Connect with us

Röportaj

SMF MYK Üyesi Oya Nur: Depremin asıl sorumlusu iktidardır

Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçerken hala kayıplarına ulaşamayan aileler var. Depremde yakınlarını kaybeden SMF MYK Üyesi Oya Nur, “İhmallerin ve katliamların asıl sorumlusu hiçbir sorumluluk üstlenmeyen iktidarın kendisidir. Yaşamak istiyorsak örgütlenmekten ve bu kapitalist sisteme karşı mücadele etmekten başka çaremiz yoktur” dedi.

Yadigar Aygün / İstanbul

Maraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 saat 4.17’de meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 11 ili etkileyen depremlerde resmi verilere göre 53 bin 537 insan katledildi, 107 bin 213 kişi yaralandı. Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen depremzedelerin hala barınma sorunu, ulaşım, eğitim ve altyapı sorunları çözülemedi. Depremin ikinci yılı biterken depremde kaybettikleri, akıbetlerini bilmedikleri yakınlarına ulaşamayan aileler var. Depremzede ve aynı zamanda Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) MYK Üyesi Oya Nur ile deprem süresinde yaşadıklarını ve güncel durumu konuştuk.

SMF MYK Üyesi Oya Nur

Depremin üzerinden 2 yıl geçti. Deprem günü neler yaşadınız? Ailenizden, komuşlarınızdan yitirdikleriniz oldu mu?

Oya Nur: Deprem anında kardeşimi uyandırıp onu kaldırdım. Evin giriş kısmına geldiğimde abimle annemi karşımda gördüm. Abim olabildiğince sakindi ama biz panik halindeydik. Abim sakin olmamızı ve sarsıntının geçeceğini söyleyerek bizi sakinleştirmeye çalıştı. Sarsıntı yavaşladığında annem beni kolumdan tutup çekerek aşağıya indirmeye çalıştı. Bense aşağı inmek istemiyordum çünkü merdivenlerin tehlikeli olduğunu biliyordum. Bütün bunları yaşarken babama sesleniyorduk ama babam yatağından kalkıp yanımıza gelmedi. Biz de sarsıntı yavaşladığında merdivenlerden inmeye çalışırken depremin hızı ve şiddeti arttı ve asıl orda depreme yakalandık. Neyse ki deprem geçene kadar bize bir şey olmadı, evimiz sağlamdı. Babam ise halen içerdeydi. Biz aşağı indik ama bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu ve hayatımın en soğuk günüydü. Yataktan kalktığımız gibi indiğimiz için neredeyse yarı çıplaktık. Çorapsız, terliksiz, montsuz… Üzerimizde hiçbir şey yoktu. Yağmur da yağdığı için açık alana çıkamıyorduk. Evin altında avluda beklemek zorunda kaldık. Sarsıntı biraz geçince biz ve amcamgiller açık alana geçerek ateş yaktık. Gördüğümüz kadarıyla bizim evimiz ve çevremizdeki evler sağlamdı, yıkım yoktu. Şehrin merkezinde yaşayan akrabalarımızı aradık. Kimseye ulaşamadık, telefonlar çekmiyordu. Zar zor kuzenim ve halama ulaştık iyi olduğumuzu söyledik.

4 gün boyunca enkaz altında aradılar

Oya Nur: Akrabalarımız köyden, yanımıza geldiklerinde hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Bütün Antakya’nın yıkıldığını, insanların çığlık çığlığa kaçtığını kaçamayanların yıkılmış evlerin altında kaldığını, ortalığın yerle bir olduğunu ve insanların kan ağladığını söylediler. Biz asıl o zaman depremin gerçekliğinin farkına vardık. Kuzenlerim amcamgilin yaşadığı Armutlu Mahallesi’ne giderek yengemle kuzenimi almak istemişler ama hiç ses duymamışlar. Gün ağarmaya başlayınca ailenin erkekleri Armutlu Mahallesi’ne giderek yengemle kuzenimi aramaya başladılar. İkisinin enkazda kaldığını gördüler. Yengem enkaz altında yaralıydı. Onu çıkarabildiler ama kuzenimi bulamadılar. 4 gün boyunca enkazda kuzenimi aradılar. Ancak 4’üncü günde enkazdan çıkarabildik. Tabi o sırada ne AFAD ne de başka bir şey yoktu. Kendi imkanlarımızla çıkardık kuzenimi. Daha sonra ailemizden vefat eden başka akrabalarımız olduğunu öğrendik. Ve iki yıl geçmesine rağman hala kayıplarına ulaşamayan aileler var. Depremin sabahında da neler yaptığımızı bir süre hatırlayamadım. Aradan biraz zaman geçince deprem sabahını hayal meyal hatırlamaya başladım. İlk günün sabahı nasıldı şimdi de pek hatırlamıyorum.

Depremde iktidarın ihmalleri nelerdir? Depremde 53 bin 537 bin insan katledildi. Bu katliamın asıl sorumluları kimlerdir?

Oya Nur: Yaşanan deprem felaketinde iktidarın ihmallerini saymakla bitiremem. Depreme dayanıklı binalar inşa etmek yerine ranta alan açarak, insanların hayatını hiçe sayan mühendis ve müteahhitlere peşkeş çekilen yerlerde dayanıksız binalar yapılmasına izin verilmesi ilk ve en büyük ihmaldir. Deprem anında  ise güvenli deprem toplanma alanlarının olmaması; başta AFAD olmak üzere arama kurtarma ekiplerinin ve devlet kurumlarının Antakya’ya 3-4 gün sonra gelmesi ikinci en büyük ihmaldir. Antakya’ya yardımların ve arama kurtarma ekiplerinin geç gelmesi ölümleri ve yaralı sayılarını artırmıştır. Diğer ihmaller ise deprem süresi boyunca devam etti. En büyük ihmallerden biri olan barınma sorunu halen devam ediyor. İktidar deprem zamanında da şimdi de barınma sorununa kalıcı bir çözüm bulamadı. İlk süreçlerde çadır ve konteyner bulmakta zorlandık. Devrimciler ve dayanışma ağları depremin ilk gününden beri Antakya’ya gelmişlerdi. Onların varlığı sayesinde Antakya halkı barınma ve beslenme sorununu giderdi. Ancak suya ulaşmak kolay olmadı. Su sorunu en büyük sorunlardan biriydi halen bazı yerlerde devam ediyor. Suya ulaşamayan halk, yıkanamadığı ve temizlik yapamadığı için bulaşıcı hastalıklar yaşandı. Bu da diğer hastalıkları beraberinde getirdi. Deprem sırasında Antakya’daki bütün hastaneler yıkıldığı için hem enkazdan çıkarılan yaralılar tedavi için başka şehirlere götürülmek zorunda kaldı hem de yaşanan bulaşıcı hastalıklar tedavi edilemedi. Sağlık hizmetlerini yine devrimciler ve dayanışma ağları sağladı. Ulusal ve uluslararası dayanışma ağları sayesinde yaşanan sorunlar giderilmeye çalışıldı. Ama iktidar barınma sorununa çözüm bulamadığı gibi sağlık sorununa da halen çözüm bulabilmiş değil. Depremden sonra yapılan hastaneler nitelikli sağlık hizmeti vermekte çok yetersiz. Bu ve buna benzer birçok ihmaller oldu. Bunlardan bir diğeri de eğitim sorunuydu. Deprem sırasında birçok okul yıkıldı yıkılmayan okul binaları ise devlet kurumlarına tahsis edildi. Bu da eğitimin durmasına sebep oldu. Eğitim alamayan çocuklar ve aileleri ne yapacaklarını bilemediler. Bu da aslında niteliksizleşen ve içi boşalan eğitim sisteminin çökmesini gözler önüne serdi. Yaşanan bunca ihmaller sonucunda ölü ve yaralıların sayısı arttı. İnsanların mağduriyetleri arttı. Bu da doğal afetin katliama dönüşmesine neden oldu. Bu ihmallerin ve katliamların asıl sorumlusu hiçbir sorumluluk üstlenmeyen iktidarın kendisidir.

Depremin üzerinden 2 yıl geçti fakat deprezedelerin sorunları hala devam ediyor. Bu sorunlar nelerdir? Barınma, gıda, su gibi en temel ihtiyaçlara ulaşmakta sorun yaşıyor musunuz?

Oya Nur: Her ne kadar depremin üzerinden iki yıl geçse de yaşanan sorunlar devam ediyor. En çok yaşanan sorun ise barınma sorunu. Halen çadırda yaşayan insanlar var. Konteyner kentler ise insanca yaşam koşullarına sahip değil. Daha bir iki gün önce konteyner kentlerde yangınlar çıktı. Birçok insan konteynerda çıkan yangınlarda hayatını kaybetti. Yani aslında deprem ve etkileri sürmeye devam ediyor. Dolayısıyla iktidarın ihmallerinden kaynaklı katliamlar da devam ediyor. Onun dışında halkın tapulu arazilerinde konut yapmaya çalışan iktidar, depremzede olan halkı mağdur etmeye; rezerv alanlarla, kamulaştırmasız el koymalarla, yaşanan barınma sorununu çözmek bir yana dursun, bu sorunlara yenilerini eklemeye devam ediyor. İktidar ve sermaye sahipleri depremzede olan halkı barınma sorununda çözümsüz ve tek başına bırakarak ranta ve talana devam ediyor. Elektrik ve su sorunu da yaşanıyor. Birçok yerde elektrik ve su kesintileri yaşandığı için halk temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluklar çekiyor. Özellikle konteyner kentlerde yaşanan su ve elektrik sorunları orada yaşayan depremzedelerin hayatını iyice zorlaştırıyor.

Depremzedelerin sorunlarının çözümü için neler yapılmalıdır? Nasıl dayanışma ağları örülebilir?

Oya Nur: Bütün bu sorunların çözülmesi halkın karar alma süreçlerine katılarak, şeffaf ve katılımcı bir yönetimle mümkündür. Barınma başta olmak üzere, eğitim, sağlık, ulaşım, elektrik ve su hizmetlerinin halk için halkın yararına yapılması gerekmektedir. Ancak iktidar ve sermaye sahipleri ranta ve talana devam ederek buradan kendileri için alan yaratma peşindeler. Bizler depremin etkilerini yaşayan ve sorunları devam eden depremzede halkla dayanışmaya devam etmeliyiz. Onları karar alma mekanizmaları dışında bırakan iktidara karşı var olan devrimci kurumlarla birlikte ortak hareket etmelerini sağlayarak, haklarını savunacak ve haklarını alacakları örgütlenme bilincini ve kültürünü kurmalıyız. Depremin ilk gününden bugüne kadar Antakya halkının yanında olan devrimci kurum ve dayanışma ağlarını güçlendirmeliyiz. Halkı bu kurumların öznesi haline getirmeliyiz. Çünkü biz biliyoruz ki ancak örgütlenirsek var olabiliriz. Aksi takdirde tek başımıza kalır başımıza gelen bu felakete “kaderimiz” deriz.

Depremler için hangi önlemler alınmalıdır?

Oya Nur: Depremler için, başta jeofizik mühendisleriyle zemin etüt çalışmaları yaparak depreme dayanıklı konutlar inşa edilmesi gerekir. Depremden sonra insanların güvenli alanlarda kalmalarını sağlayacak ortak alanlar yaratılması gerekir. Barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, gıda, su ve elektrik hizmetlerinin kesilmemesi için alt yapı ve üst yapının zarar görmeyeceği şekilde bir yönetim sisteminin olması ve buna göre yapılandırılmış şehirlerin yaratılması gerekir. Sadece deprem değil yaşanacak diğer doğal afetlere göre de çeşitli önlemlerin alınması gerekir. Örneğin deprem esnasında birçok yerde yangınlar çıktı. Binalar yıkıldığı sırada çıkan yangınlardan dolayı birçok insan yaşamını yitirdi. Binaların elektriğe ve yangına karşı koruma sistemlerinin olması gerekir. Bu sadece deprem için değil başka sorunları ortadan kaldırmak için de gereklidir. Şehir alt yapısının da buna göre planlanması gerekir.

Sizlerin topluma bir çağrısı var mı?

Oya Nur: Bizlerin topluma, yaşanan bunca felaketlerden ve çekilen bunca acılardan sonra tek bir çağrımız var: Gelin bizleri ölümlere götüren, hayatımızı çalan, yaşanacak güzel günleri elimizden alan, çocukların geleceğini çalan bu sistemden örgütlenerek hesap soralım. Hayatlarımızı yeniden kurmak ve bir gelecek yaşamak istiyorsak, örgütlenmekten ve bu kapitalist sisteme karşı mücadele etmekten başka çaremiz yoktur. Gelecek, bu hayatı yaratan kendi ellerimizdedir!



Mart 2025
PSÇPCCP
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31 

More in Röportaj