Connect with us

Makale

MKP Dava Tutsaklarının Açlık Grevi Direnişini Selamlıyoruz!…

Tutsakların direnişi belli tarihsel şartlarda kıvılcım çakma görevini üstlenebilir. Zindanlarda yükselen direniş belli şartlarda devrimci direniş ve motivasyonu yükselten bir dinamik olarak üstün rol oynayabilir. Koyu karanlığın parçalanmasında zindanlar mücadelesinin yakıcı ateşi toplumsal hareketin fitilini tutuşturabilir.

MKP dava tutsakları hapishanelerde yoğunlaşarak yaşanan faşist baskılara karşı uyarı amaçlı olduğunu bildirdikleri 15 günlük açlık grevi direnişi başlattı. 9. gününe giren tutsakların direnişi hiç şüphesiz ki, sahiplenmesi gereken anlamlı ve değerli bir direniştir. Baskı, işkence, tecrit, keyfi olarak infaz yakma ve hasta tutsakların ölüme terk edilmesiyle tırmanan yoğun faşist saldırıların püskürtülmesi için geliştirilen direniş hem meşrudur ve hem de genel mücadele konusu olarak ortak bir direniştir. Bu vesileyle, tutsakların direnişini selamlıyor; mücadelelerini sahipleniyoruz.

Demokratik kamuoyunun, tutsakların bu mücadele ve direnişini gündemine taşıyarak halka duyurması her şeyden önce insani bir görev ve tutsaklarla dayanışma temelinde demokratik duyarlılığın gereğidir. Tutsak yoldaşlar bu onurlu mücadeleleriyle birleşmek biz devrimcilerin temel tutumu, başlıca görevlerinden biridir. Bu bilinçle, her yoldaşı tutsak yoldaşların çağrısına yanıt olmaya, mücadele ve direnişlerini sahiplenerek büyütmeye davet ediyoruz. Zindanlardaki faşist baskıların direnişle karşılanıp püskürtülmesi zorunlu devrimci tutumdur. Sınıflar mücadelesinin bir sonucu olan zindanlar, bu mücadelenin en çetin, en ağır ve başlı başına stratejik alanlarından biridir. Bir o kadar da sınıf savaşının iradeye dayalı en kararlı, en militan ve en eşitsiz şartlarda sürdürülen savaş biçimidir.

Bundan hareketle, zindan mücadeleleri salt tutsaklara havale edilerek ele alınamaz. devrimci iradelerinden başka bir silahı olmayan tutsakların, mücadele ve direnişte en büyük silahından biri Açlık Grevi‘dir. Fiziki direniş koşulları, özellikle F-Tipleri gibi özel hapishaneler ve buralardaki hücre-tabutluk uygulamaları temelinde biçimlenen mutlak katı tecrit-izolasyon şartlarıyla sınırlanıp tek-tek bırakılan tutsakların Açlık Grevi direnişlerine başvurmaktan daha etkili silahı yoktur. Ancak, unutmamak gerekir ki, her direniş kendi güç ve dinamikleriyle sürdürülüp destekleriyle birleştiği oranda başarıyla yürütülebilir. Ne tutsaklar mücadeleden tecrittir, ne de mücadele tutsaklardan tecrittir. Her düzeydeki mücadele güçlerinin tutsakların direnişiyle birleşip, direnişi genel mücadele yelpazesine taşıması şarttır. Zira sorun, devlet ve iktidarın sistemli faşist baskılarıdır ve bunlar basit bir hak gaspı ve buna dönük taleplerle sınırlı değildir, politik bir yönelimdir. Son tahlilde sorun, faşizme karşı mücadelede bir sınıf tutumu sorunudur. Bu düzeydeki bir direniş ve mücadelenin dinamikleri sadece tutsaklar değil, en geniş demokratik güçler ve genel devrimci mücadele güçleridir. O halde, tutsakların direnişinin devrimci sınıf güçlerince sahiplenilmesi elzem iken, tutsakların da direnişlerini bu güçlerle koordine içinde ele alması zorunludur. Zamanlama, planlama ve hazırlıklar açısından devrimci mücadele güçlerinden tecrit ele alınmış bir direnişin zaferi olanaksız olmasa da oldukça zordur.

Kuşkusuz ki, kazanmanın yegane yolu mücadele ve direniştir; direniş kazanır! En ağır şartlarda bile direnişin kazanacağından kuşku duyulamaz! Bunda tereddüte düşmek teslimiyet yoluna girmektir. Ancak bütün bunlar kazanma planını yadsımaz. Kazanma üzerine hesap yapıp plan kurmak her direniş ya da mücadelenin değişmez mantığıdır. Yenilmek için değil, yenmek için direniş örgütlenir. Elbette yenilgi her mücadelede muhtemel sonuçlardan biri, bir parçasıdır. Yenilmeden yenmesini öğrenemeyiz. Direniş gerekliyse, yenilme pahasına direniş sergilemek yadsınamaz.

Her şeye rağmen zindanlardaki faşist baskılara karşı direniş hakkı esasta tutsakların tasarrufundadır. Çünkü, direniş ipotek altına alınamaz meşru bir haktır. Ve direnişin haklı sebep ve meşru şartları doğduğunda, uzun vadeli planlama ve hazırlıkları bekleme gibi bir mükemmeliyetçilikle hareket edilemez. Zorunlu ve kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldiğinde, en hazırlıksız biçimde ve hatta tek başına bile direnişten ödün verilemez. Lakin, planlama ve hazırlıklar için elverişli şartların varlığında zamanlamayı ayarlayarak daha güçlü bir direnişin sergilenmesi har zaman gözetilmesi gerekin bir durumdur. egemen sınıf ve iktidarları tarafından verili siyasi şartlarda manipüle edilerek etkisizleştirilmeye ve kamuoyunun desteğinden yoksun bırakılmaya açık olan, yani şartların direniş aleyhine karakterize olduğu belirli politik koşullarda tek-tek direnişlerin daha uygun zamanlamayla planlanması en doğrusudur. Bilhassa, mevcut şartlarda tek etkili direniş silahı olan Açlık Grevi direnişlerinin seçicilikle kullanılması ve özellikle de somut talep ve hak kazanımlarına dönük kullanılması en doğrusudur. Çünkü, genel faşizm sorunu ya da kapsamlı mücadele sorunu, salt tutsakların direnişiyle ele alınamaz. Mücadele güçlerinin eş güdümlü direnişinin koordine edilmesi kapsamlı mücadelenin başarısı için şarttır…

Tutsakların direnişi belli tarihsel şartlarda kıvılcım çakma görevini üstlenebilir. Zindanlarda yükselen direniş belli şartlarda devrimci direniş ve motivasyonu yükselten bir dinamik olarak üstün rol oynayabilir. Koyu karanlığın parçalanmasında zindanlar mücadelesinin yakıcı ateşi toplumsal hareketin fitilini tutuşturabilir. Zindan direnişlerinin aydınlık saçtığı tecrübelerle sabittir. Zindan direnişleri sınıflar mücadelesinin yansıması olarak kaçınılmazdır da. Ancak bütün bunlar siyasal şartlardan ve şartların uygunluğundan bağımsız gelişmezler. Dahası, genel mücadelenin daha elverişli ve daha avantajlı olan dışarıdaki mücadele cephesinden omuzlanması kaçınılmazdır. Bu, tutsak yoldaşların devrimci mücadele ve direniş kararlılıklarını inkar etme anlamına gelmez. Bilakis, tutsak yoldaşların en ağır bedellerini göğüsleyen kahramanca direnişleri reddedilemez yüksek moral kaynağımızdır. Devrimci mücadelenin kopmaz parçası zindanlar mücadelesidir. Tutsak yoldaşların kendi mücadelelerinde söz haklarının üstünde bir söz olamaz.

Onların onurlu direnişini selamlıyoruz!…



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Makale