Connect with us

Makale

Berkay Ustabaş için özgürlük istendi

Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş için, İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından bir basın toplantısı düzenlendi.

Ocak’ta “Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı” gerekçesiyle tutuklanarak önce Silivri Hapishanesi’ne sonra da sürgünle Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne gönderilen Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş için, İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından bir basın toplantısı düzenlendi.

Ustabaş’ın yargılandığı davanın 1 Kasım’da görülecek dördüncü duruşması öncesi okul arkadaşları tarafından yapılan basın toplantısında İstanbul Üniversitesi’nin çok sayıda bölümünden, çok sayıda öğrenci söz alarak “Biz de Berkin Elvan’ın cenazesindeydik” diyerek Ustabaş için özgürlük talep etti.

‘Tutuklu on binlerce öğrencinin kaderini, muktedirin ağzından çıkacak iki kelimeye bırakmayacağız’

Basın toplantısında ilk olarak konuşan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ezgi Ertürk, Ustabaş’ın tutukluluğunun üniversiteye ve üniversitelilere yönelik saldırıların bir parçası olduğunu vurgulayarak “Türkiye’nin en kitlesel cenazelerinden birine katılmayı suç sayanlar, Berkay’ı tutuklayarak üniversite gençliğini hedef tahtalarının en ortasına koymuş durumdalar. Akademideki ihraçlar, polis-ÖGB kuşatması, bitmek bilmeyen soruşturmalar ve Berkay gibi türlü bahanelerle tutuklanmış; eğitim hakları ellerinden alınmış binlerce üniversite öğrencisi bu durumun bir ifadesi. Bu saldırıların sebebini biliyoruz ve buradan İstanbul Üniversitesi’nin mücadele tarihinden aldığımız güçle; tutuklu on binlerce öğrencinin kaderini, muktedirin ağzından çıkacak iki kelimeye bırakmayacağımızı söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Asıl yargılanması gerekenler Berkin’i katledenlerdir’

Fars Dili ve Edebiyatı öğrencisi İzel Sezer, “Sıra arkadaşımız Berkay, Gezi direnişinde katledilen kardeşimiz Berkin Elvan’ın cenazesine milyonlarla birlikte katıldığı gerekçesiyle 10 aydır tutuklu. Nerede bir direniş olsa oraya omuz veren Berkay’ı parmaklıkların ardında hapsetmeye çalışanlar bunu başaramayacaklar. Çünkü biz biliyoruz ki Berkay, Berkin’in cenazesine katılan milyonların sesidir. Milyonların sesini kısmak da o kadar kolay değildir. Asıl yargılanması gerekenler Berkin’i katledenlerdir, ’emri ben verdim’ diyenlerdir. Sözümüz olsun, Berkay’ı alacağız; Berkin’i katledenlerden de hesabını soracağız” ifadelerini kullandı.

Sosyoloji Bölümü öğrencisi Kardelen Yıkmaz, “İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak arkadaşımızın hukuksuz bir şekilde tutuklu kalmasını kabul etmiyoruz. Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak suç değildir” diyerek Ustabaş için adalet çağrısı yaptı.

Psikoloji Bölümü öğrencisi Betül Topkaya, “Berkay’ın tutuklu bulunması, siyasi iktarın gençliği teslim alma çabasının bir parçası. Berkay ve tüm tutuklu öğrenciler serbest bırakılana kadar mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı.

‘Sıra arkadaşları, Berkay’ı ve diğer tutuklu öğrencileri özgürlüğüne kavuşturacaktır’

İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Birsen Özge Gökçe, “Berkay, milyonların katıldığı bir cenazeye katıldığı için tutuklandı. Tutukluluk sürecinde de çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. Biz Berkay’ın karşı karşıya kaldığı bu durumun gerekçesi sadece bir cenazeye katılmak değil. Gençliğin mücadelesinden korkmaları asıl sebeptir. Berkay’ı duruşmalara bile getirmeyenler, gençliğin mücadelesinden korkmaktadır. Ancak sıra arkadaşları, Berkay’ı ve diğer tutuklu öğrencileri özgürlüğüne kavuşturacaktır.”

‘Onların nasıl ahdı varsa bizim de ahdımız var’

Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi Ulaş Vehbi Çelik, Ustabaş’ın tutukluluğunun gençliği teslim alma çabasının bir parçası olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Berkay’ı tutuklayanlar, tutukluluk gerekçesi olarak milyonların katıldığı Berkin Elvan’ın cenazesi olarak gösteriyor. Ama asıl gerekçeler, gençliği susturmaya çalışmaktır. ‘Gençliği susturursak, bir bütün olarak ülkeyi sustururuz’ diyorlar. Bu yüzden ahdları vardı. Berkay, gençliğin boyun eğmeyeceğini en iyi gösterenlerimizdendi. Berkay, zindanda da başı dik durulabileceğini bize gösterdi. Onların nasıl ahdı varsa bizim de ahdımız var. Bütün dostlarımızı zindanlardan alacağımızı, tüm bu suçları işleyenlerden hesap soracağımızı belirtmek istiyoruz”

‘Karşımızdaki örgütlü kötülükten nasıl kurtulacağımızı biliyoruz’

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Oğuz Alkan, “Üniversite öğrencileri olarak bu memlekete karşı tarihten gelen bir sorumluluğumuz var. Bu memleketi, içerisinde bulunduğu karanlıktan çekip kurtaracak olan bizleriz. Karşımızdaki örgütlü kötülükten nasıl kurtulacağımızı biliyoruz. Bugün burada, bunu bilenler olarak sıra arkadaşımızla dayanışmak için buradayız. Berkin Elvan’ın ve devrimcilerin cenazesine katılmak suç değildir. Berkay da bu değerlere sahip çıktığı için tutukluluk yaşıyor” diyerek tüm tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

‘Berkin Elvan’ı anmak onurumuzdur, bu onura sahip çıkacağız’

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Tanya Kara, “Bugün içinden geçtiğimiz koşullarda 73 bin öğrencinin tutuklu olması, bizi çok çarpıcı bir gerçekle karşı karşıya bırakıyor. Bunun sebebi doğrudan üniversitelere ve üniversite öğrencilere yönelik saldırıların bir parçası. Bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün sokakta Berkin’i anmak, onur ve insanlık mücadelesi için yaşamını yitirenleri anmak suç değildir. Berkin Elvan’ı anmak onurumuzdur, bu onura sahip çıkacağız”

Antropoloji Bölümü öğrencisi Azad Aksoy, AKP’nin halka yönelik tüm saldırılarını bir bir sıralayarak “Korktukça saldırganlaşıyorsunuz. Er ya da geç bu korkularınız gerçeğe dönüşecek. Anadolu’nun güneş ülkesi olduğunu unutmayın. Sizin baskılarınız bu güneşi soldurmayacak. Bugün her yerde ortaya çıkan direnişler umudu büyütüyor. Devrimci tutsaklar serbest bırakılsın. Berkay Ustabaş, serbest bırakılsın” ifadelerini kullandı.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına hazırlanan basın açıklaması, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Mehmet Şimşek tarafından okundu. Basın açıklamasında, Ustabaş’ın tutukluluğunun 10’uncu ayı olduğu ve 1 Kasım’da, yargılandığı davanın 4’üncü duruşmasının görüleceği hatırlatılarak şunlar kaydedildi:

“2013 yılında, polis tarafından atılan bir gaz fişeğiyle başından vurularak katledilen Gezi direnişinin sembolü Berkin Elvan’ın cenazesine 3 milyon insan ile beraber katılmak eğer “suç” ise buradan duyuruyoruz: Berkin’in cenazesine biz de katıldık ve milyonlar ile beraber o gün hep bir ağızdan “Berkin’in hesabını soracağız!” diye haykırdık.

Bugün katledilişinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Berkin’in katilleri hala elini kolunu sallayarak gezerken, Berkay önce Metris’e sonra Silivri’ye hemen ardından da ailesinden ve ünivesitesinden 600 km uzağa, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edildi.

Kitap okumak bile suç sayıldı!

“Ahdımız var” sözlerinden sonra Berkay’ın 18 Nisan, 5 Haziran ve 5 Eylül tarihlerinde görülen duruşmalarında davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğu bir kez daha görüldü. Duruşmaya getirilmek yerine SEBGİS dayatması ile savunma hakkından mahrum bırakılan Berkay’a hakim tarafından, “Günlük hayatınızda hangi kitapları okuyorsunuz?”, “Sadece sol kitaplar mı okuyorsunuz?”, “İslami ve sağcı kitaplar da okuyor musunuz?” gibi adil yargılamanın kıyısından dahi geçmeyen sorular soruldu. Berkay, “suç” devşirme niyetine bir sosyoloji bölümü öğrencisinin yapmasının en doğal olduğu fiil ile, kitap okumak ile suçlandı!

Komiktir ki Berkay’ın davasına “delil” oluşturan kitaplar daha sonra Kırıkkale F Tipi yönetimi tarafından hapishaneye kabul edildi.

Berkay, bugün Türkiye’de tutuklu bulunan 73 bin öğrenciden biri. En temel haklardan biri olmasına rağmen tutuklu öğrencilerin sınavlara girmesini engelleyen OHAL KHK’sının başkanlık süreciyle beraber yasalaşması sonucu türlü bahaneler ile tutuklanan on binlerce öğrencinin eğitim hakkı süresiz bir şekilde gasp edilmiş durumda. Berkay, sınavlarına ve belki de mezuniyet törenlerine katılacağına, “yeni Türkiye”nin yeni cezalandırma yöntemlerinden biri olan SEGBİS ile duruşmalarına katılıyor.

73 bin öğrenci tutuklu, üniversiteler yarı açık cezaevi!

15 Temmuz sonrası “milli mücadele” ve “demokrasi” naralarıyla, kendisine muhalefet eden herkesi baskı altına alma ve hatta yok etme gayreti içinde olan AKP, toplumun en dinamik kesimi olma potansiyeli taşıyan gençliği ve dolasıyla üniversiteyi de hedef tahtasına koyuyor. Bugün, Erdoğan’ın ‘Komünist gençlere eğitim hakkı tanımayacağız’ diye cüretkarca sarf ettiği sözler ve memleketin dört bir yanına dağılmış on binlerce tutuklu öğrenci, bu hedef tahtasının bir itirafı olarak tüm üniversite öğrencilerinin karşısında duruyor.

Üniversite içinden çıkacak tek bir muhalif söze dahi tahammülü olmayan AKP, her koldan bir sindirme politikası yürütüyor: Geniş çaplı tutuklama terörünün yanı sıra polis-ÖGB kuşatması, soruşturma ve cezalar silsilesi, atadıkları AKP’li rektörler ile beraber üniversitelileri bu baskılar ile sindirmeyi; özgürlük ve eylemsellik alanını daraltarak tutuklayamadıkları öğrenciler için de üniversiteleri “yarı açık cezaevine” dönüştürmeyi amaçlıyor.

Berkay’ın adalet mücadelesini yükselteceğiz!

Bizler, Berkay’ı yemekhane boykotlarından, 6 Kasım YÖK karşıtı eylemlerden, anti-demokratik bir şekilde atanan rektörlere karşı yürütülen eylemlerden; Hergele’den, Ana Kapı önünden ve eşit, parasız, bilimsel ve demokratik üniversite mücadelesinin en ön saflarından tanıyoruz. Bu yüzden, yapılan hunharca saldırıların sebebini ve Berkay’ı tutuklayarak bizlere, demokratik üniversite mücadelesine ve hatta Gezi milyonlarına verilmek istenen mesajı biliyoruz. Bu mesaja İstanbul Üniversitesi’nin Turan Emeksizlerden bugüne onlarca yıllık mücadele tarihinden aldığımız inanç ve kararlılık ile cevap veriyoruz: Ne kendi kaderimizi ne de üniversitesinden alınıp dört duvarın, demir kapıların ardına koyulan Berkay gibi on binlerce öğrencinin kaderini, muktedirlerin iki dudağının arasından çıkacak söze teslim etmeyeceğiz!

Sıra arkadaşları olarak onun “Berkin” diyen sesinin dört duvarın daha “özgür” yanındaki yankıları olacak ve özgürlüğüne kavuşana dek onun “adalet” mücadelesini başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere her alanda yükselteceğiz. Vizelerine, finallerine girmesi gerektiği zamanlarda ona reva görülen bu tutsaklığın ve gördüğü işkencelerin takipçisi olacağız!

Buradan da çağrımızı yineliyoruz, Berkay ve tutuklu olan on binlerce öğrenci için 1 Kasım günü 12.30’da Çağlayan Adliyesi’nde olacağız: Özgürlüğümüz ve eğitim hakkımız için direnmekten vazgeçmeyeceğiz!

Berkay Ustabaş’a ve tüm tutuklu öğrencilere özgürlük!”

Basın toplantısı, 1 Kasım’da Çağlayan’da Ustabaş’ın tutuklu yargılandığı davanın görülecek 4’üncü duruşmasına yönelik çağrı tekrarlanarak sonlandırıldı.

Kaynak / Gazete Yolculuk



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Makale