama İHD Dersim Şubesi Eş Başkanı Özgür Ateş tarafından yapıldı.
“Faklı toplumsal kesimlerden insanlar yaşamını yitirdi”
1 Ekim 2024 tarihinden bu yana yeni bir sürecin başlatılmış olduğunu hatırlatan Ateş, “Bu süreçle birlikte farklı toplumsal kesimlerin barış, demokrasi ve insan hakları taleplerini yükseltmelerine karşın siyasal iktidarın, ayrımcılığı ve ırkçılığı yaygınlaştırarak toplumu kutuplaştıran, ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, gerek ülke içi gerekse uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve şiddeti esas alan politikalarına devam ettiği görülmektedir. Bunun sonucunda 2025 yılında da ülke genelinde kaygı verici boyutta yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir.” dedi.
“Toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü kullanılamadı”
2025 yılının toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü açısından kısıtlama ve ihlallerin yaşadığı bir yıl olduğunu ifade eden Ateş, “Özgürlüklerin kullanımının ise istisna olduğu bir yıl olmuştur. Her toplumsal kesimden kişi ve grup; iradeleri yok sayılarak belediyelerine kayyım atanmasını protesto eden Van halkı, keza belediye başkanları tutuklanmasını protesto eden İstanbul halkı, 8 Martta sokağa, özgürleşmeye çıkan kadınlar, 1 Mayıs’ı Taksim meydanıda kutlamak isteyenler, eşit yurttaşlık ve onur mücadelesi veren LGBTİ+’lar, sokak hayvanlarının yaşamını korumaya çalışan hayvan hakkı savunucuları, Gazze‘deki soykırımı protesto edenler, havasına, suyuna, zeytinine sahip çıkmak isteyen yaşam savunucuları, ekmek, güvenceli iş ve sendikal hakları için mücadele eden işçiler, gençler ve öğrenciler, yıl boyunca mülki idare amirlerinin yasakları ve/veya kolluk güçlerinin fiili müdahaleleri sonucunda toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini kullanamamışlardır” diye konuştu.
“Ekonomik kriz ve derin yoksullaşma ağır insan hakları ihlalidir”
Özgür Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Türkiye uzunca bir süredir Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürülebilmelerini tümüyle imkânsız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları ve mültecileri/sığınmacıları vurmaktadır. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu sözleme hakkı güvence altına alınmalıdır.”








